Nerede O Eski Bayramlar...

Dilimize işlemiş her bayram tekrarlanan klasik bir deyiştir: nerede o eski bayramlar.

Sahiden de geçmiş bu günden daha güzel miydi?
Eğer bu gerçekse neden insanımızın daha mutlu olduğu o günleri hatırlayamıyoruz.
Aslında bu geçmişe hayıflanma bir uyum sağlayamama ve adaptasyon sorunu, zamana yetişememe bu zaman içerisinde sahip olduğumuz altyapı ve birikimle üretici olamama durumu.
 Müthiş bir bilgi ve teknoloji akını içerisinde yaşıyoruz ama bu bilgi ve teknoloji üretilmiyor aksine ithal ediliyor.
 Değişime uyum sağlayıp bu değişimin aktif bir parçası, yönlendiricisi olamıyor.
Zaman biraz daha hızlı değişirken durağanlık ve geleneksellik daha belirginleşiyor, geriye gidiş hızlanıyor, mesafe açılıyor.
Ve klasik deyiş bir tekrarlanıyor: nerede o eski bayramlar.
 “Ah eski bayramlar, ah!” diyenlerden misiniz?
Ama zamanın değişimine ne kadar direnebilirdik ki? Ulaşım hızlandı, iletişim hayal edebileceğimizin çok ötesine geçti. Eskiden aklımızdan bile geçmeyen birçok şey, bugün vazgeçilmez oldu bizim için.
Gereksinimler listesi uzadıkça uzadı. Beklentilerimiz arttı…
Yeniliklere isteyerek alıştık, yavaş yavaş biriktirdik…
Sonra da yakınır olduk hayatımızı kuşatmalarından.
“Eski bayramlar” derken özlediğimiz, belki de çocukluğumuz, eski tasasız günlerimizdir… Doya doya yaşardık çünkü o günleri…
Sıkıntıları, yorgunlukları büyükler çeker, ama belli etmezlerdi.
Bize de sevindirilmek, şımartılmak düşerdi.
Bayram denice akla Yardımlaşma ve paylaşma duygularının doruğa çıktığı güzel gün gelir akla…
Yardımlaşma ve paylaşma duygularının doruğa çıktığı kurban bayramı bütün Müslümanlara kutlu olsun!”, “Sevinç ve hüzünlerin paylaşıldığı, mutluluk kaynağı kurban bayramı”, “Bugün tanıdığımız tanımadığımız herkesle bayramlaşalım”, “Dost akraba ziyaretleri, mutlu edilen çocuklar, bu mutluluk havası bayramdan sonra da sürsün!”, “Bayram kardeşlik ve dayanışmanın yaygınlaşıp kök salmasının vesilesi olsun” vs. vs.
Bayramların kökeni dine dayanır.
Göçebelikten yerleşik düzene geçen insanoğlu toprağı işlemeyi öğrendiğinde uygarlıkla tanıştı. Yardımlaşma ve paylaşma duygularının doruğa çıktı.
Bayramı en güzel şekilde idrak etmek istiyorsak, sadece çocukları izlememiz yeterli… En duru, en saf, en masum duyguları onlar yaşıyor… Onların neşeleri, neşemiz; neşemiz bizim bayramımızdır…
Bayram, gönüllerimizin coşmaya duyduğu hasret, ruhumuzun huzura, sükûnete hasret duyduğu vuslat günüdür… 
Bayram, insanın insana “muhabbetten hasıl olan” kavuşma, kucaklaşma ve coşma günüdür…
Bayram, insanı hayatın negatif yönlerinden kurtaran can simididir…
Bayramın engin duygularında boğulmamız dileğiyle…
Bereketli, huzur dolu, mutlu bayramlara...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi