Adnan GÜLLÜ
TÜRK DEVLETLERİNE GELİN GİDEN DULKADİR HÜKÜMDARLARIN KIZLARI
1337’de Elbistan ve Maraş’ta kurulan Dulkadir Devleti 1522’ye kadar devam etmiştir. Anadolu beylikleri(devletleri) içinde en geç kurulanlardan biri olan bu Türk devleti Osmanlı devletine de en son katılanlardandır. Oğuzların Bozok kolunun Bayat, Beğdilli, Avşar ve Döğer Boyuna mensup olan Dulkadirliler uzun yıllar Osmanlı, Safevi ve Memluklar gibi güçlü devletlerin arasında bağımsızlığını korumuştur. Osmanlıların Anadolu Beylikleri içinde bir hanedan olarak kabul ettikleri yegâne beylik(devlet) Dulkadirlilerdir. Bundan dolayı bazı Osmanlı Padişahları ve oğulları Dulkadır hükümdarlarının kızları ile evlenmişlerdir. Dulkadirliler sadece Osmanlılara değil Mısır Memluk Devleti’ne, Akkoyunlu Devleti’ne ve Eratna Devleti’ne de kız vermişlerdir.
Osmanlı saraylarına gelin giden Dulkadırlı Hanım sultanlarla ilgili bilgi kaynaklarımız oldukça sınırlıdır. Ancak tespitlerimizde Osmanlı sarayına beş gelin gitmiştir. Bir konuyu hatırlayalım:
1-Devlet Hatun (Sultan Hatun 1389-1402): Devlet Hatun Dulkadır hükümdarı Suli (Selvi) Bey'in kızı olup, Osmanlı sarayına gelin giden ilk Dulkadır prensesidir. Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezıd'ın eşi ve bazı kaynaklarda çocukları bilinmemesine rağmen Birinci Mehmet (Çelebi) ‘in annesi olduğu iddia edilmektedir. Oğlunun padişahlığını göremedi. Cenazesi Bursa’da yapılan Devlet Hatun Türbesi’nde gömülüdür.
2-Emine Hatun (1398-1443): Emine Hatun Dulkadır Hükümdarlarından Nesreddin (Nâşir-al- Din) Mehmed Bey'in kızı olup Dulkadır hanım sultanlarından Osmanlı sarayına gelin giden ikinci hanım sultandır. (not: Bazı kayıtlarda da kesin olmamakla birlikte Selvi Bey’in kızı diye geçmektedir.) Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’in oğlu Mehmed Çelebi ile evlenmiştir. 1398–1443 yılları arasında yaşamış. Padişah II. Murad’ın, (diğer adıyla Koca Murad’) ın annesi, (not: bazı kaynaklarda da II. Murad’ın annesi Veronika olarak geçmekte) dolayısıyla Fatih Sultan Mehmed'in babaannesidir. Osmanlı sarayında valide sultan olmuştur.
3- Alime Hatun II. Murat’ın eşidir.
4-Sitti Mükereme (Mükrime) Hatun: (1435- 1484) Osmanlı sarayına gelin giden dördüncü Dulkadır Hanım Sultanıdır. Dulkadır hükümdarlarından 15 Aralık 1449’da görkemli bir düğünle Padişah II. Murat'ın oğlu Veliaht Mehmet(Fatih) henüz 14 yaşında idi, kendisi de aynı yaşlardayken evlenmiştir.
5-Ayşe Hatun (I.Gülbahar Sultan) 1453–1510 Elbistan'dan Osmanlı sarayına gelin giden beşinci hanım sultandır. Dulkadır Hükümdarı Alaüddevle Bey'in kızıdır. 1469'da Sultan II. Bayezıd ile evlenmiştir ve Padişah Yavuz Sultan Selim'in annesidir.
MEMLUK SARAYINA GELİN GİDEN DULKADIR KIZLARI
1-Nefise Hatun
Dördüncü Dulkadir hükümdarı olan Nasıreddin Mehmed, (1399-1442) kızı Nefise Hatun’u kendisine sığınan asi Memluk komutanı Canibeg ile evlendirdi. 1421’de Memluk Sulatanı Tatar öldüğünde Canibeg naip, Baybars ise atabeydi. İki Memluk komutanı tahtı ele geçirmek için kıyasıya mücadeleleye girdiler. Baybars daha örganize olduğu için tahtı almaya muvaffak oldu. Baybars tarafından yakalanan Canibeg Mısır’ın İskenderiye şehrinde şehrinde hapse atıldı. Ancak iki yıl sonra kurtularak 13 yıl izini kaybettirerek saklanmayayı başardı. İsfendiyaroğullarına sonra da Osmanlılara sığınan Canibeg, Karamanlılar ile Dulkadir arasında ki Kayseri’yi alma mücadelesi sırasında ortaya çıktı. Sultan Baybars Kayseri’nin Karamanlılara verilmesi taraftarıydı. Bunun üzerine Dulkadir hükümdarı Nasreddin Mehmed Canibeg ile temasa geçerek kendisine sığındığı taktirde onu kimseye teslim etmeyeceğine dair söz verdi. Karakoyunlularla birlikte hareket ettiği görülen Canibeg Memlukların elinde olan Divriği aldıktan sonra Malatya’ya saldırdılar. Dulkadir hükümdarı Nasıreddin Mehmed, oğlu Süleyman’ı yardım bahanesi ile Malatya tarafına göndermiş ve hile ile Canibeg yakalanıp Elbistan’a getirildi. Olayı Kahire’de duyan Baybars, Canibeg’in kendisine teslim edilmesini istedi. Anadolu’da bulunan ve beyliklerin hakimleri Nasıreddin Mehmed’e başvurarak Canig Bey’in teslim edilmesini istediler. Canibeg’in önemini kavrayan Dulkadir hükümdarı kızlarından Nefise Hatun’u Canibeg’e vererek Memluklara açıkça tavır aldı. Dulkadirlilerin bu tavrından dolayı cezalandırmak isteyen Baybars, Emir Çakmak komutasında bir ordu gönderdi. Antep- Pazarcık üzerinden ilerleyen Memluk ordusu Akçederbend’i geçip Zillihan üzerinden Elbistan’a yürümüştü. Durumu haber alan Nasıreddin Mehmed, başkent Elbistan’ı terk etti. Antep taraflarına çekilen Dulkadir güçleri Memluklara yenildiler. Ancak Canibeg kaçmıştı. Sultan Baybars bizzat sefere çıkarak Dulkadir ülkesine yürüdüyse de Canibeg ve Nasıreddin Mehmed, Osmanlılara sığındılar. Daha sonra yeniden ülkesine dönen Nasıreddin Mehmed ve damadı Canibeg Memlukların saldırısına uğradılar. Canibeg Nasıreddin Mehmed’den ayrılarak Akkoyunlulara sığındı. Ancak 27 Ekim 1337’de öldürüldü. Onun ölümü ile dul kalan hanımı Nasıreddin Mehmed’in kızı Nefise Hatun babasının yanına döndü. Nafise Hatun’un Canibeg’den bir kızı olmuştu. Bu kız üç yaşındaydı. Sultan Çakmak Nefise Hatun için 1000 dinardan fazla mihir verdi
1438’de Baybars ölmüş yerine Çakmak Memluk sultanı olmuştu. Dul kalan Nefise Hatun’la Sultan Çakmak evlenmek istedi. Nasıreddin Mehmed, kızını bizzat kendisi Mısır’a götürmeye karar verdi. 31 Mart 1440’da Kahire’ye ulaşan Nasıreddin Mahmed ve kızı Nafise Hatun büyük bir törenle karşılandılar. Yanında evlatları, kızı ve adamlarıda vardı. Sultanın huzuruna çıktılar. Sultan onları çoşku ile karşıladı. Elbistan naipliğini sultan ona verdi. Kendilerine Memluk komutanlarından Nevruz’un sarayı tahsis edildi. Uzun süre burada kaldı. Nasıreddin Mehmed’in birçok kızı vardı üstelik kendisi de yaşlıydı. Bir hafta sonra yapılan düğün töreninde Sultan Çakmak’tan kızının cehizi olarak 30 bin dinar para alarak memleketi Elbistan’a döndü. Ayrıca Nasıreddin Mehmed bu siyasi evliliğin sonucu olarak daha önce Akkoyunlulara kaptırılan Harput’u da ele geçirdi. Memluk Sultanı Çakmak’la dost olmuştu. Memlukların desteğini elde eden Dulkadir hükümdarı Nasıreddin Mehmed, 80 yaşındayken damadı Sultan Çakmak’ı Kahire’ye ziyarete gitti. Sultan Çakmak’ın eşi olan Nefise Hatun 5 Nisan 1449’da Mısır’da çıkan veba salgınında Kahire’de öldü.
