Kahramanmaraş’ta Siyasetin Çivisi Koptu Mu?

Kahramanmaraş’ın siyasi açıdan son on yılına baktığımızda kalite noktasında ciddi kırılma yaşadığımızı, kendi ve kilosunun ağırlığından habersiz çapsız ve niteliksiz insanların her yere aday adayı olma yarışına girdiğini görüyor ve buna üzülüyoruz.

Yolda yürümesinin, bir toplumda oturup kalkmasının adap ve töre değerlerini bile bilmeyen bu insanlar ye enişte ya da birinin yakın hamili kartı ile bu işe soyunduklarını görünce; doğal olarak, Kahramanmaraş’ta siyasetin çivisinin koptuğunu ifade edebiliyoruz.

Bu nahoş ve görmek istemediğimiz durum sadece siyaset merkezlerinde değil, kentin her tarafına adeta dal budak salmış durumdadır.

Sivil toplum kuruluşlarına baktığımızda durum bundan daha farklı değildir.

Medya sektörüne baktığımızda da yerlerde süründüğümüzü üzülerek ifade edebiliyorum.

Medya sektörünün böyle olmasını Kahramanmaraş’ta güdük siyasetçiler ile Sivil Toplum Kuruluş başkanları bu hale getirdi. Tabiri caizse “Kurtları çakallara yem etmekten” utanmadılar.

Bu gün yazılıp çizilenlere baktığımda, bayağılık bir üslup ve ifade ile basını tamamen yerlerde süründüren bir görüntü ortaya koyuyor.

**

Geçtiğimiz gün kentin önde gelen bir sanayici ile otururken gelecek seçimlerde İlçe Belediyelerine aday olacak ortada dolaşan muhtemel isimleri söylediğimde; “Ya bu insanlar hiç aynaya bakmıyorlar mı?” diye bir soru sordu.

Tabii sanayici dostumuza söyleyecek bir söz bulamamıştım. Dedim ki; “Paraya hükmeden kentin sosyal yaşamında söz sahibi olmak için çaba harcamazsa olacağı da budur” diyerek, iş dünyasının siyasete Fransız kaldığını ifade ettim.

**

Bir şehirde güçlü kamuoyu oluşturulamıyorsa, o şehirde ilerleme karınca yürüyüşü ile olur.

Bu gün komşu kentler ile karşılaştırma yaptığımızda Kahramanmaraş Belediyesinin ortaya koyduğu hizmetler dışında tamamlanmış bir yatırım göremiyoruz. 400 Yataklı hastane, Adliye Sarayı ve başka bir hizmet aklıma gelmiyor.

Bunun bütün suçunu siyasilere yüklemek doğru değil. “O benim sorunum değil” diyen Bürokratın çok olduğu tek şehir Kahramanmaraş’tır.

Konuşmaktan ürken, sorgulamayan, sorunlarını anlatmaktan aciz ve bir o kadarda korkutulmuş insanların çok olduğu bu şehrimizde, iftiralardan uzak durmak adına bizlerde çoğu zaman meseleyi görmezden gelmeye başladık.

Devlet organlarından bir korkum yok. Ancak iftira ve fitne öyle tehlikeli bir boyuta geldi ki, bizleri tanımayan insanların bile bizlerle ilgili ne aşağılık sözler sarf ettiklerini duyar olduk.

Bu kadar ahlaksızlığın dip yaptığı bir şehirde, Din adamları para toplamaktan başka ne yaparlar? Diye de kendime sormadan edemiyorum.

**

Fitnenin bu kadar büyütüldüğü bir şehirde kaliteli ve marka isimler her hangi bir yere talip olmaya da korkar oldular.

Çapsız, niteliksiz, her zaman en öne parayı koyan ve para kazanırken de en çok işine Allah’ı karıştıran bu zavallıların şerrinden yalnız ve yalnız Allah’a sığınıyoruz.

Ve yeni bir yerel seçim dönemine giriyoruz.

Partilerden aday adayları birer ikişer ortaya çıkacaklar. Kimileri gerçekten samimi olarak bu işlere talip olurlarken kimileri de sadece iktidar kanadında daha iyi bir makama geçebilmek için bunu basamak olarak kullanacaklar.

Nitekim 2009 yerel ve 2011 Genel seçimlerinde Ak Partiden aday adayı olan insanların daha sonra bürokraside hızlı çıkışlar yapabilmek için seçilmişlerin ardında aylarca dolandıklarını çok iyi biliyoruz.. Ama hepsi böyle diyemeyiz. İçinde gerçekten çok kaliteli isimlerde vardı.

Şimdilerde ise ikbal beklentisi içinde olan kimi çapsızlar sosyal medyada onlarca farklı hesaplar açtırarak kendi kendine gelin güvey oluyorlar.

Bu hokkabazlıkları görünce doğal olarak sadece gülümseyip geçiyorum.

Tabii bu arada bu şaklabanların oyunlarına da gelmemek için bunların haberlerini girmiyor ve soytarı tarzı anketler de düzenlemiyoruz….

**

Kahramanmaraş’ın siyasi coğrafyası bu durumdayken, kaliteli ve marka değere sahip isimler bu şaklabanlarla aynı kulvara girer mi?

Girmedikleri içinde bu kentin siyasi kalitesi yükselmez ve daha da düşer…

Çünkü her seçim kaliteyi biraz daha düşürüyor.

Bundan kurtulmak için siyasi partiler yasası değişmeli ve dar bölge seçim sistemi ve tercihli seçim sistemi uygulanmalıdır.

Bu seçim sistemi de Genel Başkanların işine gelmiyor. Çünkü seçilip gidenler kendilerini parti başkanlarına değil da halka karşı sorumlu hissediyor.

Türkiye’de demokrasinin yerleşmesi için yeni anayasadan daha çok bu ceberrüt seçim sisteminin değişmesi gerekiyor…

Bu da çok zor olur.

Çünkü her partinin genel başkanında bir diktatörlük özlemi var!....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi