Ülkemizde ekonomik ve siyasi istikrarın devam etmesi için olmazsa olmaz kurallar vardır sanırım.

2000 ve 2001 ekonomik krizini hatırlatalım.

Hafızalarımızı o günlere odaklayalım.

şu andaki para arzı, piyasanın hareketsizligi, GSMH artışlarının sadece kagıt üzerinde kaldıgı, en önemlisi halka yansımadıgı ortadadır.

Millet son yıllarda ?kemer sıka sıka? ne yapacagını şaşırır durumdayken, Iktidar ve vatandaş üretim noktasına odaklanmak yerine tüketim noktasına odaklandırılmıştır.

Türkiye öyle sanıldıgı kadar zengin bir ülke degildir.

Cari açık ortada. Tehlikeli boyutlarda.

Son yıllarda ?borç döndürülürse tehlike olmaz!? anlayışı ile ha bire Özelleştirme ve Dış finansman ile bu iş çözülmeye çalışılıyor.

Bu sadece ?para satıcılarının? işine geliyor.

Bunca ekonomik ve siyasal sorunlar var iken son dönemde ?Türban? ve ?Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı? ile ülke gündemi kilitlenmiştir.

Ekonomi çevreleri Türkiye"nin gündemi ekonomi olmalıdır. Yandık, bittik diye avazlarının çıktıgı kadar bagırmalarına karşın, iktidar cenahında ancak aba altından degnek gösterilecek tarzda söylemleri duyuyoruz.

Bugün Tıp Bayramı.

Bugün bütün ülkede ?iş bırakma eylemi? var.

Iktidar önemli mesafeler aldı.

Türkiye"de her alanda bir degişim yaşanıyor.

Degişimi yaparken, toplumu germeyecek politikaların bizatihi hükümet tarafından geliştirilmesi gerektigini düşünüyorum.

şu anki Türkiye manzarasından özellikle ekonomi baglamında memnun olanımız yok.

Hükümet ekonomi için yeni bir reform paketini çıkartmak zorunda.

Yangın bütün ülkeyi sardı.

Bir küçük ateş çok zarar verir.