Adıyaman İle Benim Kentimi Kıyaslarken!...

1984 yılıydı Adıyaman’a ilk gidişim. Tamı tamına 26 yıl olmuş, Arada 8-10 yıl gitmediğim dönemler oldu.

Açık konuşmak gerek ise 2000 yılından bu yana da neredeyse her ay bir defa yolumuz düşüyor bu şirin kente.

Gün oldu Sayın Başbakanın açılışları için gittik. Gün oldu GAP gazeteciler Birliğinin toplantısı için gittik. Gün oldu Suriye’ye gitmek için gittik. Ve gitmeye devam ediyoruz.

Geçen haftaydı Serdar abi yani Serdar Erdoğanyılmaz ile bir Adıyaman’a gidelim dedik.

Serdar abiye zaman zaman; “abi Adıyaman bile bizi geçiyor dediğimde” bana takılır hadi canım sende derdi.

Genel başkanımız Zeynel Abidin Kıymaz bize 3 saatlik bir gezi proğramı planladı ve Serdar abinin otomobilinin başına geçti. Öyle Nemrut’a falan da gitmedik. Adıyaman’a yakın olan ziyaretleri gezdik. Şehri gezdik, şehrin yeni yerleşim yerlerine baktık. TOKİ konutlarına uzaktan baktık.

Malum Adıyaman’a seyir halindeyken bir mühendis arkadaşımızı bir köprü inşaatının başında gördük. Onunla sohbet ettik, gidişimizin bir kısmına gelişimizin ise tamamına iştirak eden bu dostumuzda hızlı bir çalışma temposu var.

Hayırdır dediğimizde “Sayın Başbakan Talimat vermiş aldığımız işlerin süresi çok olmasına rağmen işleri bir an önce bitirmeye çalışıyoruz”

Yani sevgili dostlar; Sayın Başbakanımız Adıyaman’ın duble yollarını bir an önce bitirin diye talimat veriyor, ödeneğini veriyor. Bizim duble yolların ise ne zaman biteceği bile belli değil. Ağır aksak yürüyor işte. Mesela Kahramanmaraş- Göksun yolunun ne zaman bitirileceğine dair bir açıklama var mı? Ben bilmiyorum. Bilen var ise bana da söylesin.

Şehir giriş ve çıkışlarımız ortada. Adeta büyük bir köye giriyor gibi bir görünüm var. Adıyaman Elazığ Karayolları Bölge Müdürlüğüne bağlı. Ve hızla yollar bitiriliyor. Biz Mersin’e bağlıyız. Eller Mersine biz ise tersine gidiyoruz.

Neyse gelelim Adıyaman gezimize; PERRE ANTİK KENTİ denilen bir yer var. Adıyamanın neredeyse içinde gibi. Bir tepe, tepenin dört tarafında da çalışmalar var. Eski dönem gün ışığına çıkartılıyor. Geze geze biteremedik.

Şimdi bizim Namık Kemal’de ki o eski eserlerin bulunduğu alan kamulaştırılsa ve orada bir çalışma yapılsa, ortaya eserler çıkartılsa Kahramanmaraş’ın tanınabilirlik durumu nasıl olur?

Gaziantep ZEUGMA ile yeniden kendini buldu. Marka şehir kimliğini pekiştirdi. Türkiye ile ilgili basılan her broşürde o fotoğraflar yer alıyor.

Biz ne yapıyoruz peki?

Harbi harbi ifade edeyim mi; “Sadece laf üretiyoruz!”

Göstermelik bir iki ev satın alındı, o kadar işte.

Burada ortaya çıkacak olan eserleri ben değil de benim çocuklarımın görmesi bile şüpheli.

Bu kadar ağır aksak yürüyen bir işin kimseye faydası olabilir mi?

1984 yılında koca bir köy görünümünde olan Adıyaman bile bu gün bizi geçer hale gelmişse, son 30 yıldır bu şehirde siyaset yapan her insan şapkasını eline alıp düşünmelidir.

Şimdilerde moda ise, herşeyi sahiplenmek, devletin rutin gelen hizmetlerini bile “ben yaptırdım” diyerek ahkam kesmekten öte gitmeyen bir siyasi anlayış hakim.

Kusura bakmayın beyler;

Kahramanmaraş bu gün için hak ettiği yerde değil. Ve bundan siz sorumlusunuz.

Ve bu vebalde sizlere yeter.

Bu iş öyle çelik-çomak oynamaya benzemiyor. Kusura bakmayın da bizler çelik-çomak oynamayı bile hala beşir edemiyor, hep birbirimizin kafasını gözünü patlatıyoruz.

Devir birlik olma devridir.

Devir birlikte başarma devridir.

Siz hala bu kör döğüşünü yapadurun.. Allah’ın ve milletin sopası sert olur, ve o sopadan yediniz mi işiniz hiç rast gitmez, unutulur gidersiniz.

Benden hatırlatması!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi