Yaşar İçen
Ortadoğu Yansımalarıyla Zengezur Cumhuriyeti
Aslında Süleymaniye'yi "Araf'ta" ayrı bir yere koymak gerekiyor zira Süleymaniye ve dolayısıyla KYB'den son süreçte aldığım duyumlar Türkiye ile sil baştan diplomasiyi başlatmak yönünde.
Ortadoğu yine sıcak ve hızlı günlerini yaşıyor. Bağdat ve Erbil seçim başlıklarını konuşurken Süleymaniye, İran ve Suriye’de çok daha farklı başlıkları Bağdat ve Erbil’e kanalize etmeye çalışıyor.
Aslında Süleymaniye’yi “Araf’ta” ayrı bir yere koymak gerekiyor zira Süleymaniye ve dolayısıyla KYB’den son süreçte aldığım duyumlar Türkiye ile sil baştan diplomasiyi başlatmak yönünde.
Benim düşüncem de bu yönde çünkü KYB’nin Türkiye’ye mesafeli durması birilerinin ekmeğine fazlasıyla yağ sürüyor. KYB’yi çoğu zaman Türkiye karşıtı faaliyet ve söylemlerde görsek de tablonun bütünü aynı değil elbette. KYB içerisinde Türkiye ile yakınlaşmak ve PKK-İran-Suriye güdümünden çıkmak isteyen ciddi bir oluşum var. Bu sebepten KYB başlığını “nokta” görüşmeler eşliğinde yeniden değerlendirmeli. Hafta başı kaleme aldığım “Bakan Fidan MİT’e kazandırdığı nokta operasyon başarıları sonrasında bundan sonra da hariciyede nokta nokta diplomasi yürütecek” derken tam da bunu kast etmiştim; yerine, zamanına ve kitlesine özel kazan kazan diplomasisi…
Evet Ortadoğu Irak üzerinden hareketli günlerini yaşıyor ve Türkiye süreci çok geniş bir perspektiften takip ediyor. Önceliğini yine terörle mücadeleye ve huzura veren Türkiye biliyor ki; huzur ve güvenliğin sağlanamadığı topraklarda istikrara, siyasete, hizmete, yatırıma, diplomasiye, turizme, kalkınmaya dair hiçbir çalışma icra edilemez.
Türkiye’nin dünyayla birlikte Ortadoğu diplomasisini de oldukça başarılı bir seviyeye taşıyan Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’ndan görevi devralan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile elbette ki yeni yol haritaları belirecektir önümüze çünkü 28 Mayıs ile verilen “Türkiye Yüzyılı” startının içeride olduğu gibi dışarıda da yeni bir vizyon açacağını biliyoruz. Dünya ile birlikte Ortadoğu’da 28 Mayıs seçimini ve Türkiye Yüzyılı başlığını yakından takip ediyordu. Sandıktan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkmasıyla komple Ortadoğu derin bir nefes aldı çünkü bölgede “dünya kartları” yeniden dağıtılırken Türkiye‘nin kararlı ve güçlü duruşu bölge ülkeleri için çok önemli.
Türkiye Yüzyılı’nda şu an iki önemli diplomasi başlığımız var. Birincisi Zengezur Türk Cumhuriyeti diğeri ise Ortadoğu… İlk bakışta ayrı olarak değerlendirilen Zengezur ve Ortadoğu başlıkları aslına bakıldığında birbirini tamamlayan/güçlendiren iki dinamik. Zengezur’un Ortadoğu ve Afrika’yı İran markajından kurtararak Türk Dünyası’na oradan da Uzak Doğu’ya bağlaması büyük bir umutla bekleniyor. Bu hareketlilik Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’suna da ciddi bir popülarite katacaktır. İşte tam da bu sebepten Türkiye, bölgenin terör unsurlarından ve destekçilerinden acilen temizlenmesini önemsiyor.
Türkiye öncülüğünde yürütülen terörle mücadelenin son süreçte Bağdat ve Erbil yönetimlerince de destekleniyor olması sevindirici bir gelişme. Bölgeyi germek ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne direnç göstermek için “Süleymaniye’ye özerklik verme” adımlarını atanları da görmek gerekiyor. Erbil Yönetimi’nin Süleymaniye ile ayrışması durumunda kaybeden sadece Kürtler olacağı unutulmamalı bu sebepten KYB ve KDP ortak bir platformda buluşmak zorunda…
Bunca hengame arasında “Büyük Tabloyu” kusursuz bir şekilde oluşturmaya çalışan Türkiye; kuzeyden güneye, doğudan batıya tarihi önemde bir siyaset-diplomasi trafiğini yürütüyorken, Irak sahasından bana ulaşan “Türkiye bu aralar Irak üzerinden Ortadoğu’ya neden mesafeli” düşüncelerine de umarım bir cevap olmuştur bugünkü yazım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.