Yaşar İçen
Yeni kartlar eşliğinde "Yalnızlaşan Erbil"
Geçtiğimiz hafta Bağdat Yönetimi üzerinden Irak demiştik.
Geçtiğimiz hafta Bağdat Yönetimi üzerinden Irak demiştik. Bugün de Erbil üzerinden Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki son gelişmeleri-sorunları ve “sümen altı-sümen üstü” denklemleri konuşalım istiyorum. Öncelikle belirteyim son süreçte Bağdat’ta tablo ne kadar istikrardan yanaysa Erbil’de de bir o kadar karmaşık bir hal almaya başlamış ve “Erbil giderek yalnızlaşıyor”!
Erbil’de geçmişten bu yana aşina olduğumuz “Kürt Dokulu” işleyiş yerini; geniş çerçevede kurumsallaşma çabalarına, ciddi mücadelelere, tüm zorluklara rağmen pes etmeyen bir yapıya bırakırken maalesef diyeceğim yansıma ise Erbil’in her kararında “önce ben” diyerek dostluk-komşuluk bağlarını geri plana atmasını gösterebilirim. Bu durum alışkın olmadığımız bir tavır çünkü Kürtler tarihi boyunca mütevazi ve kıymet bilen ev sahibi kimliğiyle tanındı bu sebepten biliyorum ki büyük bir kesim (bilhassa eski dostlar) kırgın IKBY’ye. “Varoluş hikayesine ve kültürel kodlarına sırtını dönen toplumlar büyük sorunlara gebe kalır…”
Yakın tarihe kadar yürüttüğü tüm siyaset-diplomasi-bürokrasi-varoluş mücadelesinde hep tek ses olarak sesini işittiğimiz IKBY(Kürtler) şimdilerde; homojenlikten sıyrılıp heterojen bir yapıya dönüştü. Heterojen yapılar çoğu coğrafyada demokrasinin bir sonucu olarak kabul edilip memnuniyet yaratsa de mevzu bahis Ortadoğu ise durum kaosa, iç çekişmeye, ekonomik darboğaza ve “bölünmeye” delalet ediyor maalesef!
Evet IKBY güneyden, batıdan, doğudan gelen tehlike sinyalleriyle iyice sıkıştırılıyor son süreçte. Bu sıkıştırmaların nereye kadar devam edeceği konusunda ise oldukça endişeliyim zira pek çok gücün nüfus ettiği KYB, Süleymaniye’yi (belki de yanına iki şehri daha alarak) özerkleştirmekte oldukça kararlı. Bu konunun KYB’nin sadece kendi tercihi olmadığını “çok başlı bir destekle” olduğunu da hatırlatayım. KYB de Lahur Talabani’nin gönderilip yönetimin Bafıl Talabani’ye bırakılması, beklenen sonucu vermedi. Lahur Talabani arka planda yeni denklemler kurarken, Bafıl Talabani de yürüttüğü akıllara zarar siyaset ve ittifak denklemleriyle tüm güven duygularını alt üst etmeye devam ediyor. IKBY de önümüzdeki aylarda olması gereken seçim tarihinin KYB tarafından sürekli ötelenmesinin temelinde de bu var. KYB kendi iç çekişmelerinden dolayı her geçen gün sivil gücünü kaybediyor ve bu haliyle yıl sonu gerçekleşmesi gereken seçimden büyük kayıpla ayrılacağını bildiği için bir türlü sandığa gitmiyor. Sivil desteği iyice kaybeden KYB, tüm gücünü Süleymaniye’yi Erbil’ den ayırmaya harcıyor.
*Ovaköy Kalkınma Yolu Projesi, Erbil tarafından da yakından takip ediliyor çünkü Habur’a bir alternatif olarak nitelendirilen Ovaköy Projesi’ne hem ticari açıdan kayıp hem de Türkiye ile ilişkilerinin zayıflaması olarak değerlendiren Erbil’in “Kalkınma Yolu Projesine” dahil olmaya dair yeni alternatifler sunmasını bekliyorum.
*Geçtiğimiz hafta Bağdat’tan aktardığım giderek etki ve yetkisini kaybeden Iraklı Türkmenlere yeni denklemler ve yeni bir Türkmen Koalisyonu gerekiyor” tespitimi IKBY için de tekrar etmek istiyorum zira Türkmen siyasetçilerle birlikte seçmenler de oldukça rahatsız bu güç kaybından.
*Erbil’den bir başlıkta ekonomiden yana aktaralım. Türkiye firmalarının, yatırımlarının oldukça azaldığını ve “hak edişlerimizi alamıyoruz” isyanlarını dile getirmek istiyorum. Evet firmaların “içerideki parasını alamaması” üzerine çok ciddi şikayetler alıyorum. Bu konuda Ankara-Erbil-Bağdat hattında mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor.
*Erbil’de de tıpkı Bağdat’ta olduğu gibi “Türkiye’nin terörle mücadelesi ve su tepkisi” bir hayli azalmış ve bu iki durum özeleştiri boyutuna geçmiş. Özetle komple Iraklılar, Bağdat-Erbil Yönetimlerinden terör unsurlarıyla mücadele etmelerini ve refahı arttıracak “hizmet siyasetini” istiyor. Tıpkı tüm dünyada olduğu gibi Iraklılar da ideoloji değil hizmet istiyor, iş istiyor, eğitim istiyor, refah istiyor….
*KYB’den söz etmişken KDP’yi de inceleyelim. KDP seçmeni, yine tüm dünya siyasetinde olduğu gibi “KDP siyasetinin revizyon” edilmesini istiyor. Yeni Dünya İnsanı siyasetten; yeni yüzleri, yeni söylemleri, hizmeti, kalkınmayı, yeni stratejileri ve samimiyeti istiyor .KDP bu ihtiyaçlara ne kadar cevap verebilecek bekleyip göreceğiz.
*Irak genelinde olduğu gibi IKBY de de Sünniler giderek zayıflıyor, Şiiler giderek güçleniyor. Ve yine genelde olduğu gibi giderek artan Arap nüfusu IKBY’de de oldukça göze çarpıyor. İşine Bağdat’ta devam eden Araplar evini hızla Erbil’e taşıyor. Erbil’de son süreçte yapılan lüks konutların çoğunun sahibi Araplar, özel okulların öğrencileri Araplar, yeni yatırımların sahibi Araplar… Bu göç IKBY de ekonomiye de büyük katkı sağlıyor. Geçen yıl alınan “Arapça tabela yasağının” temelinde de bu vardı. Giderek artan Arap nüfusun kendi işyerine astığı Arapça tabelaların veya Araplara hizmet için mekanlarda Arapça tabelalara yer verilmesinin önüne geçilmesi için “İngilizce, Fransızca” ve daha pek çok Avrupa dilinin de tabelalarda kullanılmaması gerekir elbette.
Velhasılı kelam Erbil Yönetimi’ni; ekonomik, siyasi, diplomatik ve daha birkaç başlıkta zorlu günler bekliyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.