2- Süleyman Hükümdarın Kızı ve Çakmak’ın Eşi
1442’de Dulkadir hükümdarı olan Süleyman, Sultan Çakmak’ın eşi olup veba salgınından ölen kız kardeşinin yerine kendi kızını Sultan Çakmak ile evlendirdi. Sultan Çakmak’ın ölümü üzerine bu kız bir sonra Memluk sultanlığını ele geçirecek olan Aynal Acrud’un oğlu ile evlendi. Fakat 1460 Nisan ayında veba salgınında öldü. Süleyman Hükümdarın kızını almak için Memluk komutanlarından Sungur er- Rumi et-Tevaşi 1450’de Elbistan’a gelmiştir. Burada Süleyman hükümdarın kızını alarak Sultan Çakmak’la evlenmek üzere Kahire’ye götürmüştür. Gelin alayı Halep üzerinden Kahire’ye gelmiştir.
3- Memluk Emirlerinden Özbey’in Oğlunun Hanımı
Memluk Sultanı Kayıtbay zamanında büyük emirlerinden olan Özbey, Osmanlılar ile Memluklar arasında olan Çukuova bölgesinde ki savaşlarda başarılar kazanmıştı. Dulkadir Hükümdarı Alaüddevle önceleri Osmanlı sultanı Bayezıd taraftarı olsa da sonra saf deiştirerek Kayıtbay ile dostluk yollarını aramıştı. Alaüddevle, Osmanlılar ile Memluklar ile arasında devam eden Çukurova’da ki savaşlar da her iki tarafı da kollayarak hareket etmekteydi. Kendi kızı Ayşe Sultan’ı II. Beyazıd’e verirken diğer kızını da 1488’de Memlık sultanına en değerli komutanı Özbey’in oğluna verdi.
AKKOYUNLU SARAYINA GELİN GİDEN DULKADİR HÜKÜMDARLARININ KIZLARI
1-Benli Hatun
Dulkadir Hükümdarı Alaüddevle’nin güzelliği ile dillere destan olan Benli Hatun adlı kızı ardı. Bu kızın güzelliğini duyan Safevi Türk Devleti’nin Hükümdarı Şah İsmail Alaüddevle’den istedi. Alaüddevle Benli Hatun’u, Şah İsmail’e vermeyi vaad etti. Ancak daha sonra mezhepsel görüşleri bahane ederek verme fikrinden vazgeçti. Bu duruma kırılan ve öfkelenen Şah İsmail Alaüddevle’ye diş bilemeye başladı. Onun üzerine yürümeden önce yıkılmaya yüz tutmuş olan Akkoyunlulara saldırdı. Alaüddevle ve Akkoyunlular ittifak yaptı. Şah İsmail’in önünden kaçan Akkoyunlu şehzadeler Alaüddvele’ye sığındılar. Akkoyunlu şehzadesi Murad ve Barık, Alaüddevle’nin yanındaydılar. Alaüddevle, Şah İsmail’e vermediği kızı Benli Hatun’u 1504’te Akkoyunlu Murad’a verdi. Kayınpederi Alaüddevle’den aldığı yardımla Murad Şah İsmail’in eline geçen Bağdat’ı aldı. Bu durum Şah İsmail’in Alaüddevle’ye olan öfkesini artırdı.
