Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu 2011 seçimleri öncesinde, seçim döneminde Konya’da yakından görme imkanı bulmuştum.

O günden sonra yazdığı kitapları ve kendisi hakkında yazılan kitapları okuma imkanı buldum.

Dış İşleri Bakanlığı döneminde sessizce Türki Cumhuriyetler ve dünyanın çeşitli ülkelerindeki Türk İslam Eserlerine sahip çıkması ve o coğrafyalar üzerine çalışma yapması beni şahsen mutlu etti.

**

Bir başbakan bir şehre gelir, ziyaretler yapar, açılışlar yapar ve gider. Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu 24 saatini Kahramanmaraş’ta geçirdi.

Yoğun bir tempo içinde geçen bu 24 saatte önemli şeyler olmuştur. Ramada otelde STK’lar ile yaptığı kahvaltı, verdiği yerel ve ülke ile ilgili mesajlar neredeyse bütün haber kanallarında yayımlandı.

Kahramanmaraş’ın tanıtımı adına güzel oldu.

Benim için geleceğe dair önem arz eden kültürel odaklı mesajlarıdır. Çünkü geleceğe kalıcı eser olarak bırakılacak olan bu kültürel mirasımızdır.

Milletleri millet yapan en önemli unsur, geleceğe taşınacak olan kültürel mirasın korunmasıdır.

Gençlik yıllarımızda Kahramanmaraş’ta apartman olarak ilk inşaa edilen Enurya, Milcan, bu gün artı bir değer ifade etmiyor. Beton yığını olarak görüyor ve yıkılarak yerine yeni ve akıllı binalırın yapılması gerektiğini ifade ediyoruz.

Ama rahmetli Dr. Remzi İnce’nin yıllarca oturduğu, muayene yaptığı ve şimdi tadilatı yapılan o tarihi konak bize ilham veriyor.

**

Sayın Başbakan ve beraberindeki ekip; 7 güzel adamın çekildiği film setine gittiler.

Daha sonra ise Başbakan Müze sözü verdi.

Bana göre bu final idi.

Bana göre günün en anlamlı yatırım sözü idi.

Tabii günümüzde insanlar bireysel olarak sadece midesini ve cebine gireceği düşündüğü için bunu anlayamazlar, bana ne derler. Ne gereği vardı derler.

Desinler, maddeci anlayış olduğu kadar, bu toprağın derinliklerinden gelen ve topraklarda açılacak yarıkları bekleyen, ve bir gün o yarıklardan fışkırarak, yeniden bu dünyaya nizam ve intizam getirecek o ruh, toprağın altında kıpırdamaya başladı. Ben sarsıntıları duyuyorum.

Belki bu ruhun yeniden dünyaya vereceği nizamın gerçekleştiği günlerde, bizler yaşamıyor olabiliriz. Olsun. Bizim çocuklarımız, bizim torunlarımız belki de bu yeni nizamın mimarları olacaklardır.

Sayın Davutoğlu’nun Osmanlı’nın ayak bastığı bütün coğrafya üzerinde, hayata geçirmeye çalıştığı fikirde birlik birçok insanın anlayacağı konular değildir.

**

Unesco 2014 yılını Gaspıralı İsmail yılı ilan etti. Bu konu ile ilgili Türkiye’de ve başka ülkelerde etkinlikler yapıldı.

Karadeniz’in güzel şehirlerinden biri olan Bartın, bu organizasyonlardan birine ev sahipliği yapacak.

Merhum Gaspıralı Osmanlı Coğrafyasında öncelik Türk milleti olmak üzere, dilde, fikirde ve işte birlik parolası ile mücadele etmiş, Türk İslam Aleminin yetiştirdiği büyük mütefekkirlerden bir tanesidir. İslam Coğrafyasındaki gerilemenin temelinde yatan eğitimsizliği anlamış ve bunun aşılması için çeşitli öneriler ortaya koymuştur.

Bir Türk yurdu olan Kırım’da Bahçesaray’da dünyaya gelen ve Rus kapitalizmini birebir yaşayan ve Türk milletinin birlik ve beraberliğini tesis için ilk önce dil mevzusunu işleyen bu merhuma en kalbi duygularımla muhabbet besliyor, dua ediyorum.

**

Kahramanmaraş’ta yollar yapılır, hızlı tren gelir, trafik ve ulaşım sorunu çözülür. Ama ecdadın bıraktığı mirasa sahip çıkıp, onları koruyamaz isek onlar gitti mi, bir daha getirmek mümkün olmaz. Hani Ulucamii yakınında ki taş yapılı eski Belediye Binası vardı, yıkıldı. Onu geri getirmemiz mümkün mü?

Keşke o cadde açılmayaydı da, bu bina kalaydı.

Şehirleri geliştirmek ve büyütmek adına ecdadımızın bize miras bıraktığı tarihi eserleri hoyratça imha etmiş, şehri beton yığınlarına gömerken, ruhu olmayan bir şehir vücuda getirdik.

**

Sayın Davutoğlu’nun 7 güzel adam müzesi açılacaktır sözü benim için daha önemlidir.

Belki de o hoyratça imha ettiğimiz, tarihi sürecin bir dönemi, son dönemi kısmen de olsa hayat bulur. Gelecekte torunlarımız onları görür.

Bu konuda inşallah diyor, şimdiden hayırlı olsun diyorum.