Asuman SOYDAN ATASAYAR
Yandık, yakıldık, yıkıldık ama;
Zalim bir kasırga önünde savruluyor milletçe yüreğimiz. Her hafta bir elim konuyla çıkıyor karşımıza medya.. Nereye kadar diye birbirimize sorup, dualar etmekten başka çaresi yok mu bu gidişata dur demenin.? Vardır elbet…(!)
Başımıza gelen her musibetten bir gün sonra uzmanlar konuşuyor; koca koca siyaset bilimciler, terör uzmanları, akademisyenler, yazarlar… Hepsi de aynı konuda hemfikir oluyorlar. Birlik beraberlik çağrısı yapmalar, partileri uzlaşmaya çağıranlar v.s. 15 temmuz dan sonraki “Yeni Kapı ruhu” gibi mesela..
“Oh birleştiler artık bizi kimse yıkamaz.. Çelik bileğimiz bükülmez, sırtımız yere gelmez” dediğimizin ertesinde bir de bakıyorsunuz ki birileri çomak sokmuş arı deliğine. Hepsi birden bağrışmaya başlıyor. Hükümet diyor ki bakın gördünüz mü “Başkanlık gelmezse hiçbir derdimizin çaresi yok. Tek adam da tek adam!”.
Muhalefet diyor ki: “Demokrasi işletilmiyor, askıda olduğu için oluyor bunlar”
İki muhalefetimizin teke indiği şu günlerde daha bir yalnız kaldı sanki sorunlar. “Önceden sahipli miydi sanki diyenler olabilir) Ben kısmen vardı diyorum. Ama ne olduysa bir rüzgar daha esti tersinden.. Güvendiğimiz dallar yerle yeksan şimdi.
Toplu yerlerde bulunmayın uyarısı yapıyorum oğluma..
Ne garip tam kırk yıl önce de ben babamın annemin yüreğini hoplatıyordum. Benim üniversitede okumam için can atan, başarımla gururlanan ailem, o yılların terörü karşısında geri adım atarak “okulunu bırak” diyorlardı bana. Allah’ım bana da aynı şeyleri söyletme yarabbi diyorum. Böyle bir şey demem mümkün değil, desem de benim gibi kuzu kuzu bırakan da olmaz gerçi. Ama evlatlar gidiyor, analar yırtınıyor. Ben empati yapıp aynı acıları yaşıyorum. Oğlum okuluna gitse ne olur gitmese ne olur. Ona bir şey olmuş gibi krize giriyorum hergün. “Anne paranoyak olma..!” diyor . Ateşin düştüğü yer kadar olmasa da yanıyorum.. Yarınımız güvencede değil.
Herşeye rağmen ümidini kaybetmeyen biri olarak diyorum ki:
Yandık, yakıldık, yıkıldık ama;
Varız hala, biz olmak için varız!..
Umulmadık bir anda kimbilir
Işıklı seherlere yeni baştan doğarız
Açar yine bir güneş; bakar derin bakışla
Ufuklardan koşarak gelir aydınlık günler
Bir bakış ışığıyla şafaklar aydınlanır
Belki de o ışıkla evren güne boyanır
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.