1507’de Dulkadir ülkesine saldıran Şah İsmail Alaüddevle kuvvetlerini yenerek ilerledi. Alaüddevle Andırın tarafında olan sarp Turna dağına kaçarak kurtuldu. Oraya kadar gelen Şah İsmail’in savaş davetine icap etmeyen Alaüddevle’yi aşağılamak için “Ala dana” adını verdi. Şah İsmail şehirleri yıkarak Benli Hatun’u vermemesinin intikamını almış oldu.
Benli Hatun’un eşi olan Akkoyunlu hükümdarı Murad Han, Uzun Hasan’ın torunu olup Yakup Bey’in oğludur. Akkoyunlu Devleti’nin yıkılması üzerine Osmanlılara sığınan Murat Han’a Yavuz Akşehir’de zeamet vermiştir. Yavuz’la birlikte Çaldıran Savaşı’na katılan Murad Han’ın Osmanlılara faydası dokunmuştur. Yavuz zafere müteakip Murad Han’a bir miktar kuvvet vererek onu Safevilerin elinde olan Dıyarbakır’a zapta göndermiştir. Ancak Şah İsmail’in Urfa valisi Ece Sultan Kaçar tarafından mağlup edilerek 1514’de başı kesilip Şah İsmail’e sunulmuştur. Kocasının ölümü üzerine dul kalan Benli Hatun daha sonra başka biri evlenmiş ve uzun hayat yaşamıştır. Benli Hatun’un bu ilginç hayat hikayesi romanlara konu olmuştur.
KAYITMAZ’IN EŞİ
Safeviler karşısında yardım isteyen Akkoyunlu Türk Devleti’nin topraklarını hakimiyet altına almak isteyen Dulkadır hükümdarı Alaüddevle, Akkoyunlu Elvend’in adamlarından Emir Bey’in kardeşi Kayıtmaz’a kızlarından birini verdi. Ancak ismine kayıtlarda rastlayamadık. Bu adam Diyarbakır’da bulunan ünlü sufi Şeyh İbrahim Gülşeni’yi Urfa’da bulunan Alaüddevle’nin yanına gönderdi. İbrahim Gülşeni daha sonra Maraş’a gelmiş ve buradan da Mısır’a gitmiştir. Akkoyunlu Sultanı Elvent Bey’in divan beyi Emir Bey’in kardeşi Dıyarbakır valisi Kayademir’e kızlarından birini kardeşi Abdürrezzak Bey’i vekil tayin ederek nikâhlamıştı. Böylece Akkoyunlularla yakın ilişki içine girmiştir.
KADI BURHANEDDİN SARAYINA GELİN GİDEN DULKADIR KIZI
Kadı Burhaneddin Ahmet’e Sivas’ta tahta geçtiğinde rakibi olan Eratna emirleriyle mücadele edebilmek amacıyla Dulkadırlılarla dostluk kurdu ve onlardan yardım gördü. Bu sırada Dulkadır hükümdarı olan Halil, kardeşi Osman’ı Kadı Burhaneddin’e yardıma göndermişti. Hatta Osman’ın yardımıyla Kadı Burhaneddin canını kurtarmıştı. Kadı Burhaneddin Dulkadırlılarla ittifak yaparak Memluk Sultanı Berkuk’a tavır almıştı.
