1-Sorgulayan değil, itaat eden:

Siyasi parti genel başkanları ve parti yöneticileri, sorgulayan adamı sevmezler. Şartsız itaat eden kişi isterler. Sorgulanan liderin tahtının tehlikede olduğu hissine kapılırlar. Eski Türklerde de şartsız itaat kültürü geçerli idi.

2-Farklı düşünen değil, aynı düşünen:

Liderler, farklı düşünenin, farklı baş çekeceğini ve lidere sadakatsizliğe sebep olacağını, farklılığın zenginliğe değil de kargaşaya yol açacağını düşünürler. Liderler bu yüzden farklı düşüneni aralarında bulundurmak istemezler.

3- Yeren değil, övgüler dizen:

İnsan nefsi, yergiyi pek kabullenmez. Övgüyü ise hak etmese de hoşuna gider. Oysa hak edilmeyen övgü tehlikelidir. İnsanın daha fazla hata yapmasını sağlar.

Siyasi parti liderleri, yerginin otoritelerini sarsacağını düşünüp eleştirenleri partilerinde pek barındırmazlar.

4- Yolcu değil, Hancı olan:

Yaratılan her şey baki değil fanidir. Devletlerde, fertlerde geçici ve ölümlüdür. Beka söylemi tehlikeli ve kişileri ve devleti tanrılaştırma ifadesidir. Tek ölümsüz olan, baki olan yüce Allah’tır. Siyasi parti liderleri, kendilerini her zaman başta kalıcı olmaya odaklamışlardır. Başta kalmak için de her tür ayak oyunlarını oynarlar.

Dünyanın geçiciliği, insanı zaman zaman korkutsa da, aynı zamanda rahatlatır. Dünyanın geçici olduğunun farkında olan insanoğlu, fazla hırs ve ihtiraslardan uzak kalır.

5-Gelişen değil, sık sık değişen:

 İnsanın kendisini geliştirmesi gerekir. Ancak liderler; gelişen, yetişen bir adamı istemezler. Liderler daha çok bukalemun gibi renk değiştiren kişileri isterler.

Siyasi liderler neden sık sık değişen kişileri severler? Çünkü bu Kişiler kullanılışlıdır. İstedikleri gibi yönlendirilirler.

6- Seçimi bir yarışma değil, kapışma gören:

Siyasi parti liderleri, seçim meydanlarında proje konuşmaktan ziyade, karşısındaki adayın açıklarını gözetleyip, açığı üzerinden propaganda geliştirirler. Bunun için özel adamları, danışmanları vardır.

Seçimi bir yarış değil de adeta savaş görürler. Toplumu manipüle edebilmek için öfkeli konuşma yaparlar.

7- Doğru yapılan değil, doğru kurgulananı öncelerler:

Liderler yapılan işin doğru yapılmasından ziyade, kurgusunun iyi yapılmasını isterler. Toplum akılla değil daha çok duygularla ve kurgularla yönlendirilir. Siyasi partiler çabuk inandırılan seçmen tipi isterler.

Liderler ve siyasi partiler, bir takım reklam ajansları ile çalışırlar. Bunlar parti ve liderleri için çeşitli slogan üretirler. Çoğu zaman sloganlar, afişler ve müzikler işe yarar.

8-Doğru adam değil, doğrulayan adam:

 Liderler, doğrucu Davutları sevmezler. Liderlerini doğrulayan adam isterler. Lider ne kadar doğrulanıyorsa, otoritesi de o oranda artıyor demektir.

 Eskiden Saraylarda şaklaban ve soytarı bulundurulurdu. Görevi baştaki kişiyi doğrulamak ve lideri güldürmek idi.

9- Barış yapan değil, savaş yapan:

Liderler, barışçıl dil kullanan kişileri, yanlarında görmek istemezler. Kavgacı olan ve hamasi nutuk atabilen kişileri, aralarında görmek isterler. Çünkü her keskinlik, parti müntesiplerini birbirine bağlar iken, karşı tarafı ötekileştirip seçim yarışının dışına atarlar.

10- Karşıyı ötekileştir, kendini güçlendir:

Liderler ve siyasi partiler, güçlenmek için öncelikle kendilerine düşman seçerler. Seçilen düşmanın aktif ve güçlü olması gerekir. Çünkü güçlü olan ile mücadele edenler, lider olabilir düşüncesi hakimdir.