Dr. Mustafa Coşkun Kale
TÜRKİYE, EKONOMİDE STATÜ MÜ KAYBEDİYOR?
İstatistiki kuraldır, bir kişiyi ve nesneyi genel kabul görmüş değerler ışığında ötekiyle kıyaslamadan kanaat oluşturmak doğru netice vermez. " çok zeki! " neye göre? "çok güçlü! " kime göre?
Biz ve bizimle aynı kültür hinderlandında ki ülkelerde kıyas, genelde bilinçaltı yerleşmiş " iyi-kötü" lere göre şekillendiğinden, daha iyiyi aramadan, sormadan, görmeden "Allah bu günümüzü aratmasın " der, es geçip gideriz. Elbette bu günümüzü aratmasın da, bu günümüzü riske atmadan daha çok iyisi de var şüphesiz. Ötekini görmeden yalan-yanlış bilgi, algı ve yargılarla kanaat oluşturmak, aslında kendimize ve geleceğimize yapabileceğimiz en büyük kötülüktür de.. Bu durum da " bu en iyidir !" diye bize sunulanı kıyas yeteneğinden mahrum bizler de çaresiz öğretilmişlikle "en iyi buymuş" diyerek kabullenek, gerçekten iyi olanı hiç bilmiyecek istemeyeceğiz. Bu bize bir ceza değil mi?
Konu başlığımıza dönecek olursak; ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişmiş kriterlerini kategorize eden farklı ses ve görüşler olsa da, Sosyo-Kültürel gelişmenin temelinde ekonominin de önemli rol oynadığını bilerek biz iki kriteri burada irdelemeye çalışacağız. Birincisi kişi başı milli gelire göre Türkiye Dünya ülkeleri arasında hangi kategoride, İkincisi de 193 ülke içinde Dünya mal ve hizmet üretiminin % 80' ni üreten gelişmiş 20 ülke (G-20 ) içinde ki Türkiye'nin son durumu.
Bir ülkede bir yılda üretilen mal ve hizmetlerin dolar cinsinden toplamının, o ülke nüfusuna bölünmesiyle kişi başı milli gelir oluşur. Kişi başı bu mili gelire göre de Dünya Bankası raporuna göre o ülkenin ekonomisi,
1- Düşük Gelirli Ekonomiler ( kişi başı geliri 1005 $ ve altı)
2- Alt Orta Gelirli Ekonomiler ( kişi başı geliri 1006- 3 976)
3- Orta Gelirli Ekonomiler (kişi başı geliri 1006 - 12 275 $ arası )
4- Üst Orta Gelirli Ekonomiler (3 976- 12 275 $ )
5- Yüksek Gelirli Ekonomiler (12 275 $ ve üzeri )
Türkiye son 40 yılda kişi başı gelirini % 262 oranında artırmış olmakla birlikte 1980- 1993 ve 2006- 2013 yılları arasında yakaladığı Orta ve üst orta gelir düzeyini istikrarlı sürdürememiş, " orta gelir tuzağı" na çakılıp kalmış bir türlü üste sıçrayamamış. 2020 de 7 715 $ beklentisi bile 2006 da ki 7 961 doların altında, 2013 de yakaladığımız 12 489 $ kişi başı gelirimiz malesef son altı yılda 4 775 $ azalarak Türk insanı gün be gün fakirleşmiştir.
2020 yılı 7 715 $ beklentili Türkiye kişi başı milli geliri Dünya ortalama milli gelirin yani 10 954 $ 'ın bile çok altında kalarak, Türkiye; Kostarika, Bulgaristan, Kazakistan, Türkmenistan ve Karadağ gibi ülkelerin gerisinde kalarak 202 ülke içinde malesef 78 nci olmuştur.
Ekonomist Mahfi Eğilmez'in el feneriyle tâ 1600 yılından 2008 li yıllara gelecek olursak, 1600 yılında Osmanlı da kişi başı milli gelir 600 $ iken İngiltere, Fransa ve Almanya (bundan sonra adı geçen ülkelerin baş harfleri birleşimi olan İFA diyeceğiz) Ortalaması 869 $, 1820 yılı Osmanlı da 643 $ İFA ortalaması 1306 $, 1923 Türkiye Cumhuriyeti 712 $ İFA ortalaması 3 751 $, 2008 Türkiye kişi başı milli gelir 8060 $ iken İFA ortalaması 22 422 $ dır.
Osmanlı İmparatorluğu 1600 yılından 1923 yılına kadar kişi başı gelirini % 18,7 artırırken İFA % 320 artırmıştır. Onca çalkantılar arasında ki Türkiye Cumhuriyeti ise 1923 -2008 arasında kişi başı gelirini 11,3 kat artırırken, İFA ülkeleri ancak 6,5 kat artırabilmiştir. Bu bir başarı olsa da asla yeterli değildir.
Ülkelerin ekonomik gelişmelerini belirleyen ikinci kategorimiz G-20 de ki durumumuza gelecek olursak; Dünya mal ve hizmet üretiminin % 80' ni gerçekleştiren 193 ülke içinde 20 büyük ekonomide yer alan Türkiye'miz son yıllara kadar klasmanda milli gelirine göre 15 ve 17 nci sıralarda genelde de 17 nci sırada yer almaktaydı. Ekonomimize 2017 de başlayan 2018 de belirginleşen 2019 hissettiren ve 2020 yılında zayıf ekonomik bünyemize koronavirüs salgınının eklenmesiyle milli gelirimiz azalmış 2019 da 743 milyar dolardan 2020 de 649 milyar dolara, bizi 20 nci sırada takip eden İsviçre ile fark azalmış görünüyor. G-20 de 19 ncu sırada yer alan ülkemiz bıçak sırtı bir sıralamada bulunuyor.
Çalışmaya 24 saatin yetmediği bu korkunç Dünya ekonomik rekabetinde durmak şöyle dursun, durur gibi yapmak bile önde gidenin tekmesi arkadan gelenin tepelememesi için; aklın, bilimin ve vicdanın dairesinde kendi kendimizi öz eleştiriye almamız gerekir.
Evet! İşler iyi gitmiyor. Saklamaya, gizlemeye, konu değiştirmeye gerek yok Dardayız ama zor da değiliz. Böyle zamanlarda nefsimizin değil, vicdanlarımızın sesiyle hareket eder adaletle hükmedersek kurtulacağız.
Ailelerin de sokakların da top yekün milletin de beklediği bu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.