Mesut Bilal Buğday
Mahalle çocuğu ve site çocuğu
Bu yazımda mahalle çocuğu ve site çocuğu kıyaslaması yapacağım. Tabi bu kıyaslamanın yüzde yüzlük tutması mümkün değil. Biz bir genelleme yaptık.
Mahalle çocuğu eylemleri ortak olarak yapar, oyunlarını ortak oynar.
Site çocuğu bireysel hareket eder. Fastfood türü bireysel yiyeceklerle beslenir. Bilgisayar, atari türünde bireysel oyunlar oynar.
Mahalle çocuğunda sınıf ayrımı yoktur. Zengin-fakir her çocukla ayrım yapmadan oynar ve mütevazı oyuncaklarını paylaşır.
Mahallede zengin fakir ayrımı yoktu
Fakir- fukaranın hatırını soran çoktu
Site çocuğu zenginlik ve statüye göre saygı gösterir. Fakir ve statüsü düşük çocuklarla oynamaz. Sitenin kapıcılığını yapan kişinin, çocukları ile ilişki kurmaz.
Mahalle çocuğu, mahallenin büyüklerinden saygı sevgiyi öğrenirdi. ve büyüklere saygı, küçüklere de sevgi gösterirdi. Her ne kadar mahallede aykırı hareket eden çocuklar bulunsa da, çoğu zaman irfan sahibi nesiller bulunurdu.
Başımızın tacı idi, büyüklerin her sözü
Karşılıklı sevgi- saygıdır meselenin özü
Site kültürü ile yetişen çocuk; doğal ilişkilerden uzak, yapay ve sanal ilişkilerin olduğu mekanik bir hayatın içerisinde kıvranır. En yakınındaki kişilerle iletişime geçmekte güçlük çeker. Ancak dünyanın başka ucundaki kişilerle sanal ve yapay ilişkiler kurar.
Eskiden sokaklar bizimdi. Sokağın insanları da bizimdi. Şimdi ise sokağı kaybettik ve “sokağın çocuğu” yerine “sokak çocuğu” dedik. Sokağın kötülükleri yüzünden çocukları sitelere, cafelere hapsettik.
Çok sevdiğim bir söz vardır:
“Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder.”
Mahalle kültüründe doğal ve samimi ilişkiler vardır. Pencereler ve kapılar açıktır. Samimi bir tevekkül vardır.
Site anlayışında ise, içe kapanmış bir anlayış vardır. Kapıların kapandığı, güvenlik kameralarının ve özel güvenlikçilerin olduğu, diafonla konuşarak ilişkilerin kurulduğu bir yer.
Oysa mahalle anlayışında çocuklar, dışarıda oynarken susadıkları zaman, mahalledeki bir evin kapısını çalar ve hep birlikte o eve girip kana kana su içerlerdi.
Oysa bugün sitelerde, güvenlikten geçip, diafondan ses verip kapıyı açtırdıktan sonra, herkes kendi evinde su içiyor, ihtiyaç gideriyor.
Site anlayışı; yetişkinleri de, çocukları da bireysel hale getiriyor. Evler gökdelen şeklinde yükseldikçe, bireysel ve egoist anlayış artıyor. Siteler mahalleye tepeden bakıyor. Aşağıdan geçenleri karınca kadar küçük görüyor. Aşağıda oynayan çocuklardan hangisi kendisinin çocuğu, bir türlü seçemiyor ve çağıramıyor. Oysa müstakil evlerin bulunduğu mahallelerde anne ya da baba, çok rahat çocuğunu pencereden ya da kapıdan çağırabilmektedir.
Mahallede çeşitli oyunlar oynardık
Akşam ezanı ile evlerimize koşardık
Bahsettiğim konu çok elzem bir konudur. Çünkü çocukların ihmali ülkenin ihmalidir. Çocukları iyi yetişmemiş bir millet geleceği inşa edemez.
Eskiden oyun parklarımız yoktu
Ama oyun oynadığımız yer çoktu
Kimi zaman boş sokak boş arsa
Mahalle kenarındaki taşlı tarla.
NOT: Site ve mahalle çocuğunun birebir anlattığımla aynı olacağı anlamına gelmez. İstisnalar kaideyi bozmaz. Ancak mekânların ve bazı kültürel öğelerin, insan yaşamında çok büyük etkisi olduğu aşikârdır. Ekonomik gelişmeler, çağın getirdiği yenilikler, anlayışları ve davranışları etkilemektedir. Selametle
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.