Dulkadır hükümdarı Sevli, 1391’de büyük kızını Sivas hakimi Kadı Burhaneddin’e vermiştir. Bu kızdan doğan Zeynelabidin Kadı Burhanneddin’in oğlu olup, Dulkadırlilerin yanında bulunmuştur. Bu kız alışverişi ile Dulkadır Devleti’nin kuzey komşusu olan Kadı Burhaneddin Ahmet’le müttefik olunmuştur. Dulkadır Hükümdar Selvi, yeğeni Nasıreddin Mehmet’e ise Kadı Burhaneddin Ahmet’in kızı Hatice Hatun’la evlendirerek akraba bağlarını kuvvetlendirmiş oldu. Yukarıda izah edildiği gibi Dulkadır Hükümdarı Selvi Han diğer bir kızı olan Emine Hatun’u da Yıldırım Bayezıd’ın oğlu Mehmet Çelebi ile evlendirmişti. Dulkadırlı Selvi kızlarından birini de 1391’de Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey’in kardeşi Sivas hakimi Davud Bey’e verdi diyorsa da bu doğru olmayıp o senede Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin ‘di. Aliâeddin Ali (Zeynelabidin)1398’te kadı Burhaneddin’in ölümü üzerine dayısı Nasıreddin Mehmet Bey ile birlikte bulunmuş ve 1440’larda ölmüştür
HATİCE HATUN(MISIR HATUN) DİPLOMAT KAYSERİ VALİSİ
Kadı Burhaneddin Ahmet, Eratna Devleti’nin Kayseri kadısı olup 1381 yılında bu devlete son vererek kendi sultan olmuştur. Arapça ve Farsça bilen aynı zamanda şair bir hükümdar olan Kadı Burhaneddin’in şiirlerinin topladığı bir divan bulunmaktadır. Kadı Burhaneddin çocuklarını ciddi eğitimden geçirmiştir. Hatice Hatun, Kadı Burhaneddin Ahmet’in kızı olup Dulkadır Beyi Nasıreddin Mehmed ile evlenmiştir. 1381-1398 tarihleri arasında Sivas ve Kayseri’de hüküm süren Kadı Burhaneddin Ahmet, Dulkadır hükümdarı Selvi’nin kızı ile evlenmişti. Buna karşılık Kadı Burhaneddin hükümdar Selvi’nin yeğeni olan Nasıreddin Mehmed Bey’e kızı Hatice Hatun’u vermiştir. 1398’de Kadı Burhaneddin Akkoyunlu hükümdarı Karayülük Osman tarafından öldürülünce, onun memleketi olan Amasya ve Sivas gibi şehirler Yıldırım Beyazıd Han’a verildi. Kadı Burhaneddin’in oğlu Alâeddin Ali Bey, Dulkadırlı Nasıreddin Mehmed’in yanına gönderildi. Zira Kadı Burhaneddin Dulkadır oğluna kızını vermişti. Kadı Burnaneddin’in ölümüyle zor durumda kalan oğlu Alâeddin Ali (Zeynelabidin) kayınbiraderi Nasıreddin Mehmed ‘e sığınmış ve onun yanında yaşamaya devam etmiştir.
31 Ocak 1417’de Nasıreddin Mehmed’in hanımı Hatice Hatun, Memluk Sultanının elinde esir olan oğlunu istemek için Elbistan’dan Mısır’a gitmiştir. Bu sayede oğlunun uzun süre Sultanın yanında kalmasını engelledi. Sultan ona ikramlarda bulunmuştur. Sultan Hatice Hatun ile oğlunun buluşmasını sağlamıştır. Onun oğlu Memlukların asi valisi Emir Kanibey’in isyanı sırasında sonrasında esir düşmüştü. Kahire’de Kahire Kalesi’ne hapis edilen Dulkadır Bey’in oğlu annesinin girişi ile serbest bırakılmıştır ve Maraş’a dönmüştür.
Hatice Hatun güçlü kadın olup, kocası tarafından iki defa Mısır!a gönderilerek Memluk Sultanları olan Şeyh Müeyyed Mahmud (1411- 1421) ve Sultan Baybars (1422- 1438) görüşmüştür. Onların yanında büyük itibar görmüştür. Bundan dolayı kendisine Mısır Hatun unvanı verilmiştir.
Faydalanılan Kaynaklar
Dulkadır Beyliği Sanatı (Prof. Hamza Gündoğdu) 2011)
Maraş Tarihi (Doç.Dr.İlyas Gökhan-Ukde yayınları
İlkçağdan Dulkadirlilere Kadar Maraş
(Yrd. Doç.Dr. İlyas Gökhan, Yrd. Doç. Dr. Selim Kaya Ukde yayınları 2008
Kahramanmaraş İl Yıllığı, 1973- Maraş İl Yıllığı 1967
Cumhuriyetin 50. Yılında Elbistan Yıllığı
1973 - Cumhuriyetin 70. Yılında Elbistan Yıllığı 1993
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.