VE TEMAYÜL BAŞLIYOR

Bu Pazar günü Ak Parti merkez ilçe ile ilçe Belediye Başkan aday adaylarının teşkilattaki durum ve konumları ile ilgili bir yoklama yapacak.

Ak Parti aday belirlerken ortaya koyduğu kriterleri var.

Nedir bunlar;

Kamuoyu anketleri, Milletvekilleri, Teşkilatta ki pozisyonları ve Genel Merkez kanaati v.s.

Bilindiği gibi daha önce merkez ilçe dahil Afşin, Türkoğlu, Göksun, Çağlayancerit ilçelerinde görev yapan mevcut Belediye Başkanları için bir yoklama yapıldı.

“Gizli oy, gizli tasnif!”

Kimin ne kadar oy aldığı bizce bilinmiyor. Yani kamuoyunun bilgisi yok.

Yukarıda birden çok kriter olunca, sonuçlarında açıklanmamasının doğal olduğunu ifade edebilirim. (Şahsi kanaatime göre ise kriter sonuçlarının tamamı kamuoyuna deklare edilmelidir)

10 ilçe de yaklaşık 1.298 kişinin 100 den fazla aday adayına oy vereceğini dile getirecek olursak, temayül sonuçlarınında, sonucu oluşturma ve etkileme adına bir önemi olduğunu söyleyebiliriz. Tabii temayülde çok oy olanılması bir ismin aday olarak açıklanmasına da yetmiyor.

Bu seçim döneminde siyasi partilere mensup adayların ve aday adaylarının proje ortaya koymaları, ben gelirsem şunu şunu yapacağım tarzında açıklamaları gelecek dönem için iyi eserlerin ortaya çıkmasına katkı yapacak diye düşünüyorum.

Her şeye rağmen aday kim olarsa olsun, seçimi kim kazanırsa kazansın, kazananın Kahramanmaraş olmasını temenni ediyorum.

Bir önceki yazımda MHP alternatif olur mu diye sormuş ve önerilerimi ve düşüncelerimi ifade etmiştim.

Benim için değerli olan bir MHP li yetkiliden bir mail aldım. Mailde kimi yazdıklarıma katılmadığını ifade etmiş. Ve benim tarafsızlığımı yitirdiğimi yazmış.

İşte bu taraf yada tarafsızlık fikrine katılmıyorum. MHP ile ilgili ve MHP adayları ile ilgili en çok haber ve yazayı biz yazıyoruz. Ve yazmaya da devam edeceğiz. Biz MHP ile ilgili haber yaptığımızda MHPli mi olduk?

Kahramanmaraşın gelişmemesinin en önemli sebeplerinden biri de böylesine hemen “yazılanın bir tarafa çekilmesidir!”

Ben tarafım.

Benim tarafım Kahramanmaraşa bir çivi çakılmasıdır. Bu gün ak parti ve icraatlarını benim kadar mercek altına alan ve eleştiren kim var?

Bizler doğru bildiğimiz yolda, dimdik yürüyoruz.

MHP ya da bir başka parti.

Partinin adı ne olursa olsun.

Kahramanmaraş için ter döken, emek veren her siyasetçiye, her siyasi görüşe sahip çıkar ve yanında olduğumuzu yazıp çizmekten, ifade etmekten de ne ürkeriz, ne de çekiniriz.

Dostluk noktasında yazdıklarına katılmam mümkün değildir. Mehmet Taş olarak, birine dostum dediğim zaman bu dostlukla mesleki ilişkileri ayrı tutar ve dostluğu mezara kadar sürdürmeye devam ederim.

MHP içinde kardeşim dediğim, ağabeyim dediğim, dostum dediğim onca insan var. Ve bu insanlar benim prensiplerimi ve ilkelerimi de çok iyi bilirler.

Lütfen hem eleştirin bize yön gösterin diyorsunuz, yazdığımız zamanda bize küsüyorsunuz. Kırılıyorsunuz. Bunda ben samimiyetsizlik görüyorum.

Bu Kahramanmaraş ne çektiyse “riya ve yalakalıktan çekti!”

Ben 50 yaşına gelmiş bir insanım, bu güne kadar edinemediğim malı, mülkü ve makamı ne yapacağım. Gazeteci olarak da gelebildiğim ve gelebileceğim en son yerdeyim.

Bana mail atan sevgili dostum, seninle ben mezara kadar dostluk kurduğumu sanıyordum. Eleştirilerine evet ve ama dostluk ve tarafsızlık noktasında hayır diyorum.

Şimdi son günlerin moda deyimi, temayül ile ilgili sevgili kardeşim Ali Yalçının bana gönderdiği bir e.maili sizlerle paylaşmak istiyorum.

YOKLAMANIN TEMAYÜLÜ

Temayül...

Yoklama...

Alt alta gelince o işi “ yapma ” gibi bir ikazı çağrıştırıyor. Bu olumsuzlukta “yoklamanın” payı büyüktür. Yoklasanız da bir şey yok anlaşılacağı gibi kararım değişmez katiyetini de bulabilirsiniz.

