MADALYALI ŞEHİRLER

“Tarih bilgisi tüm insanlığın hafızasıdır. Tarih bilinci artıkça insanlığın bilgi ve becerisi, deney birikimi artarak dağarcığı da dolar ve toplumsal akıl galebe çalar. Toplumsal belleğin zenginleşmesi sonucu; tarihsel olarak geçmişle gelecek ilişkilendirilerek yarınlar daha iyi biçimlendirilir. Bu kültürel birikimin sağlanmasının iki temel öğesi; dil ve tarih birliği ve bilincin yaşama geçirilmesi ile olur.”

                                                                                        Edward Hallt CARR

Tarih boyunca bazı şehirlerin, üstün düşman karşısında her türlü feragat ve fedakârlıklara katlanıp yüzlerce ölü ve yaralı vererek kendi memleketlerini istiladan ve sömürge olmaktan kurtardıkları bilinmektedir. Ancak; bunlardan hemen hepsi kendi silahlı kuvvetleri başarıya ulaşmış veya sadece onları destekleyebilmişlerdir. Bu konuda Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlara karşı savaşan, Fransa’nın Verdun ile İkinci Dünya Savaşı’nda yine Almanlara karşı savaşan Sovyetler Birliğinin Stalingrad şehirlerini örnek verebiliriz.

Osmanlı İmparatorluğu içerisinde bir Maraş Sancağı vardı ki zamanın en modern silahları ile donatılmış 4000 – 5000 kişilik bir Fransız kuvveti ve onların desteğinde ki 2000 kişiden oluşan yeteri kadar teçhizatlı Ermeni Birlikleri ile Heyeti Temsiliye Başkanı Mustafa Kemal Paşa’nın manevi desteği ve Paşa’nın talimatı ile gönüllü olan subayların sevk ve idaresinde, çevre ilçelerden gelen gönüllü savaşçıların dışında, kendi öz gücüyle 22 gün süren mücadelesinde düşmana karşı galip çıkmıştır.  

Maraş kurtulduktan sonra bu güçler komşu illerin ve ilçelerin yardımına girmişlerdir. Bu zafer milli mücadelenin ilk meşalesini teşkil etmiş, milli kuvvetlerin ve mücadele eden şehir ve kasabaların moralini yükseltmiştir. Fransa ile Ankara itirafnamesinin imzalanması yolunu açmıştır. Bilindiği gibi Ankara İtilafnamesi uluslararası alanda, TBMM(BMM) Hükümetinin ilk defa tanınmasına neden olmuştu. Uluslar çok eski çağlardan beri savaşta üstün başarı gösteren kahramanlarını diğerlerden ayırt etmek için ödüllendirmişlerdir, bunlara ayrıcalıklar tanıyan bazı bellekler vermişler ve saygınlıklarını artırarak başkalarını özendirme yollarını aramışlardır. Bu ödülün en önemlisi de madalya olmuştur. Çok eski dönemlerde Türkler özellikle kahramanlarını ödüllendirmek için çelenk, tuğ, sorguç ve avize adı altında bugünkü madalyanın yerine geçen sembol ve işaretler kullanmışlardır.

Anadolu Selçuklarında ilk madalya 2. Keyhüsrev tarafından 1245 yılında Konya’da yaptırılmıştır. Osmanlılar ’da ise 1730’da 1. Mahmud (1730-1754) zamanında madalyanın ile ödüllendirme için başarı gösterenlere verilmiştir.

İstiklal Savaşı sırasında Mustafa Kemal Paşa’nın halkın ve ordunun moralini yüksek düzeyde tutarak milli birliği koruma hakkında ki düşüncesini hisseden; Saruhan Mebusu Mustafa Necati Bey ( ileri dönemlerde Milli Eğitim Bakanı olmuştur) üstün başarı gösterenleri ödüllendirmek için bir kanun teklifi hazırlayarak TBMM’ne sundu. Uzun tartışmalardan sonra 29 Kasım 1920 tarihinde 66 Sayılı İstiklal Madalyası yasası kabul edildi. Ancak 4 Nisan 1921’de yürürlüğe girebildi. Bu tarihten sonra yasada zaman zaman değişiklikler yapıldı. Kararnamelerle şekil ve büyüklüğü tespit edildi. Madalya sahiplerine çeşitli haklar tanıyan yasa ve kararnamede değişiklikler yapıldı. Dört tip olarak hazırlanan madalyalardan en önemlisi, bizzat cephede çarpışarak üstün başarı gösteren, asker ve sivillere ve bunlardan şehit düşenlerin ailelerine verilmekte olan kırmızı şeritli istiklal madalyası, ülkemizde ilk defa bir şehre veriliyordu.

Mustafa Kemal Paşa, 13 Şubat 1336(1920) tarihli Heyet-i Temsiliye namına Maraş Müdafaayı Hukuk Cemiyeti’ne, Maraş Belediye Riyasetine ve Maraş Kuvayi Milliye Kumandanı Kılıç Ali Bey’e çektiği telgrafta Maraşlıları bütün memleket namına tebrik ve tazize şitap ederiz. Cümlesi ile Maraş’a kahramanlık unvanını bizzat vermişti. Ancak Atatürk’ün bu isteği 53 yıl sonra 7 Şubat 1973 gün ve 1657 sayılı yasa ile yerine getirilebildi.

