Op.Dr.Uğur TOKA

Op.Dr.Uğur TOKA

Rumlara Gerginliğin Düşündürdükleri

       Güncel  bir  konu  olan  Kıbrıs  Rum  kesimi  ile  olan  gerginliğin  bende  çağrıştırdığı  farklı  bir  konuya  temas  edeceğim.

       Bilindiği  gibi  Kıbrıs  Rum  kesimi  kendini  adanın tek  egemen  gücü  olarak  görüyor  ve  Türkiye  bu  konumu  tanımıyor. Rum  kesimi ,  bu  egemenlik  hakkına  istinaden  kendi  başına  Akdeniz'de  petrol  ve  doğalgaz  arıyor. Türkiye 'de  bu  doğal  kaynakların  sadece  rumlara  ait  olmadığı  iddiası  ile  bu  sürece  tepki  gösteriyor.

      Dünya  nüfusu  hızla  artıyor  ve  giderek  daha  fazla  tüketici  oluyor .  Bu  durumda  doğal  kaynaklar  daha  değerli  hale  geliyor  ve  paylaşılmasında  sıkıntılar  doğuyor.

      Denizin  ortasında  ve  yerden  binlerce  metre   aşağıdaki  doğal  kaynaklar  için  böyle  mücadeleler  yapılırken  üzerinde  oturduğumuz  basıp  geçtiğimiz  doğal  kaynaklarımızı  ne  kadar  değerlendirebiliyoruz?.

      Doğal  kaynak  denince  ilk  akla  gelen  petrol  olmak  üzere  doğalgaz  kömür  ve  diğer  yer altı  zenginlikleridir. Ben  ise  ziraatle de  uğraşan  biri  olarak  bilinçli  tarım  yapılacak  toprağın  en  değerli  doğal  kaynak  olduğunu  düşünüyorum.  Ülkemizden  kat kat  küçük  bir  ülke  olan  Hollanda'nın  sadece  tarım  ürünü  ihracatının  bizim  tüm  ihracatımızdan  iki  kat  fazla  olduğunu  düşünürsek  toprağın  iyi  değerlendirildiğinde  nasıl  bir  doğal  kaynak  olabileceği  daha  iyi  anlaşılır  sanırım.

      Şu  görüşe  itiraz  edecek  kimse  olacağına  ihtimal  vermiyorum ;  ülkemiz  İsrail  veya  Hollanda'nın  elinde  olsa  dünyanın  en  zengin  ülkesi  olur.

      İsrail  çölde  kaktüs  ekip , kaktüsün  içine de  elma  ekip  çölde  meyva  üretirken ,biz  tarım  arazilerimizi  hoyratça  kullanıyoruz.

      Verimli  tarım  açısından  yeniliğe  ve  bilgiye   kapalı  bir  toplum, bilgiyi  arayanın da  bundan  mahrum  kaldığı  bir  ortam.

       Ha  boşa  akan  petrol , ha  boş  duran , verimli  kullanılmayan  tarım  arazisi  ne  farkı  var.

       Babadan  gördüğümüz  ulaşım  araçlarını  kullanıp  ata  binmeyi  kimse  tercih  etmez  heralde veya  babadan  gördüğümüz  haberleşme  araçlarını  , mektubu  telgrafı  kullanan  kaldımı?. Pek  tahmin  etmem.  Evinde  babadan  kalma  teldolabı  veya  kömürlü  ütü  kullanan  da  yoktur.

      Amaaa iş  tarıma  gelince  babadan  dededen  kalma  usulleri  büyük  bir  sadakatle  kullanırız.

      ''Şehit  kanlarıyla  sulanmış ''  diye  müthiş  bir  paye  verdiğimiz  vatan  topraklarını  böylesine  hoyrat  kullanmak  eminim  şehitlerimizin de  kemiklerini  sızlatıyordur.

       Hele  birde  '' dapılı  malım  ister  ekerim  ister  ekmem'' diye  en  değerli  doğal  kaynağımızı  üretimden  uzak  tutan  zihniyettekiler  yokmu.  Bu  kafa  yapısı ,  dededen  kalma  yöntemle  tarım  yapanlara  bile  rahmet  okutacak  cinsten.

       Her  nesilde  tarım  arazilerini  üçe  beşe  bölen  miras  hukukumuz ve  en  değerli  doğal  kaynağımız  olan  tarım  arazilerinin  akıbetini  sadece   tapu  sahibinin  keyfine  bırakan  mevzuatımız  bence  büyük    bir  devrime  muhtaç.

      Dünyanın  her  noktasında,  her  hakkımızı  dimdik  durarak  tabiki  koruyalım.Ama  basıp  geçtiğimiz  topraklar da  daha  fazla  ilgiyi  haketmiyormu?.

      Daha  verimli  tarım  ve  tarıma  dayalı  sanayii  K.Maraş'ımız  için  mükemmel  bir  hedef  olur

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Op.Dr.Uğur TOKA Arşivi