KADININ ADI VAR MI BU ÜLKEDE?

Kapitalizmin her şeyi sadece sermaye olarak gördüğü bu evrende, özellikle bütün sermaye araçlarını hoyratça kullandığı gibi “kadını da” aynı hoyratlık içinde bir meta olarak, bir malzeme olarak kullanmaktadır.

Kimi okuma özürlü cahiller İslam Dininde kadına değer verilmediği yönünde abuk sabuk laflar eder ve bu laflara da okumayı hiç sevmeyen bu toplum itibar eder, inanır.

Aynı anlayış içinde çok okumak bir şey ifade etmez. İnsan okurken farklı fikir, farklı düşünce, farklı dinsel kitapları okumalı, aklında bir mukayese etmeli, karşılaştırma yapmalı ve içindeki birikim ile kendine özel söyleyeceği sözler ortaya çıkartmalıdır.

Okumak budur. Okumak bu amaç doğrultusunda olmalıdır.

Kadın sokağa çıkartılarak, kadına özgürlüğü verilmez. Kaldı ki özgürlüğün bir sınırı vardır. Sınırsız özgürlük topluma disiplin, ahenk ve huzur vermez, bilakis huzursuzluğu tetikler.

Bugün 8 Mart Dünya kadınlar günü.

Ülkemizde biraz dini konuda bir şeyler bilen ama tam olarak dinin özelliklerini tam kavrayamamış, idrak edememiş yarı din adamları esasen dine en büyük zararı vermektedirler.

Son yıllarda Başörtülü kadınlar üzerine yapılan ayrımcılık, baskı ve yıldırma politikalarının hiçbir savunulacak yönü yoktur.

Ancak yukarıda izah etmeye çalıştığım Demokrasi kavramı kapsamında bir değerlendirme yaptığımızda; dini inançlar ve bu meyanda oluşan örfler hiçbir şekilde belli toplumsal kalıplar içinde değerlendirilemez.

Zira bu örtünme hakkı ya da talebi bireyseldir. Bireysel kişi hak ve özgürlüklerini tanımlama açısından evrensel olarak Helsinki insan hakları bildirgesidir.

Bu insan hakları bildirgesi ile İslam dininin bireye bakış açısını karşılaştırdığımızda hemen hemen aynı şey ortaya çıkmaktadır.

Bu durumda nasıl oluyor da İslamiyet’te kadına değer verilmiyor diye bir anlayış ortaya çıkıyor?

Yüce dinimizde “cennet anaların ayakları altındadır” ayrıca “kadınlar size Allah’ın emanetidir” denilerek, anneye, eş’e ayrıca çocuklar ile ilgili onlarca ayet ve hadisler ortadadır.

Sadece her şeyi madde düzeyinde algılayan ve ona göre kanun ve kurallar koyan kapitalizm ve onun ürettiği kimi fikirler bu gün bütün dünyada insanlığa adalet dağıtıyorum adı altında köleleştirmektedir.

Bu gün bu dünya da modern bir kölelik anlayışı oluşmuştur. Ve kadın da bir meta olarak burada yerini almıştır.

Başörtüsü takarak eğitim almak isteyen kız çocuklarına okul kapılarını kapatan, sizler ancak evde oturacaksınız, siz bu ülkeye sadece Mehmetçik doğuracaksınız diye telkinde bulunan, bu yöne zorlayan, okuma hakkı verilmeyen bir coğrafyada ya da ülkede kadın nasıl özgür olabiliyor? Ben bunu anlamakta zorluk çekiyorum.

Dini inançların kamusal alan zorlaması olur mu?

Bireysel hak ve özgürlüklerin kamusal alan tanımıyla kısıtlanması hangi mantıki kural ile ifade edilebilinir?

Aynı şey Katsayı adaletsizliği içinde geçerlidir.

Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

Kadını bir meta olarak gören, kadını bir oyun aracı olarak gören, kadını sadece cinsellik olarak değerlendiren anlayışlar nasıl kadına özgürlük sağlayabilir?

Kadını erkeğe Allah’ın bir emaneti olarak gören, onu kollamayı, onu korumayı, ona sahip çıkmayı bir emir olarak addeden ve bu yönde de ciddi kanunlar koyan bir din mi yoksa kadını bir sömürü aracı olarak gören, bir cinsellik objesi olarak gören sistemler mi daha iyi korur?

Vesselam bu gün kadınlar günü.

Kadın; anamızdır.

Kadın; eşimizdir.

Kadın; çocuklarımızdır.

Ve kadın bize yüce Yaradan’ın emanetidir.

Emanete sahip çıkmak ise bir ilahi emirdir.

Emanete sahip çıkmak, onu korumak gerek.

Ve bu duygular içinde Dünya kadınlar günü kutlu olsun!....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi