M.Fatih ERDOĞAN
Söz Göze Verilir
Pandemi salgını nedeniyle mart ayından beri kapalı olan okullar, şaka gibi bir kararla kapılarını sadece anasınıfı ve ilkokul 1'inci sınıflar için açtı. Sadece Anasınıfı ve İlkokul 1. Sınıf öğrencilerine bu hafta bir gün yüz yüze eğitim verilecek.
Okul yönetimleri 21-25 Eylül haftasında hangi gün olacağına öğretmenlerle birlikte karar vereceği uyum programı, okul öncesi eğitim kurumlarında 30'ar dakikalık 5 etkinlik saati olacak şekilde 1 gün, ilkokul 1'inci sınıflarda ise 30'ar dakikalık 5 ders saati ve aralarda 10'ar dakikalık teneffüsler olacak şekilde 1 gün üzerinden gerçekleştirilecek.
Öğrencinin yüz yüze eğitime katılımı zorunlu tutulmayacak, veli yazılı bir başvuruda bulunmaksızın kendi isteğiyle öğrencisinin uzaktan eğitime devamını sağlayabilecek.
Okul Müdürlükleri imkan ve şartlara göre sınıf mevcudunun sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde iki ayrı gruba ayrılmasını ve her grubun okula uyum programının birbirinden farklı günlerde olmasını sağlayacak.
Yüz yüze eğitimin, uyum haftasından sonraki 28 Eylül-2 Ekim tarihlerini kapsayan hafta ve devamında ki haftalarda 2 güne çıkartılacakmış. Yine her biri 30'ar dakikalık 5 ders saati ve ders saatleri arasında 10'ar dakikalık dinlenme süresinden oluşan programa devam edilecekmiş. Okul yönetimleri teneffüs saatlerinde öğrenciler arasındaki sosyal mesafeyi korumak için nöbet görevi de dahil olmak üzere gerekli tedbirleri alacakmış.
Bakanlığın yüz yüze eğitim başladı dediği olay bundan ibaret. Okullar kapısını açtı diyerek uygulamaya başlayan program hakkında bir şey söylemek gerekirse ancak, ‘şaka gibi bir program’ denilecektir. Dört mevsimin aynı anda yaşandığı, 783.562 kilometre kare yüz ölçüme sahip olan ülkemin Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir karar almamalıydı.
Dünya Sağlık Örgütü, ‘salgın iki yıl sürebilir’ diyor. O zaman biz iki yıl uzaktan eğitim mi vereceğiz yoksa bakanlığın uygulamaya koyduğu bu programa mı devam edeceğiz? Dünyada birçok ülke öğrencilerinin tamamına, aynı anda yüz yüze eğitim verirken komediye devam mı edeceğiz?
Oysa farklı kişi ve kurumlar tarafından farklı zamanlarda okulların tamamen açılmasıyla ilgili birçok doğru önerilerin yapıldığını ben hatırlıyorum. Bu önerilerden bir kaçını tekrar paylaşmak isterim.
1. Tüm yurtta okulların toptan açılması veya kapatılması uygulamasına son verilmeli, illerimizin veya coğrafi bölgelerimizin Sağlık Bakanlığında var olan salgın verilerine göre okulların açılmasına veya kapatılmasına karar verilmelidir. (Kar tatili modeli.)
2. Özel Okullar, Köy Okulları, küçük yerleşim birimleri, sağlık bilim kurulunun belirttiği koşullar yerine getirildiği takdirde denetlenerek açılmalıdır
3. Ülke genelinde eğitim seferberliği ilan edilmeli tüm vatandaşlarımıza mahallerindeki okulların eksikliklerinin giderilmesi ve eğitime hazır hale getirilmesi için iş birliğine davet edilmelidir.
4. Okullardaki öğrenci sayıları azaltılmalı bu konu da %50 kontenjanı boş olan Özel Okulların imkânlarından yararlanılmalıdır.
5- Sağlık Bakanlığı verileri baz alınarak bölgesel planlamalar yapılmalı, en geç 01 Ekim’de tüm kademeler de okullar devam zorunluluğu olmadan açılmalıdır.
Dünyada birçok ülke halen yüz yüze eğitim verirken bizim uzaktan eğitimde ısrarcı olmamız veya haftada sadece 2 gün eğitim vermemiz asla doğru bir davranış değildir. Bu tür uygulamalar, çocuklarımızın diğer milletlerin çocuklarından geri kalmasına sebep olacaktır.
Ülke sınırları içinde bir fırsat eşitliğinden bahsedilen çağı çoktan geride bıraktık. Çocuklarımızın kalkınmış ülkelerdeki yaşıtları kendi ülkelerinde hangi imkânlarla eğitim alıyorlarsa o imkânları sağlamak zorundayız. Pandemi sürecini bahane ederek çocuklarımızı eğitimden daha fazla yoksun bırakamayız. Eğitime başlatabildiğimiz her okulu her öğrenciyi bir an önce yüz yüze eğitim sürecini başlatmalı, salgının gidişatına göre okul açılışlarını ülke geneline yaymalıyız. Aksi takdirde çok ama çok şeyler kaybedeceğiz.
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk bilir mi acaba? Eskiden Öğretmenlerimiz okulda, hocalarımız okumalarda, ustalarımız ise dükkânlarda bizlere bir şeyler öğretmeye çalışırken dikkatlerimiz dağıldığında sözlerine ara vererek; ‘Söz Göze Verilir çocuklar, beni dinlerken gözüme bakacaksınız’ derlerdi. Bırakın uzaktan eğitimi, başka bir yere bakmamıza bile rıza göstermezlerdi.
Allaha emanet olun, kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.