Fakat asıl duruş “ temayül “ kelimesinde gizli. Gizli diyorum, temayül iç merkezli bir harekettir. Dolayayısıyla sadece size özeldir. Yoklansa bir şey çıkar mı? Her zaman değil belki... O zaman ortaya meylim şu tarafa ancak temayülüm şu tarafa kayıyor garipliği çıkar.

Tekrar temayüle meylediyorum. Zaten temayüllerimize bir nazar etmek istedim. İçimizde dağ gibi büyütüp dışta çok muhatap bulamayız diye ifade edemediğimiz meyillerimize..

Her insanının meyilleri vardır. Kendisine göre bir değeri de vardır. Başkasının bunu tendik etmeye hakkı yoktur. Fiiliyata geçene kadar. Aksiyon haline geçince toplumda farklı karşılıklar bulabilir. Öncelikle temayüllerimize, meylederken insana ve ona ait herşeye saygı çerçevesinde yaklaşmak bir erdemdir.

Bizim de Temayüllerimiz vardır. Yoklansa da yoklanmasa da...

Biz, bir ülke hayal ediyoruz. İnsanlarının, demokrasinin bütün güzelliklerinden insan olmanın onurunu muhafaza ederek istifade ettiği.

İnsanlarının birbirlerinden istifade etmek için adeta yarıştığı, yardımcı olabilmek için sırada beklediği, bütün bunlar yapılırken de hiçbir beklentiye girilmediği bir toplum hayal ediyoruz.

İnsanımızın “ bizim insanımız” olarak görülüp saygı gördüğü, ülkenin menfaatine olan her güzelliğin -kimin tarafından yapıldığına bakılmaksızın- takdir edildiği bir ülke hayal ediyoruz.

Necip Fazılca bir yaklaşımla “ ikinci kim olacak” anlayışının her alanda hakim olup bütün dünyayla yarıştığımız bir ülke bekliyoruz.

Neyse belki bu temayüllerimizi herkes biliyordur. Yoklamaya gerek yoktur. Yoklansa da ilgilenmeye gerek yoktur. İlgilenilse de kayda değmez. Kayda değse de uygulanamaz, Uygulansa da getirisi yok. Getirisi olmadığı için 5 yıllık planlara alamayız. Alsakta rafa kaldırırız. Ey Raf! Bizi rahatsız etme.

Bir de Yerel Temayülleri Yokluyorlar...

Kapalı temayül, kapalı zarf, kapalı tasnif, kapalı değerlendirme, kapalı karar. Açık ilan.

Çok net bir şekilde temayüller yansıyor. Temayülünüzü güzel ifade edin ki en yukarılarda görüşelim.

Acaba yoklamada “ var olmayanların / olamayanların “ temayülü nerede... Var olanların temayülü, olamayanları ne oranda yansıtıyor.

Olamayanların daha çok olduğu bir ortamda meyiller yeterince net yansıyabilecek mi ?

Sormazlar! Ancak temayüllerimizi sıralayalım.

Şehrimizin bütün kurum ve kuruluşlarıyla istişareli bir şekilde çalışacak, iki kulak ve bir dilin hikmetlerini derince hissedecek, gücünü kollektif şuurdan alacak insanlar istiyoruz.

En büyük problemin eğitim olduğu aşikardır. İnsanımızın eğitimi her kurumun ve her kişinin öncelikli vazifesidir. Bu konuda yapılan yatırımlar belki uzun yıllar sonra netice verir. Ancak garanti hedefe ulaşılır. Eğitimi dert olarak gören birileri olmalı.

Koltuğu hedef olarak görünler başka şey görebilirler mi bilemem. Fakat netice de bir gün bırakacağınız o oturak, hizmet edebilmek için bir araçtır. Kim onu amaç yerine koydu kaybetti. Bazen burada bazen ilerde.

Koltuğu kazanıp dostalarını kaybeden insanlar, neleri kaybettiklerini anladıklarında çok geç olabilir. Dünya, insan varsa ve bize dostsa güzeldir. Aksi halde taştan ibarettir. Taşlardan lezzet alanların ihtimal yürekleri taşlaşmıştır.

İnsanın sözlerinden yola çıkarak özlerindeki art niyeti aramak oldukça art niyetli bir düşüncedir. Bu tipler özlerini karartıkları için etrafa aydın bakamazlar. İnsana insan olarak değer vermek maharettir.

Birlikte yaşamak zorunda olduğumuz insanları rakip olarak görmek ve meyiller netleştikten sonra da birlikte yaşamak zorunda olmak bir realite iken, kuramayacağımız köprüleri yıkmasak. Aksi halde çok masraflı işlere girmiş oluruz.

Bazı temayüller vardır ki sadece temayülleri öğrenmek için yapılır.

Bazı temayüller vardır ki sadece kendi düşündüğümüzü tasdik ettirmek için yoklanır.

Bazı temeyüller vardır ki demokratik görünmek için yapılır.

Bazı temayüller vardır ki meyilli olanları rakip olmaktan çıkartmak için yapılır.

Bazı temayüller vardır ki meyilleri, temayül denizinde eritmek için yapılır.

Yoklayın...

Temayülleri.. “

Ve iyi pazarlar!...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi