İsrail "Dünyayı ardında bıraktı"

İsrail’in gerçekleştirdiği siber saldırılar “Dünyayı Ardında Bırak” filminden bir sahne gibiydi.

Yaptığı saldırılar ile “İsrail Dünyayı Ardında Bırakmıştı” adeta…

Ve enteresan olan şuydu; kimseler çıkıp “teknolojik cihazları protesto edelim kullanmayalım” demedi/diyemedi. Neden?

Gıda, kola, çay, kahve, temizlik ürünlerine ve mekanlara yönelik yapılan protestoları neden teknolojik ürünlere karşı yapmamıştı insanlar? Neden bu çifte standart? Yoksa teknoloji bağımlılığı karın tokluğunun, sosyal bilincin, barış isteğinin önüne mi geçmişti? “Bireylerin ve kurumların kara kutusu” niteliğindeki bilgisayarlar ve telefonlar protesto niteliğinde kırıp atılsaydı nefes alınamaz mıydı yoksa? Söz konusu teknoloji olunca neden bu görmedim-duymadım-bilmiyorum halleri?

Evet İsrail’in Lübnan üzerinden sergilediği “dünya avuçlarımda lansman” saldırıları tüm dünyada derin bir sessizlik yarattı çünkü insanların kan revan içinde kalmasına ve ölmesine sebep olan şey günlük hayata dair teknolojik ürünlerdi ve buna neyin sebep olduğu görünmüyordu! Görünen tek şey patlayan cihazlar ve yere düşen insanlardı!

Halâ daha bu saldırıların nasıl gerçekleştiğini çözmeye çalışıyor ülkeler. Neydi nasıldı derken bir yandan da “bu saldırılar nereye kadar varır” sorusu hakim zihinlerde. Televizyon, telefon, akülü araç, bilgisayar, tablet, kalp pili, kumanda, buzdolabı, klima ve aklınıza gelebilecek tüm teknolojik cihazlar korkutuyor şimdi insanlığı.

Bu korku çıtasını daha yükseğe taşımak istiyorum ve “Bu tehlike sadece teknolojiyle sınırlı değil istedikleri zaman insan beynini ve vücudunu da kontrol edebilir ve hatta bu tehlikeye maruz bırakabilirler mi?” sorusunu koyuyorum masaya çünkü “dünyanın teknoloji babası İsrail” aklımızın ucundan dahi geçemeyecek çok ileri teknoloji rezervine sahip. Özetle şu an dünyanın İsrail’in teknoloji potansiyeline dair tahmin ettikleri buzdağının sadece görünen kısmı.

İspatlayamam fakat bu saatten sonra inandığım şey şu; seller, aktive edilen yanardağlar, kasırgalar, yıldırımlar, depremler ile ülkeleri tarumar edebilecek teknolojiler icat edilmiştir mutlaka ve yarın öbür gün insanlığın su yığınları ile sınanmayacağını nereden bileceğiz?

Önümüzdeki yüzyıl tam da böylesi “extrem olayları” barındırıyor bünyesinde. İnsanoğlu halâ günlük hayatta yapay zekaya teslim olup olmayacağını konuşup tartışırken teknoloji devi ülkeler “yapay zeka savaşlarını” yönetiyor uzun zamandır.

Herkese sorum şu; günlük hayatta, sanayide, tarımda, sağlıkta, savunmada, eğitimde ve aklınıza gelebilecek her başlıkta İsrail teknolojisine bağımlı olan Dünya, gerçekleştirilen siber saldırılar sonrasında İsrail’in sınırlarını revize etme çabalarına sesini yükseltmeye devam edecek mi?
Ve sınırlarını İsrail teknolojisine kapatıp sil baştan diyerek eski sade/köy/siyah beyaz hayatına dönüp kendi kendine yetmeyi öğrenecek mi?

Teknoloji savaşları nereye kadar gidecek diye sorarsanız; insanlık kendi oturduğu yaşam dallarını kesene kadar derim! Kim bilir belki de yeniden başlayacak hayat… Ya da “çok yoruldum insanlardan bu son perdeydi yine yeniden için ben yokum şimdi game over vakti” diyecek dünya döngüsü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar İçen Arşivi