Ahmet Doğan İLBEY
KUR’ÂN, HZ. PEYGAMBER VE OSMANLI’SIZ TÜRKLÜK OLMAZ
“Türk milleti” derken üç şeyi dimağ ve kalbinizde tutmalısınız: Kur’ân, Hz. Peygamber ve Âl-i Osman. Bu üç unsur olmadan Türk milleti olmaz.
Kavimler üstü kültürel, medenî ve siyasî bir hüviyet olan Türklüğün fikir ve inşa merkezi, bizi dört başı mamur ölçülerimizle temsil etme kabiliyet ve idrakini haiz olmayan Asya Türklüğü değil, Anadolu'dur.
Türk milleti lafzını, amigo ve futbol seyircisi seviyesinde ağzında sakız gibi çiğnemekten başka mârifeti olmayan ulusalcı bâtıl Türkçülere deriz ki:
Alparslan Gâzi Hazretleriyle bütünüyle islâmlaşan, Osman Beyle irfan ve fütüvvet ehli olan, Yavuz Sultan Selim’le Mekke ve Medine'nin hâdimi olan şanlı asırların mayaladığı Türk milletinden olduğumuzu gökle yer arasında her varlık "bildim ve kalbimle kabul ettim" diyecek ve dahi her amel ve fikrimizin yüreğimizden fışkıran İ'lâ-yi Kelimetullah üzere olduğunu gür nâramızdan işitip duyacak.
Doğu Türkistan’dan Ötüken'e, Semerkant’tan Bosna'ya, Kırım'dan Kerkük'e kadar Türküm diyen herkes, her hecesi din-i İslâm’dan sâdır olan Hakk’a tapan Türklüğün sesinde kendini bulacak ve terkip olacak.
Ümmetin ümitle bağlandığı Türk milleti budur…
Bir daha belirtelim: Türk’ün Müslümanla aynı mânaya geldiği Alparslan ve Osman Gâzilerle başlayan inşa ve ihya edici iki hâkim dönem itibariyle Türk bir ırka izafe edilemeyecek bir millet ismidir. Bu iki önemli tarihten sonra ırk ve kavim bütünlüğünde değil, İslâmî ideal ve inanç etrafında teşkilâtlanan bir millet ve devlet ismidir.
Bu kutlu ve muhterem hüviyetten dolayıdır ki, ne Jöntürk, ne Gençtürk, ne de Atatürkçü-seküler bâtıl Türkçüyüz… Türk mevzunu el almamız bu ülkenin bir asırdır yaşadığı kimlik meselesinin câhil aydınlarca aslî değerlerinden koparılmasındaki endişedir.
Türklüğün doğrusu nedir sualinin cevabı, ağyarını mâni efradını câmi şekilde verilmedikçe ve doğru cevap olan Hakk’a tapan Türklük mensubiyetinde birleşilmedikçe bu ülkede Türk kimliği daha da karmaşık hâle gelecek ve farklı Türk kimlik anlayışlarından menfaat uman çevreler Türk kavramının yozlaştırmaya devam edeceklerdir.
Daha önce söylediğimizi bir daha söyleyelim: Ulusalcı-lâdinî Atatürkçü Türklükten tutun da İslâm’ı bütünüyle esas almayan seküler Türkçülerin Türklük anlayışına, pozitivist sol zihniyetli Türklükten ırkçı-şaman Türklüğe kadar yirmiye yakın Türk kimliği dillendiriliyor.
Bu zümreler, İslâmlaşınca kavmiyetten millet muhtevasına yükselen Türk kimliğine zarar veriyorlar. Bu idrak kirliliğinden anlıyoruz ki, “Türk kimdir, Türklük nedir?” mevzuu önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin gündemini daha da meşgul edecek.
Böylesine karmaşık hâle getirilmiş Türk kimliği meselesinde üstadların ve âlimlerin düşünceleri, içinde bulunduğumuz şartlar gereğince millî bir ehemmiyet arz ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.