Yazsak mı? Yazmasak mı?

21 Ekim 2021 tarihinden bu yana bu sütunları işgal edecek bir yazı kaleme almamışım. Yani 6 ay olmuş şehre ve ülke gündemine dair bir yazı kaleme alıp sizlere ulaştıramamışım.

Bunun birçok farklı sebepleri var.

Şehre dair bir yazı yazdığımızda karşımıza iki sorun çıkıyor.

Ya yalakasın ya da hainsin.

Bu değilse; yandaş ya da muhalifsin.

Şimdi her iki durumda da ne yapacağımızı ne yazacağımızı kestiremez hale geldik ve bir süre ara verdik.

Bu arada aklıma geldi; Sosyal medya da paylaştığımız her hangi bir paylaşıma da yapılan hakaret içerikli yazılar da bunların çabası!...

**

Tam 6 ay sonra bu yazıyı yazarken bir karar aldım:

Bildiğim doğruları yazacağım ama yel değirmenleriyle de savaşmayacağım.

Demek o ki; Kahramanmaraş ve ülkem için kendi çapımda bir kavganın içine gireceğim.

İşine gelen yazdıklarımızı okur, sosyal medya da bize destek verir. İşine gelmeyende bizim hayatımızdan çıkar.

Ben görüşlerimi ifade ederken kırmızıçizgilerim olacak.

Bunlar ise;

Bayrak

Vatan

Atatürk

Türk Milleti

İnancım

Türk Töresi

Yukarıda ifade etmeye çalıştığım değerlerim ve mücadelemde yukarıda saydıklarımla problemleri olanlar benim yazılarımı okumasınlar. Benim sosyal medya hesaplarımı takip etmesinler.

**

ÜLKEMDE Kİ YABANCILAR SORUNU!..

Allah hiçbir ülkeye savaş göstermesin. Ancak savaş olduğunda da yurtlarını, vatanlarını terk edip başka ülkelere göç ettirecek kadar da onursuz bir yaşam bizlere vermesin.

Müslüman milletlerde Türk Milleti hariç ülkesi için toprağa düşenlere Şehitlik kavramı bizde ki kadar bir değer ifade ediyor mu?

Milli ruh ve kimlikten uzaklaştırılan toplumlar vatan, bayrak, namus gibi kavramlara çok uzak kalırlar. Ve bunlardan habersiz yaşarlar.

Nitekim bedelli askerlik kavramını hiçbir zaman kabul edemeyen biriyim. Bu Milletimizin genetik kodunu bozmak için hazırlanmış bir senaryodur.

Türkiye gibi jeopolitik önemi olan bir coğrafya da Millet olarak ayakta kalmak ve burasını vatan olarak kabul etmiş bir millette bedelli askerlik olmaz. Hatta kız çocukları da iki ay silahaltına alınmalı ve silah kullanmaları öğretilmelidir.

Ama milli duygulara uzak, çocuklarını ve yakınlarını bedelli askerlik ya da çürük raporu aldırtarak askere göndermeyen insanların anlayacağı bir duygu değildir benim yazdıklarım.

**

Şimdi saadete gelelim isterseniz.

Ülkemizde 5 milyon civarında Suriyeli 2 milyon civarında da Afganlık, Pakistanlı ya da Kuzey Afrika ülkelerinden gelen ve ülkemize mitilini atan insanlar var. Ve hepsi de askerlik yaşında ızbandut gibi insanlar. Taşı tutsa suyunu çıkartacak bu insanların ne işi var ülkemizde?

Suriye’de savaşa katılan ancak eşini çocuklarını ülkemize getiren insanlara bir şey demiyorum. Ve onların çocuklarına sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Ancak İstanbul sokaklarında gezerek genç kızlarımızın müstehcen fotoğraf ve videolarını çekerek yayımlayan şerefsizlerin ne işi var ülkemde?

Şimdi bu tür taciz ve toplumu huzursuz eden şerefsizler için ben muhacir mi diyeceğim?

Ülkemizde vatandaşlık konusu benim içimi yakıyor. 400 bin dolara vatandaşlık verilmesi ve ülkemin parsel parsel satılmasına göz mü yumalım? Bu aymazlığa, ilkesizliğe sessiz mi kalalım?

Kimseye vatandaşlık verilmesin demiyorum. Tabii ki verilmelidir. Ancak bunun bir kriteri olmalıdır.

İngiltere de ve diğer AB ülkelerinde bu nasıl ise bizde de öyle olmalıdır. Ülkemiz parası olanların yolgeçen hanına dönüşmesinde rolü olanları Allah’a havale etmeyelim mi? Seçim günü sandığa gittiğimizde ülkemizi parsel parsel satanlara nasıl oy vereceğiz? Bu olanlara sessiz kalanlara, ucuz oy siyaseti yaparak bu milletin geleceğine kast edenlere, bir gün dahi ağzına Türk Milleti ifadesini kullanmayan Milletin değerlerine saldıran Türk Töresine ihanet eden insanlara mı oy vereceğiz?

**

Türkiye bir yol ayrımında bu yabancılar konusunda. Ben ülkemde ki ülkemin değerlerini bozan, ülkemde ki töremizi bozan yöneticiler yerine sığınmacılar konusunda somut adımlar atan siyasi duruşu olan insanların ülkemizi yönetmesini istiyorum.

Türkiye ve Dünyada son dönemde yaşanan gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin sığınmacılar konusunda yaptığı açıklamaların sözde değil eyleme dönüşmesi gerektiğini düşünüyorum. 

Kahramanmaraş’ta bile gece sokağa ailemizle birlikte çıkamaz olduk. Her yerde 5-6 kişilik çeteleri görüyoruz.

Gece saat 23.00 sularında İşyerimden Otoparka giderken bile ürkerek gidiyorum. Karanlık sokak ve caddelere giremez olduk. Etrafta ne olduğu belli olmayan grup grup insanlar geziyor. Bu insanlar bu memleketin çocukları değiller?

Kahramanmaraş böyleyle ülkemizin genel durumu nasıl acaba? Artık ülkemizde her önüne gelene vatandaşlık verilmemelidir. 400 bin dolara vatandaşlık ve pasaport verilmesi iptal edilmelidir. 2 milyon dolar olmalı. En az 5 yıl ülkemizde yaşamalı. Ülkemizin örf ve adetlerini tanımalı ve Türkçemizi öğrenmelidir. İşte o zaman vatandaşlık verilebilir.

Adam bilim adamıdır. Aday yatırımcıdır. Adamın bir özelliği vardır. Ülkeye katma değer üretecektir. Buna vatandaşlık verelim.

Bizim kimliğimizin bir değeri vardır. Ve bu değeri koruyalım, sahip çıkalım…

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet TAŞ Arşivi