Maraş Harbin’de Elbistan’a İşgal Amacıyla Gelen Fransızların Kentten Kaçması(1920)

Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkları sürece, avcı hikâyelerine inanmak zorundayız.

Bu konu ile ilgili sözlü ve yazılı kaynaklara bir bakalım. Elbistanlı Mehmet Bekişoğlu’nun(1884-1968) torunu olan Yüksek Mimar Şahin Bekişoğlu, dedesinden dinlediği bu konuyu şöyle anlatmaktadır.

1919 Kasım veya Aralık ayında Elbistan’a bir tabur Fransız askeri gelir ve bugünküMükrimin Halil Lisesi ve Askerlik şubesi arasında olan taşlarla inşa edilmiş olan askeri kışlaya yerleşirler.(not: burası 212 piyade Alayı’nın kışlasıdır. Bu alay 1927’de buradan Konya’ya gitmiş olup bir daha gelmedi, kışla binası da sonradan yıkılmıştır)

Elbistan’a gelen Fransız askerlerini O zaman ki Elbistan Kaymakamı (Kerküklü Halis Bey), Fransız komutanı ve diğer rütbeli subayları ağırlar ve onların ihtiyaç duyduğu yiyecek ve içecekleri temin eder. Ayrıca rahat etmeleri için her türlü kolaylığı sağlar. Yakacak odun ve kömür gibi yakacakları halktan alarak, askerlerin iaşesi için gerekli malzemeyi verir. İşgal kuvvetleri komutanı ile yakınlık kuran kaymakam, komuta kademesi ile içli dışlı olur. Bunun gören ve hazmedemeyen Elbistan halkı, Fransız askerlerine, öfke duymaktadırlar, ancak şimdilik bir yapamamaktadırlar. Fransız askerleri zaman zaman Elbistan çarşısında dolaşmakta, halkı rahatsız edici fazla bir davranışta bulunmamaktadırlar. 

Bu sırada, kaymakamının askerlere ziyafet verileceği haberi kentte yayılır. Bu duyan Kuvay-ı Milliyeciler yemeği basma eylemi yönünde bir karar alırlar. Ancak aralarında tartışma konusu olur. Çünkü baskının ağır zayiat verileceğine kanaat getirerek baskından vazgeçilir. Bu sırada Elbistan Kaymakamı Kerküklü Halis Bey, kaçırılarak Sivas’a gönderilir. Kaymakamın kaçırıldığı haberi ertesi gün Elbistan’da duyulunca, halkın büyük kısmı memnun olur. Ancak Fransız askerleri ile bir çatışma olur kaygısı kentte yaygındır. Bu yüzden Fransız askerleri mecbur olmadıkça kışladan çıkmamaya özen gösterirler. Çünkü Maraş ve Antep’te çatışmalar başlamış olup, Fransızlar peş peşe bozguna ve yenilgiye uğramaya başlamışlardır. Bu haberler Elbistan’a ulaşmaya başlayınca Elbistan’da ki Fransız askerleri işlerin kötüye gittiğinin farkına varmaya başlar ve bu durum onlarda kaygı yaratmaktadır. Çünkü her an Elbistan’da olayların çıkması beklenmektedir. Çünkü en büyük destekçileri olan kaymakam kaçırılmış, belki de öldürülmüştür. Bu yüzden askerler tedirgindirler ve gitmek için her an emir bekliyorlardı. Beş veya on gün sonra Elbistan halkı bir sabah uyandığında askeri kışlanın boşalttığını ve Fransız askerlerinin şehri terk ettiğini görürler. Fransız askerleri Elbistan’da çatışmayı göze alamadıklarından geldikleri gibi sessizce giderler.

Elbistan’da öğretmenlik yapmış olan Ziya Güner Bey, 1936 yılında yazmış olduğu “Elbistan ”adlı kitabında, Maraş’ın Fransızlar tarafından işgal edilmesinden sonraki Elbistan’da ki olayları şöyle anlatmaktadır: “Savaş sıralarında kasabada İlçebay(Kaymakam) bulunuyordu. İstanbul Hükümetinin adamı idi. Ulusal uğraşa aykırı düşüncedeydi. Elbistanlılar konuştular; bu adamın varlığını tehlikeli buldular, karar verildi. Gecenin birinde hayvana bindirilip Sivas’a yol sınırından aşırıldı. (Kerküklü Halis Sivas’a teslim edilmiş olup ilerleyen günlerde yeniden İstanbul hükümeti tarafından Ovacık’a kaymakam olarak tayini yapılmıştır.)

Fransızlar, Maraş’ı işgal edince Elbistan’a da biraz kuvvet göndermişlerdi. Sözde bunlar şehri teslim alacaklardı, Halk hiç yüz vermedi. Ellerini bağlayıp kovmak için plan kurdular ve bunu duyan Fransızlar geceleyin geri kaçtılar.”

Kaynak:

Uluslararası Milli Mücadele Döneminde Maraş Sempozyumu 3-4 Şubat 2017 Cilt -I-II-III (K.S.Ü.Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi yayınları) 2017

Kahramanmaraş Tarihi Cilt I-II Prof.Dr. İlyas Gökhan

( Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi yayınları 2019)

Elbistan ( Öğretmen Ziya Güneri 1936 İstanbul Halkevleri yayını )

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi