Kahramanmaraş Belediye Başkanı Sayın Mustafa Poyraz'a aziz bayram gününde kurşun sıkıldı. Allah çocuklarına bağışladı. Şimdi hastanede tedavi görüyor. Bütün şehir dua eyledi. İnşallah bir kaç güne kadar görevinin başına döner.

Bu kurşun sonrasında; dedikodu gazeteleri o kadar malzeme ürettiler ki, sağda solda anlatılanları duyduğumda, iğrenmedim, tiksinmedim demesem yalan olur.

Muhafazakar, müslüman kimliğimiz öne çıksa da; kusura bakmayın ama müslüman gibi yaşamıyor, müslüman gibi davranmıyoruz.

Etrafta üretilen dedikodular o kadar bayağı bir hal almış ki, utanmadan sıkılmadan, koca koca insanların bunları yayması, birbirlerine anlatması, anlaşılır bir şey değil...

Bu ahlaksızlıkları, bu iftiraları olur olmaz bire bin katarak anlatan sözde koca koca adamlar dediğimiz iğrenç insanların şerrinden Allah'a sığınarak, utanmalısınız diyor, değerli Başkanımıza sağlıklı ve uzun ömürler dileyerek, bu iğrenç dedikodularla kendilerine prim edinmek isteyen zavallılara sesleniyorum:

Attığınız iftiraların tükürüğünde sizler boğulacaksınız inşallah!...

**

Suriyeli misafirlerimizden ne istiyorsunuz?

Komşumuz Suriye'de bir iç savaş yaşanıyor. Savaşın nasıl ve neden çıktığı noktasında değil de, yaşanan insanlık dramı noktasında meseleye bakmak istiyorum.

Allah hiç bir ülkede yaşayanları savaş, doğal afet ve benzeri olaylarla karşılaştırmasın.

Yıllar önce bir Suriye gezimiz oldu.

Bu gezi bölgemiz, Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı Kamışlı ve Haseki bölgesiydi.

Rozetlerimizdeki Türk Bayrağını gören insanlar, esnaflar bize nasıl saygı ve hürmet göstermişlerdi.

Alış veriş yaparken, bir kaç parçayı da "Hedaye" diyerek ellerimize tutuşturmaları, çay ikram etmeleri ve samimi sohbetlerini unutmam mümkün değil.

Kürdü, Ermeni'yi, Nuseyri'yi, ve orada yaşayan insanlarla karşılaşmamız, ilişkilerimiz, iç savaş başlayıncaya kadar devam etmişti.

Şimdi o bölgede bizlere bu güzellikleri yaşatan insanlardan bir iki tanesi Kahramanmaraş'a gelse evimizde misafir etmeyecekmiyiz?

Son günlerde Kahramanmaraş'ta bilerek bilmeyerek daha henüz sokaklarımıza bile çıkamayan bu insanlar için üretilenleri üzüntüyle takip ediyorum.

Yapmayın Allah aşkına.

Bu büyük millet bir zamanlar 16 milyon km2'lik bir coğrafyada hüküm sürmüştür.

Bizler bu sınırlarımız içinde bulunan ve daha sonra bizlere ihanet eden Ermeni vatandaşlara bile kuçak açabilecek kadar büyük bir hoşgörü anlayışına sahip olmuşken, büyük çoğunluğu Türk olan ve bizlere sığınan bu insanlardan ne istiyorsunuz?

Bunların arasına bölücü örgüt elemanı da karışabilir, başka hainlerde gelebilir. Üç beş kendini bilmez için 80 bin çoluk, çocuk ve bize sığınmış insanları kapı dışarı mı edelim?

Bu nasıl insanlık?

Bulgar zulmünden kaçanlar, Balkanlardan göçler, Afganistan göçleri, Irak'ta Saddam zulmünden kaçanlar... Ve bu yüce milletin merhamet ve hoşgörüsüne sığınan mazlumlar...

Kahramanmaraş olarak 20 bin civarında mülteciyi misafir edeceğiz. Bunlar için yapılan masrafların büyük çoğunluğu Arabistan ve Katar tarafından karşılandığı dile getiriliyor. Bu arada bu günlerde BM heyeti Kahramanmaraş'ta ki kurulan kampları ziyaret edecek ve rapor düzenleyecek...

Bize yakışan, gelen insanlara misafir olarak bakabilmek ve yardım etmek.

Dinimiz bunu emrediyor...

Sağda solda milleti galeyana getirmek, olmadık şeyleri konuşmak ve iftira atmak insan onuruna yakışmaz. Hele hele müslümana hiç yakışmaz.

Bu duygular içinde gelen mültecilere hoş geldiniz diyor, inşallah yakın zamanda suriye'deki iç savaş sona erer ve bu insanlar evlerine kavuşur...

**

Sıtkı Güvenç geziyor

Siyasetin uzağında olan vatandaşlarla yaptığımız sohbetlerde iki milletvekili her zaman öne çıkıyor. Bunlar Nevzat Pakdil ve Sıtkı Güvenç.

Her zaman vatandaşlar ile iç içe olan ve bu sebepten dolayı da "bizim vekilimiz" dedikleri bu iki vekil, her zaman saha içinde oldular.

Parti teşkilatı ile uyumlu olmaya özen gösterdiler. Partinin yaptığı bütün proğramlara katıldılar.

Partinin proğram vermediği dönemlerde de yine sokakta oldular, insanları ziyaret ettiler, vatandaşları dinlediler...

Bu günlerde her iki vekil Kahramanmaraş Sanayisini geziyorlar. Fırsat bulup bu gezilere katılamadım. Ancak görüştüğüm esnaflar bu iki vekildenden memnunlar.

Tamirci çırağından patrona kadar herkes ile tek tek ilgilenen ve tek tek ellerini sıkan, vatandaşları sabırla dinleyen bu iki vekili tebrik ediyorum.

Allah sabırlarını artırsın!...