Tarih boyunca Maraş şehrinden başka 2 . Dünya Savaşı’nda bir Stalingrad Savunması vardır.  General Paulos(Friedrich Wilhelm Ernst Paulus, özellikle II. Dünya Savaşında etkin rol oynayan Alman Feldmareşali.) kumandasında ki 6. Alman Ordusu’nun bir milyon asker, 5000 tank ve 3000 uçakla taarruz karşısında (Eylül 1942- Şubat 1943) uzun süre direnmiştir. Ancak bu direnmede kışın çok soğuk geçmesi, Alman ordusunun kış teçhizatı ile yeterli şekilde donatılmamış olması ve gerekli lojistik desteğin yapılamaması, Sovyetlerin üstünlük kazanmalarına yardımcı olmuş, şehir halkının da desteği ile yapılan karşı taarruz sonucu Almanlar yenilmiştir.

2. Dünya Savaşı’nda birde Akdeniz’de stratejik önemi dolayısıyla Almanların denizden ve havadan, üstün kuvvetlerle giriştikleri taarruzlar karşısında, Malta Savunması (Aralık 1940- Mayıs 1942) vardır. Bu savunmada da Maltalıların adadaki İngiliz birliklerini destekleyerek onlara yardımları şüphe götürmez bir gerçektir. Bu nedenle İngiltere Kralı 6. George, Malta Adası’na bu yardımlardan dolayı bir George Gross Nişanı vermiştir. Görüldüğü gibi bu savaşta da silahlı kuvvetleri desteklemeden ileri gidememiştir.

Her iki şehrin madalyalarını Maraş’ın madalyası ile kıyaslamak mümkün gözükmemektedir.      

 

MARAŞ ŞEHRİNE TBMM TARAFINDAN VERİLEN İSTİKLAL MADALYASI

 

Maraş’ın Maraş Harbinden Sonraki Belediye Başkanı Elbistanlı Lütfi (Köker) Bey ve Maraş’a İstiklal Madalyasının Verilmesi

Belediye Başkanı Lütfi (Köker) Bey Aslen Elbistanlıdır, Dr. Mustafa Köker’in kardeşidir. 1909 yılında Maraş’ta Türk olarak eczane açan ilk kişidir. Kurtuluş savaşı sırasından birçok cephede fiilen görev almıştır. Savaş sonrası ilk devre (1922- 1925) yılları arasında Maraş Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuştur. Lütfi Köker Bey, Belediye Başkanlığı görevini yürütürken TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa (ATATÜRK), Maraş Belediyesinden savaşta yararlılık gösteren kişilerin isim listesini göndermelerini istedi ve bu kişilere İstiklal Madalyası verileceğini açıkladı. Fakat dönemin Lütfi Köker Başkanlığında toplanan belediye meclis üyeleri uzun tartışmalar sonucu, tüm Maraş halkının Maraş zaferinin kazanılmasında eşit payı olduğunu ve sadece birkaç kişiye madalya verilmesinin haksızlık olacağına karar verdiler. Bu kararlarını da telgrafla TBMM ‘sine bildirmeleri üzerine, TBMM.’ce İstiklal Madalyasının Maraş İline verilmesine karar verildi. Bu muhteşem savaşla elde edilen Maraş zaferi önce TBMM tarafından 5 Nisan 1925 tarihli ve 2626 sayılı kararı ile KIRMIZI ŞERİTLİ İSTİKLAL Madalyası ile onurlandırılmış ve şehir o dönemde dünyada ve Türkiye’de İlk madalyalı şehir unvanını kazanmıştır. İkinci olarak;  TBMM 5 Nisan 1926 günü, Maraş Savaşında yararlılık gösterdikleri için ödüllendirilmesi şehir tarafından önerilen 271 kişiden 166 kahramanın istiklal madalyası ile taltif edilmesi kararlaştırmıştır. Listenin 153’üncü sırasına ”Maraş Namına İstiklal Madalyası İtası” yazılarak kurtuluş hareketine katılan bütün Kahramanmaraş halkı ada ayrıca taltif edilme onuruna sahip olmuştur. Üçüncü olarak; TBMM 12 Şubat 1973 tarihinde 14446 sayılı kararı ile Maraş ilinin adını, maalesef kurtuluşundan 53 yıl sonra, KAHRAMANMARAŞ olarak değiştirmiştir. Esasen şehir örnek ve başarılı topyekûn savaşı ile bu unvanı 1920’de hak etmiştir.

 

T.C. RESMİ GAZETE

Tarih    : 12 Şubat 1973 Pazartesi

Sayı     : 14446

Maraş İli Adı “KAHRAMANMARAŞ” Olarak Değiştirilmesi Hakkında Kanun

Kanun No: 1657  Kabul tarihi 07.03. 1973

Madde 1- Maraş İli “Kahramanmaraş İli” olarak değiştirilmiştir.

Madde 2 Bu kanun yayım tarihinde yürürlüğe girer

Madde 3 Bu kanunu İçişleri Bakanı yürütür. 09.02.1973 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi