Asuman SOYDAN ATASAYAR
Sıcağın Ve Sevginin Gücü
Sıcak ve sevgi…
Nasıl da bir birine yakışıyorlar değil mi?
Biri diğerinin ruh ikizi sanki!.
Ama biri güneşten diğeri yürekten alıyor gücünü.
Sıcağın su üzerinde, sevginin de insan üzerindeki etkisini, yetkisini, işlevini ve sonuçlarını irdeledim kendimce.
Sıcağın, hayat kaynağımız olan suyu ne hallere soktuğuna baktım önce;
Dünyamızın üçte ikisini oluşturan suyun donmuş hali, erimiş hali, köpürmüş hali, kaynamış hali ve buhar halini düşündüm. Özgül ağırlığıyla yapısıyla tüm maddelerden farklı olan su, sıcağın derecesine göre karakter değiştirmiyor mu?
Mutedil bir ısı derecesinin kollarındayken sakin, uysal ve ağırbaşlı duran melek yüzlü suyun ısı derecesi arttıkça kabına sığmaz olduğunu görürüz. Tencerede kaynayan su mesela... Sıcağın esaretine düşen su, hürriyetini aramak içindir belki; buhardan kanatlar takarak havalanır,ta ki başı göklere değinceye kadar uçar da uçar. Soğuk yüzlü bir buluta kafası değince paldır küldür yağmur , kar veya dolu olarak döner yeryüzündeki kabının içine.
Sevginin insan ruhu üzerindeki etkisi de böyle değil midir?. Sevginin dozuna göre katı hale, sıvı hale, donmuş ve erimiş hale gelir insan. Anne baba kollarında zevk içinde büyüyen bir çocuğun bakışıyla, köprü altına itilmiş bir çocuğun bakışı aynı olabilir mi? Sevilen çocuğun gözleri mutluluk alevleri saçarken diğeri donuk bakışıyla “ben aslında yaşamıyorum” mesajı verir. Birisi fıkır fıkır kaynarken, diğeri ruhsal yaşam mücadelesindedir.
Sevginin, ilginin,şefkatin dozu ve kalitesi insanı ya alim yapar ya zalim. Ya katil yapar ya hekim.
“Sevgi güneş gibidir, çok verirsen yakar, az verirsen dondurur” diye bir söz var.
Düzgün ve ayarlı sevgilerle büyütülen insanlar, anlayışlı, sakin, mutedil, dengeli ve huzurludurlar; elleriindeki nimetleri doğru değerlendirir, kafasını kullanmayı erken öğrenirler. Keşkeleri az olan bir yaşam için adaydırlar. Ergenlik çağının dalgalarını darbe almadan atlatır, kendi ayakları üzerinde dengeli durmayı kolay başarırlar.
Her maddi istediği yerine getirilmesine rağmen sevgi ve ilgiye doymamışlar ise , haşarı çocuk, huysuz genç, bunalımlı ergen olacaktır. Çabuk usanan, tatmin olmayan, gözü doymayan, sorumsuz, kendini bile idare edemeyen…
İlgi ile öfkenin hızlı yer değiştirdiği ortamlarda büyüyenlerin ruhları fırtınalıdır çoğu zaman. Bunlar dozu kaçmış sevgiyle göklere çıkarılırken aniden eleştiri yağmurlarıyla yerin dibine batırılarak büyütülen çocuklardır ki; bunlar özgüvensiz, dengesiz, başarısız, tiryaki, kızgın, alıngan veya eleştirmen olacaktırlar…
Sevgiden ve şefkatten tamamen mahrum büyüyenler ise; içten pazarlıklı, kindar, hırslı, zalim, acımasız ruh halleriiyle sarmalanabilirler...
Hülasa sıcaklar suyun, sevgiler insanın kaderi sanki…!
Sevginin olduğu yerden kaçar nefret yabana
Kainata meydan okutturan şey, sevgidir insana….
Diyelim ve dengeli sevgiler paylaşalım hayatımızda olanlarla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.