Asuman SOYDAN ATASAYAR
Neden Bebekler Ve İhtiyarlar Günü Yok
Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, kadınlar günü vs… Her kategoriye bir gün ayrılmış neredeyse ama bebekler ve ihtiyarlar için kalmamış galiba sene içinde ayrılacak bir gün.
Benim kadınlık, annelik ve evlatlık duygularımı basite indirgiyor bu günler. Ben mi bir tuhafım yoksa bu günleri baş tacı yapanlar mı bilmiyorum. Haydi kutlayalım diyorum. Ama aklım geride kalan 364 günde kalıyor, onlardan canıma sinmiyor bir türlü.
Diyeceksiniz ki, hiç olmazsa sene de bir gün vazifelerimizi hatırlayıp, hatırlatalım…
İyi de her an her saat yaşadığımız duyguların hatırlatılmaya ihtiyacı mı olur?
Mide yiyecek ister kalbimiz sevgi… Mide günü de koysalar bari.
Mide hakkını niçin hatırlatan olmuyor da kalbin hakkını bize hatırlatıyorlar? Çünkü midenin tüketimi hali hazırda yapılıyor. Manavlar, şarküteriler, bakkallar, fırınlar, pastaneler.. mide için çalışıyor zaten. Hele de aktarlar…of nasıl çalışıyor nasıl..
Ya kalp için ne tüketiliyor? Bunu da gözetmek lazımdı değil mi?
Mide günde en fazla beş öğün gıda ister, kalp ise her saniye sevmek sevilmek ister. Bu kadar hızla çalışan bir organın gıdası için de tüketim gerekiyor değil mi?
Onları doyurmadan yaşamanın imkanı var mı? Midemizin sesine de kalbimizin sesine de kulak vermeden yaşanmaz. Midemiz ne yiyeceğine kalbimiz kimi seveceğine kendi karar verir, biz de kuzu kuzu onların isteğini yerine getirmeye çalışırız elimizden geldiğince. Bundan ötesi var mı?
Yer yerinden oynasa da kalbin istemediğini sevmek, midenin istemediğini yemek... mümkün olmaz. Zorlama yaparsan alaşağı eder bu iki organ insanı . Yani diyeceğim odur ki, bir başkasının hatırlatmasıyla yemek yemediğimiz gibi sevip aşık olmuyoruz.
Esaret kabul etmeyen en masum en doğal duyguların, her halükarda yaşanan hislerin insana hatırlatılmasına ne gerek var ki?
Senede bir gün "sev sev ki, sevdiğine şunu bunu alasın.. almalısın... almazsan sevgin yok demektir.. hediye almayanın kalbi de yok demektir." Mesajı ile seveni sevileni maddi çıkarcı haline getiriyorlar. Bize aşkı sevgiyi, sevgiliyi hatırlatırken elimizden tutup mağazalara sokuyorlar, biz farkında olmadan.
İtalya’da bir devirde bir hükümdarın askerlerine sevgililerinin yanına gitmelerini yasaklayarak savaşa sürüklemesi üzerine Rahip Valantin’in gizlice bu askerleri vuslata erdirme çabasını anmak adına sevgililer gününü icat etmişler.
Yani en tabi duyguların yaşanma hakkı birileri tarafından alınıyor, sonra da bir lutuf gibi hak iadesi gibi gösterilerek tüketim çılgınlığına dönüştürülüyor.
Kadınlar gününün Amerika’da yakılan işçi kadınlardan sonra icad edildiği gibi…
Peki soruyorum size.. İhtiyarlarını da en kıytırık yerlerde kendi hallerine bırakanlar, sabun yaparak kullamayı düşünenler olduğu gibi yeni doğan bebeğini cami avlusuna hatta çöp kutusuna atanlar, yakanlar da var… Öyleyse niye bebekler ve ihtiyarlar günü yok?( Çünkü bu iki kategoridekiler yani ihtiyarlar ve bebekler ağızlarını açıp hak yerine hediye beklemezler)
Global kapitalizm bunları düşünememiş galiba; neyse ben düşürmüş olayım akıllarına (!)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.