Mesut Bilal Buğday
Sahibini arayan madalya
Genç kardeşlerimizle sohbet ederken, gençlerin Maraş’ın kurtuluşu ile ilgili yeterli bilgi sahibi olmadıklarını gördüm ve çeşitli kaynaklardan Maraş’ın kurtuluş hikâyesini araştırıp destanlaştırdım.
Her kurtuluş bayramında bu şiiri tekrar genç kardeşlerimizle buluşturuyorum.
Uzun bir şiir ama okuyunca Maraş’ın kurtuluşu ile ilgili bilgi sahibi olacaksınız. İsteyen videosunu da izleyebilir.
Mondros’tan sonra çıldırdı suskun Ermeni
Konaklarda otururlar istiyorlar hizmetini
İşgal altında nasıl beklerler acı ile gülmeni
Padişaha millete şarkılarında söver oldular
Karşılarında mücahit vatan evlatları buldular
İngilizler karargâhını Amerikan kolejine kurar
Max andrio hükümet binasına bir subay yollar
Derki mütareke usulünce işgal edilsin yollar
Mutasarrıf Ata Bey der Maraş sakin şehirdir
Bu ne alçakça istek ne alçakça bir emirdir
Ata Bey der; misafirseniz başımızın üstüne
Maraş’ı işgal etmek için yatmayın düşüne
İngiliz kumandan Ermeni’nin hayali peşine
Burada der, adli hiçbir vaka bile olmaz
Ermeni milleti, iyice kudurdu, hiç durmaz
İngiliz kuvvetlerinde ekseri Hintli asker
Ermeni çapulcu bağımsız devlet düşler
İşgalciler Maraş’ın en güzel yerinde kışlar
Hintli Müslüman askerler destek verdi bize
Verdi cephaneyi, dedi Ermeniyi getirin dize
İngilizlerin asıl amacı Musul Kerkük petrolü
Maraş’ı bırakırlar Fransızlar oynar başrolü
Onca iyiliğe rağmen azıttı Ermeni dölü
Sus payı olarak verildi Antep Maraş Fransız’a
Sarkıntı oldu herkese, çocuk kadın ve kıza
Yirmi dokuz Ekim günü Maraş’a girdi Fransız
Yüzbaşı Julie komutasında saldırdı amansız
Otuz ekimde De Fontzine komutasında bin Fransız
Dahada yetmedi beş yüz tanede Cezayirli asker
Ermeniler işgalcilerle kol kola onları besler
Ermeniler işgali kutlamak için şenlik alem yaptı
Maraş’ın en güzel yerlerini tehditle onlar kaptı
Abdal Halil parayı Setirek’in yüzüne çarptı
Kasnağı doldursan tokmağı kaldırıp ta vuramam
Maraşlı kardeşimin karşısında haince duramam
İki bin Fransız Lejyoneri daha işgale şehre girdi
Hırlagyan Maraş bir gün Ermenistan olacak derdi
Şimdi çanağa pisleyen bir zaman ekmeğimizi yerdi
Hıristiyan kadınları işgalcileri çiçeğe öpücüğe boğdu
Fransa’dan aldığı güçle Ermenilere gün doğdu
İşgalciler azıttı keyfi evlere baskın saldırı yaptı
Av silahlarına el koydu evdeki bıçağı bile kaptı
Eften büften bahanelerle birçok Maraşlıyı içeri attı
Maraşlı artık diken üstünde sabır artık taşıyordu
Ermeni ,Şerefoğlu ve Çakıroğlu köyüne ateş açıyordu
Ermeni çapulcu otuz bir Ekim günü hepten azıttı
Maraşlı bir biçarenin derisini kesti kazıttı
Hıristiyan mahzeninden şarap içip hepten azıttı
Sarhoşlar hükümet konağında Türk askere sataşır
Bize keyf edecek kadın bul diyecek kadar sırnaşır
İkindin Fransız Ermeni milisi kışlaya dönerken
Uzunoluk hamamından çıkan kadınlara çökerken
Yüzünü açmadı diye kadını zorlayıp döverken
Sütçü imam dayanamadı çekti eski toplu silahı
Namusa uzanan el kırıldı silahlar vurdu cenahı
Ermeni Fransız Türk kadının namusuna uzandı
Bundan sonra sükûnet uysallık bitti inanan kazandı
O hengâmede Çakmakçı Said Şahadete uzandı
İmam sıktı kurşunu düşmanın biri ölü diğeri yaralı
Öbür işgalciler kaçıyor bağırarak sesleri naralı
Sütçü İmam Nalbant Bekir’in atıyla kaçtı
İşgalciler bunun üzerine şehirde dehşet saçtı
İmam ahır dağını zorlu geçip Bertiz’e ulaştı
Ağabeyli köyüne varıp Muharrem Beyi buldu
Bertizde düşmana karşı silahlı bir çete kurdu
İmam yakalanamayınca Ermeni sağa sola kin saçtı
Camileri ateşe verdiler onlara göre en üstün haçtı
Ermeniler Zülfikar Çavuşoğlu Hüseyin’e ateş açtı
İmamın dayıoğlu Kadir’in Ağzını burnunu kırarlar
Her tarafına acımasız bıçak atıp kurşun sıkarlar
Maraşlı şehrin altında tünel kazdı ev ev gezdi
Bazı çapulcu Ermenileri yakalayıp kurşuna dizdi
Düşmanın haberi olmadı çok sonraları sezdi
Sütçü İmam bile geldi toplantılara katıldı
Artık harp zamanı silah ellerde kaşlar çatıldı
Fransız Vali Albay Bremond yeni atama yapar
Komutanı Andreyi Monsieur olarak Maraş’a atar
Ermeniler Fransız bayrağı altında nutuk atar
Yaşasın Fransa, yaşasın Ermeni Taşnak sloganları
Ermeni ve Fransız aynı ruhtan karışmış kanları
Guvernör ve mahiyeti marşlarla şehre girer
Mahmut Bey hükümet binasında misafir eder
Ata Beyden boşanır ter, yüzünde hüzün keder
Andre, eşrafı Kadir Paşa konağına çağırır
Sindirmek için hiddetlenir, kızgınca bağırır
Maraşlı esnaf Boğazkesen camiinde toplanır
Andre’nin davetine icabet etmeme kararı alınır
Guvernör buna hiddetlenir kızar kırmızıya boyanır
Eşrafı cumartesi günü belediye binasına ister
Ermeni’yi, eşrafa saldırtıp haraç ile besler
Yirmi yedi aralıkta Hırlagyan ziyafet tertip etti
Maraşlılar der; artık bunların yaptığı yetti
Agop; Hırlagyan’ın torununu dansa davet etti
Helâna dedi kalede Türk Bayrağı dalgalanır
O dalgalanırken burda benim ciğerim parçalanır
Guvernör Helana’nın baş döndüren güzelliğine bakar
Militan Ermeni kızın, her istediğini anında yapar
Helâna kendini Andre’nin kollarına adeta atar
Çalgılar çılgınca çalar, su gibi içkiler içilir
Türk Bayrağı indirilip Fransız bayrağı dikilir
Evinde hasta yatmaktadır avukat Mehmet Ali Bey
Der aman Allahım, sancak yok öbürüde ney
Gözyaşlarıyla beyanname yazar hey ki ne hey
Beyanname birçok cami ve duvarlara asılır
Fransız’ı bir korku kaplar, Ermenilerse kasılır
Ey millet-i Necibe-i Osmaniye vaktine hazır ol
Müminin bin üç yüz küsur senedir şehit olduğu yol
Bizde Fransız’a Ermeniye direnecek asker ve evlat bol
Korkma seni birkaç Fransız kuvveti kıramaz
Rıdvan hoca der; kimse işgal altında Cuma kılamaz
Ulu Caminin içinde bir fırtına bir gürültü kopar
Şerbetçioğlu Mehmet sancağı hızlıca kapar
Tüm Maraş’lı mahşeri kalabalık kaleye akar
Fransız Jandarması arka kapıdan hızla kaçar
Zalhocaoğlu Türk Bayrağını öpüp yerine asar
Bayrağı kaleye diken millet Cuma Namazını kılar
Seccadeler adeta gözyaşlarına doymuş kanar
Millet adeta hürriyet için tutuşmuşçasına yanar
Guvernör Andre, adeta sinirden küplere biner
Der; bir bayrak için yaptığınız nedir bu ne şer
Guvernerün yaveri etrafa erkeklenir kama çeker
Nacarların Mehmet kâfirin kamalı bileğini büker
Nacioğlu Mahmut silleyi vurdukça dumanı tüter
Guvernör Andre adeta şaşırıp donarcasına kalır
Mutasarrıf Ata Bey işaretle jandarmayı uyarır
İslâhiye’den Maraş’a bir müfreze asker yola çıkar
Maraşlılar Eloğlunda Fransız birliğini yakar
Andre donuk gözlerle kızgın Maraş’a bakar
Maraşlı der; gülzar olmaz Maraş bize mezar olmadan
Andre defoolll! Çekilmeyiz sonra seni vurmadan
Andre Maraş’ın ileri gelenlerini toplantıya çağırır
Ben memleketinizin refahına çalıştım der, bağırır
Sağ koluna kuvvet der, lütuf der sol kolunu kaldırır
Siz hangisini istiyorsunuz harp yapmak mı lütuf mu?
Yoksa Maraş’ı yakmak, Maraş’ı hepten yıkmak mı?
Şeyh Ali Sezai Efendi konuşmak için söz alır
Yıllar önce atam Kanuni sizlere iyi niyet salır
Osmanoğulları sizleri medeni olarak tanır
Hatta mekteplerinde okuttular Fransızca lisan
Sizlere sundu birçok defa lutuf ve ihsan
Ali Sezai Efendi der sizden önce İngilizler geldi
Hükümet işlerine karışmadı, bizlere verdi
Başımıza siz ve Ermeniler açtı bunca derdi
Ermenilerin yaptığı katliamlara seyirci kaldınız
Üstüne üstük şımartıp üzerimize saldınız
Guvernör baş suçu Mutasarrıf Ata Bey’e buldu
Ali Sezai Efendi hayır dedi çünkü vakit doldu
Askeriniz bayrağımızı indirip halkımızı vurdu
Guvernöre der; hadisenin sebebi bilinki sizsiniz
Bunların sebebi Ermeniler ve sizin hissiniz
Fransızlar Ermenileri arkalar, işin çivisi çıkar
İşgalci yeni bir hırsla vaziyeti kurtarmaya bakar
Bu yüzden eşraf Veziroğlu Mehmet’in evine akar
Toplandı Refet Efendi, Belediye Reisi Bekir Sıtkı
Daha niceleri var ki toplantıdan bir karar çıktı
Din vatan uğruna gerekirse can vereceklerine
Hainlere öz kardeşleri de olsa acımayacaklarına
Sır saklayıp gerekirse ölümü göze alacaklarına
Ant içtiler niceleri Hacı Naci ve Hacı Ahmet
Ve diğerleri Şişmanzade Arif, Dedezade Mehmet
Şekerli, Hatuniye semtlerinde teşkilatlarını kurar
Başkanlığa Arslan Bey gibi bir cengâveri atar
Şehir on bölgeye ayrılır, daha yenilerini de katar
Teşkilat kurulur, para erzak silah mermi toplanır
Fransızların silah depoları gizliden gizliye yoklanır
Tüccarlardan Hacı Nuri Bey hesap defterini tutar
Yüzbaşı Mahmut birçok hassas planlar yapar
Arslan Bey herkese görev verir atamalar yapar
Guvernör anladı ortada bir şeylerin döndüğünü
Ermeniye güvenince gördü balonunun söndüğünü
Andre pişmandır Ermenilere güvenip kaldığı için
Aşkından tutuşup Ermeni Helena’ya yandığı için
Hırlagyan’ın şatafatına, ziyafetine kandığı için
Paristeki dostlarını araya koyup tayin çıkarır
Antep’e giderken Maraş’a son bir kez bakınır
Fransız General Queret bizzat gelir Maraş’a
Yanında Albay Saint Mari adeta hazır savaşa
Diyor: binbeşyüz muhafız sizinle hazır barışa
Maraşlı inanırmı böyle caf caflı silahlı söze
İşgali bırak, def ol, burda ihtiyaç yok size
Şehrin ileri gelenlerini çağırır hükümet konağına
Maraşlıya sefahat der, ancak hepsini kendi çanağına
Görmelisin diş sıkışını vurur hiddetle yanağına
Emrederek Kılıç Ali Paşanın yakalanmasını istedi
Refet Hoca kızgın bir ifadeyle komutanı tersledi
Refet hoca dedi; hani himaye hani nerde medeniyet
Sizin yaptığınız yalnızca küllimen Maraşlı ya eziyet
Cana kıymak, kadına saldırmak sizin için meziyet
İnsancılsınızda neden Ermeni ye verdiniz silahı
Karşınızda boyun bükmek taşımaktır günahı
Ortaya bir hışımla çıktı Şeyh Ali Sezai Efendi
Yolda, okulda, ulufede senin olsun der efendi
Bize sunduğun gül değil, hayırsız bir dikendi
Dağıldı toplantı bir karar ve sonuç alınmadan
Queret yürüyemiyor artık gururla salınmadan
Birçok ev ve cami Ermeniler tarafından yakıldı
Onaltı Aralıkta Çukuroba Camiine bomba atıldı
Müezzin ezan okurken “Anırma” diye bağırıldı
Maraşlı eşraf General Queret’i protesto etti
Ermeni Fransa’dan aldığı güçle Maraşlıya küfür etti
Antep ve İslâhiye’den Fransız birliği çıkar yola
Mücahitler düşmanın etrafın sarar ayrılmışlar kola
Erzak ve cephaneyi bırakıp kaçtılar sağa sola
Queret çıldırdı der; tüm silahlı Türk’ü öldürün
Evlerini başlarına geçirin, ocaklarını söndürün
Üzerinde silah olan Türkler kurşuna dizilecektir
Öldürülen her Fransıza karşı, iki Türk ezilecektir
Olay olan mahalle harap edilip ateşe verilecektir
Böyle bir bildiri eşrafın artık can damarına bastı
Maraşlı birlik oldu, kabardı yürek, sabırlar taştı
Maraşlı Queret’e bildiriyle son cevabını verir
Öldürülecek bir Maraşlıya karşı, karşı ateş edilir
Her mücahid içinde üç Ermeni kurşuna dizilir
Mücahidler Ermeni hainlerin infaz emrini verdi
Bir kaç haini mezarlıkta kıstırıp silahla yere serdi
Maraşlı avucunda ne varsa tereddütsüz ortaya koyar
Kadınlar zinetleri, altın, küpe kolyelerini sunar
Mücahitler tutuşur adeta cihad için aşkla yanar
General Queret yıldırmak için şiddetten medet umdu
Bağırdı çağırdı, korkudan ağzını geri yumdu
Queret gerginliğin artmasından geri adım attı
Kız kolejinde biçki, dikiş, ve nakış kursu açtı
Aklı sıra Maraşlı kadınları kandırmaya bakar
Yer mi bu zalimin kanlı ekmeğini Maraşlı kadın
Der Queret’e sen ki güzel Maraş’ı kana buladın
Öyle ya Fırnız Köyü ateşe verilip kana bulanırken
Ahır dağında köylüler yok yere kurşuna dizilirken
Türk kahvehanelerine, Ermenilerce bomba atılırken
Maraşlı kadınlar yakıştırır mı eteklerine hiç fırfır
Bundan böyle milli mücadele için daha kararlı çalışır
Farsızlarda bir piyade alayı, dört topçu bölüğü
Dört zırhlı araçlarıyla, var ikide süvari bölüğü
Üçbin silahlı adam ikibinden fazla Ermeni hödüğü
Sekizyüz mavzer silahı Maraşlı Mücahitlerde var
İkide makinalıyla acaba bu Maraşlı ne yapar
Katipzade Mehmet Efendinin evi karargâh yapılır
Her ihtimal telgrafhane Maksutlu köyüne taşınır
Maraşlılar artık silah, balta bıçakları takınır
İşgalcinin attığı kurşun Türk Jandarmasını vurur
Arslan Bey bu saatten sonra artık nasıl durur
Arslan Bey, artık savaşın başladığını ilan eder
Allahın inayeti Peygamberin ruhaniyeti sizinle der
İnşallah her şey göze alınmıştır bitsin artık keder
Allah yardımcımız son kişi kalana kadar savaşacağız
Gerekirse bu uğurda cenk edip şehadete ulaşacağız
İşgalci Fransız korkudan yakın döğüşe hiç girmez
Maraş’a güçlü toplarıyla ateş açar aman vermez
Maraşlı cesurdur korkmaz düşmanın oyununa gelmez
Yirmi üç ocakta Antep’ten geldi Fransız savaş kolu
Mücahitler Şeyh Adilde pusu attı dar ettiler yolu
Maraşlı Mücahitler öldürür çatışmada birçoğunu
Sağ kalanını esir eder, harap eder silah ve topunu
Maraşlılar baltadan var eder silahını ve yokunu
Benli Ökkeş Senegal Alayına gizli baskın yapar
Birliği darma duman eder, adeta ateş içinde yakar
Aksu Köprüsünde Kılıç Ali Beyin biraz mücahidi
Der; çarpışmak için burdayım inşallah Allahın inayeti
Zafer bizim kanımızda canımızda din-i İslam sirayeti
Kılıç Ali Bey Arapkirli Çiftliğini karargâh yapar
İşgalcinin hinli planlarını bozar, fikriyatını yıkar
Mücahitler Abarabaşı kilisesini ele geçirmeye çalışır
Karakızoğlu Muhiddin evimizi yakalım bize yakışır
Ondan sonra der nasıl olsa ateş kiliseye de ulaşır
Abdullah Çavuş gözünü kırpmadan kendi evini yaktı
Ateşi kendi evlerinden sonrada kiliseye adeta aktı
Ermenilerin elinde kale gibidir Bulgurlu Konağı
Süleyman ustada atar kendi evine ateşli çanağı
Fırına döner, koca konak cayır cayır yanar sokağı
Ermeni duramaz olmuştur artık bu virane şehirde
Bir kısmı ölü, bir kısmı esir,bir kısmı da nehirde
Yüzbaşı Kamil Polat Cancıkta üs karargâh kurar
İki yüz süvari asker iki şınaydırla kışlayı topa tutar
Ermeni de, işgalcide ne yapacağını şaşırır dilini yutar
Maraşlılar düşmanı korkutmak için yalan haber yayar
Ermenilerse her duyduklarını işgalci Fransız’a sayar
Yirmi Altı Ocakta Adana’dan işgalci yola çıkar
Zülkadiroğlu Süleyman pusuyla düşmanı yakar
İşgalci ve Ermeniler mücahitlerden korkar bıkar
İslâhiye’den gelen düşman Karaçay’da durdurulur
Benli Ali’nin bu hengâmede şehadet haberi duyulur
Yaşlılığına rağmen yinede çete kurar Evliya Efendi
Üstüne giydiği mintanı da şahadet gömleği kefendi
Dikiş kursunu basmak için hızla yerinden yekindi
Kırkı dişi, dört yüz Ermeni Militanı ele geçirdi
Müslüman’ız dedi suçlu, suçsuz ayrı, ayrı seçildi
Evliya Efendi Otuz Ocakta Tekke Kilisesini kuşattı
Bir güğümün içine çivi, nal parçası ,barut boşalttı
Düşmana içerde amansız dehşet korku yaşattı
Güğümü fitilleyip, ağzını kapatıp bomba yaptı
Kilise duvarından içeriye atarak kiliseyi yaktı
Fransız kadın, çocuk demeden mermi yağdırır
Mevlevihaneye, Üdürgücü Camiine topla saldırır
Her tarafta kol ve bacak ceset tarlasını andırır
Yaşlı, kadın ve çocuğun güvenliği köylerde sağlanır
Kimi ananın bebesi yollarda ölür ciğeri dağlanır
Taşhan’a sığınan Ermeniler zorlu anlar yaşar
Teslim olmak için aman diler beyaz bayrak açar
Evliya Efendi teslim almak için ortalığa çıkar
Kapıya yaklaşınca mermi yağdırır hain Ermeni
Bekliyorduk Evliya Efendim Şahadet’e ermeni
Mücadeleye diğer beldelerde mücahitler verir
Göksun’dan Yörük Selim askeri direnişe gelir
Topladığına seksen süvari yüz yirmi piyade denir
Sulu Tarla mevkiinde ani hücuma kalkar şanla
Başarı sağlanamadı örtüsüz arazi doldu kanla
Mıllış Nuri Kuyucak’ta hâkimiyeti iyice ele alır
Adamları ile düşmanın üstüne ölümüne saldırır
Savaşırken en önde şahadet parmağını kaldırır
Kümbet Kilisesini havaya uçurmak için saldırdı
Şehit oldu Mıllış Cenabı Mevla Şahadete daldırdı
Ermeniler köylerde sayısız işkence eziyet yapar
Çocukları bebeleri acımasızca duvarlara çarpar
Etlerini ateşte kızartıp analarına yedirmeye kalkar
İşgalcide köyleri basar Ermeni’den aşağı kalmaz
Kuran-ı camiyi yakar kimseyi buradan salmaz
Aslında kışlada Fransız gücü zor durumda kalır
Altı Şubat günü Fransa’nın uçağı Maraş’a varır
Kışlayla irtibat kurmak için sorti yapar ve dalır
Anlamış olmalı Norman savaşın çetin olduğunu
Asker milis yapar her Ermeni’den bulduğunu
Norman Aksu Köprüsü civarına karargâh kurdurur
Cephanenin ağırlığını dört yüz araba zor kaldırır
İki süvari bölüğü, iki tabur adeta karıncayı andırır
Uzun ve kısa menzilli toplarını hazır hale getirir
Aklı sıra şehri topa tutarak tüm Maraşlıları bitirir
Maraşlı mücahit guruplar beraber istişareler yapar
Teslim etmez Maraş’ı gerekirse kendi eliyle yakar
Fransız top ateşine tutar korkuyla şehre bakar
Birliği kurtarmak için Adana valisi mesaj gönderir
Bu mesaj Ermeni’nin hayalini akıldan dönderir
Tarihi Sekiz Şubat bin dokuz yüz yirmi gününde
Albay Norman askeri Mercimek Tepenin önünde
Şehir iki ateş arasında, toplar ise şehir yönünde
Mercimek Tepeyi düzler düşman, mevziler kurur
Sıtma Pınarından, Aksudan toplar şehri vurur
Şehir iki ateş arasında tutunacak kalmadı dal
Fransız gücü zayıfladı onlarda da kalmadı hiç hal
Maraş adeta yanıyor taş taş üstünde kalmadı mal
İşgalcinin de erzağı kalmaz kışlaya iyice hapis olur
Ne yapacağını şaşırır bir öğün yemeği zor bulur
Binbaşı Corneloup acımasız şehri talan eder yakar
Şehrin güneyindeki Ermeniler de destek çıkar
On piyade üç makinalı bölüğü her yeri yakar
O gün Maraşlının da düşmana baskısı iyice arttı
Yeni yeni çete direnişçi geldi güçlerine güç kattı
On Şubat Salı günü bombardıman iyice arttı
Maraşlılar mevzideler, Fransızlar usulca kaçtı
Düşman aynı yerleri vurarak koridor yol açtı
Queret acil çekilmek için plan üzerinde çalışır
İşgalciler çantalarını alır kaçmak için akışır
Fransız kaçarken şehre son defa top ateşi açtı
Atın nallarına keçe bağlayarak sessizce kaçtı
Erzağı, barutu, ağırlığı hep bıraktı etrafa saçtı
Şehrin Kuzey Batısından Mercimek Tepeye ulaşır
Sıtma Pınarı mevkiinde Norman’la buluşurlar
Maraşlı işgalcinin kaçtığını Onbir Şubatta anlar
Çeteler yola çıkar arkadan kurumadan kanlar
Allahın işine bak Fransız yolda tipiye tutulmuşlar
Mücahitler panikteki düşmanı kolayca av yaptı
İslâhiye ye kadar telef etti ardından mermi yaktı
Şehirdeki Ermeni çapulcu militanlar hala ateş açar
Maraşlı bir kısmını esir alır, bir kısmı da kaçar
Her taraf harabeye döndü Maraşlı kaldı naçar
Onbeş mektep, sekiz cami, o kadar kilise yandı
Ne yol, ne yolak, nede çarşı Pazar yeri kaldı
Maraşlılar yirmi iki gün, yirmi iki gece savaştı
Maraşlının kimisi gazi oldu, kimisi şehadete ulaştı
Birçok ile örnek oldu inanç onlara da bulaştı
Maraşlı Çeteler Antep’i savunmak için yola çıktı
Yardımlara koştu ordanda zaferle galip çıktı
Şimdi sormak gerek kim madalyaya uzandı?
Hakkın yolunda olan bilinsin ki şahadete uzandı
İnşallah o insanlar İrem Cennetinde gezindi
İşte size namus, işte namusumuzu koruyanlar
Ey ecdadı tanımayan gençlik esareti soluyanlar
Günümüz gençliğine ithaf olunur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.