Kahramanmaraş’ta siyaset neredeyse 15 yıldır donuk ve kendi içinde kısır bir döngü halinde dönmektedir.

Kahramanmaraş’ta Milletvekili çıkartan ve TBMM’de grup kuran başta Ak Parti olmak üzere, yerelin Ana muhalefet partisi MHP ve Türkiye’nin ana muhalefeti CHP şehir odaklı, şehrin sorunları noktasında söz söyleyememiş, gündem oluşturamamıştır.

Ak Parti’de geçmişte hiçbir siyasi tecrübesi olmamış isimler teşkilatların tepe noktasına gelmişler, siyaseti partide vatandaşlarla görüşme olarak algılamışlar, kentte görev yapan daire müdürlerinin isimlerini sorsanız çoğu bilmez bir vaziyettedir.

Oysa iktidar partisinin İl ve İlçe Teşkilatları o şehirde bütün kamu kurum ve kuruluşları ile içli dışlı olacak ve o kurumların sorunlarını bilecek, rapor alacak ve yatırımlar dâhil her şeyini Milletvekilleri ile koordineli çalışarak çözüm üretecektir.

Ne yazık ki bu güne kadar böyle bir çalışma içinde olan bir iktadar partisi teşkilatı görmedik.

Öte yandan aynı şey MHP ve CHP teşkilatları içinde geçerlidir. Bu partilerin İl Başkanları Büyükşehir Belediye Meclisi dahil bütün halka açık toplantılara katılmalıdır. Yapılan imar uygulamaları, yapılan yatırımlar araştırılmalı objektif bir şekilde şehir milliyetçiliğini ön planda tutarak düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmalıdır. Ne yazık ki bunları göremedik.

Ülkede olduğu gibi şehirde de siyasi anlamda çok ciddi kutuplaşmalar yaşanmakta birinin doğru dediğine diğeri peşinen yanlış diyerek karşı çıkmakta ve bunun adı da siyaset olmaktadır.

Böyle bir siyaset ne ülkeye nede yaşadığımız şehre fayda verir. İnsanlar objektif bir şekilde vicdanının sesini dinleyerek doğru bildiğini konuşmalıdır.

**

Ülkemizde son yıllarda yandaş, candaş, muhalif gibi keskin ifadeler kullanılarak toplum çeşitli parti, cemaat, tarikat gibi ayrımlara tabii tutulmuştur.

Oysa Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi;

Tek Bayrak

Tek Millet

Tek vatan

Ülküsü etrafında kenetlenmemiz doğru olmaz mı? Parti adına particilik adına ülkemi karartmaya kimsenin hakkı yoktur.

Ak Parti iktidarı son 15 yılda ülkemizde birçok alanda devrim yaptı. Başarılı bulduğum, takdir ettiğim, desteklediğim birçok yatırım ve hizmeti vardır.

Ancak doğru bulmadığım, eleştirdiğim yönleri de vardır. Kendimce, kendi görüşlerim doğrultusunda eğriye eğri, doğruya da doğru demek zorunluluğum vardır. Çünkü ben vicdanımın sesini dinlerim.

**

7 Haziran Genel seçimlerinin sonuçları ve getirdikleri ortadadır. 1 Kasım 2015 tarihinde vatandaşın önüne sandık tekrar çıkacaktır. Türkiye’de başkanlık sistemini destekleyen biri olarak bir siyasi partinin tek başına iktidar olmasını istiyorum.

Türkiye ateş çemberi içindedir. 7 Haziran sonrasında içinde bulunduğumuz durumda yürekli bir Cumhurbaşkanı olmasaydı ülkemizde daha fazla sorun olurdu. Oysa Cumhurbaşkanımız yere geldiğinde tavır koyarak Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere Suriye ve Irak da askeri operasyonlar yapılmaktadır. Bunu lütfen bir yere not ediniz.

**

Türkiye terör sarmalı içinde seçime gidiyor. Her gün bir şehit cenazesine tanık olduğumuz şu günlerde seçmen sandığa giderek vicdanının sesini dinleyecektir.

Kahramanmaraş’a gelince; 7 Haziran seçimleri sebebiyle Milletvekili seçilen isimlerin tamamına saygım vardır.

8 Milletvekilinin hiç biri ile de bir sorunum yoktur. Ancak Marpoll’un yaptığı kamuoyu araştırma sonuçlarına göre de oturup düşünmemiz gerekiyor.

Buradan şunu anlıyorum. Ak Parti ve MHP seçmeni listelerden memnun değiller. Hiçbir ismin % 50 olamaması çok manidar değil mi? Nitekim partiler halkın taleplerini dikkate alırlar ise listeler değişir. Ben yazdım, ben istedim şeklinde dayatmacı bir anlayış hakim olursa da diyecek sözümüz yoktur.

Ak Parti cephesinde İl Başkanı Avukat Metin Doğan’ın istifa ettirilmesi, Ak Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç’in istifa ettirilmesi listelerde değişiklik olacağının işaretini veriyor.

**

Kahramanmaraşlı olarak bize düşen, seçim sonrasında birlik ve beraberlik içinde olmak ve şehrimize hizmetin getirilmesi için mücadele etmek olmalıdır.

Particiliği seçimden seçime yapmalıyız. Başka bir partiye oy vermiş insanımızı dışlamayalım, onları kazanmaya çalışalım. Sert ve hakaret içeren bir üslup yerine munis, makul ve seviyeli bir üslubu tercih edelim.

Bizim yayın politikamızda kavgaya yer yoktur.

Siyasi partilerin birbirlerine hakarete varan açıklamalarına dün olduğu gibi bu günde yer vermeyeceğiz.

Çünkü keskin sirke küpüne zarar veriyor.

Bu duygular içinde partilerden aday adayı olan isimlere başarılar diliyorum