M.Fatih ERDOĞAN
Alçakça ve Canice Bir Girişim
Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinde yuvalanan bir grup hain, devletin idaresini ele geçirmek maksadıyla darbe girişiminde bulundu. Şükürler olsun ki bu girişim hüsranla sonuçlandı ve başarıya ulaşmadı.
Bu girişim sadece bir darbe girişimi değil aynı zamanda ihanetin, cinnetin, gözü dönmüşlüğün, kin ve nefretin de dışa yansımasıydı. Cinnet ve ihanet içerisinde bulunan gözü dönmüş bu caniler, alçakça ve haince bir tutum takınarak sivil halkı kurşunladılar, Türk Devletinin kalbi sayılan Türkiye Büyük Millet Meclisini Bombaladılar.
Bu hainler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından Milletin bekası ve vatanın savunması amacıyla satın alınan tankları, helikopterleri, uçakları ve gemileri ele geçirerek devlete başkaldırmışlar ve ele geçirdikleri bu ağır silahlarla milleti yok edip devleti ele geçirmek istediler.
Mensubu bulunduğu milleti bombalamanın adı, en hafif tabiriyle ihanettir, alçaklıktır. Milletine ihanet eden ve alçakça ve canice bir tutum takınarak hiçbir darbe döneminde hiçbir savaş zamanında bombalanmayan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni defalarca bombalayarak harabeye çevirdiler.
Önce Cenabı Hakk’ın lütfü ve yardımı sonra Türk Milletinin cesareti sayesinde engellenen bu hain ve alçak darbecilerin İstanbul ve Ankara'da başlattığı darbe girişiminde ne yazık ki, 161 kişi şehit oldu, 1.440 kişi ise yaralandı. Sonuç elbette çok acı, bilânço ise çok ağır. Sevinilen ise darbenin gerçekleşmemesi, darbe gerçekleşmiş olsaydı eğer acı yüzlerce kez daha kötü olurdu elbet.
Darbe girişiminin başarıya ulaşmaması ve milletine kurşun yağdıran bu teröristlerin Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirmemesi için sokaklara dökülen, meydanları dolduran, tankların önüne yatıp üstüne çıkanlara selam olsun. Bu uğurda canlarını veren demokrasi şehitlerine rahmet olsun. Hastanelerde tedavi olan demokrasi gazilerine rabbim şifalar ihsan etsin. Darbe’ye teşebbüs eden hainlere ise rabbim bir daha güneş yüzü göstermesin.
Darbecilerden Başkası Darbe Olsun İstemedi
Türkiye tarihinde darbeler hep oldu. Bazı darbe girişimleri başarılı oldu bazıları ise olamadı. 27 Mayıs 1960 darbecileri ve 12 Eylül 1971 darbecileri maalesef başarılı oldular. Darbeciler demokrasiyi rafa kaldırarak milletin iradesini gasp ettiler.
Bu millet muhtıralardan, e muhtıralardan, darbelerden ve post-modern darbelerden çok çekti. Unutulmaz acılar ve mağduriyetler yaşadı:
27 Mayıs 1960 yılında seçimle işbaşına gelmiş bir Başbakan idam edildi. Binlerce insan zulme uğradı, aşından ve işinden oldu.
12 Eylül 1980 yılında yapılan darbe sonucu ülke gençliğini kaybetti. Kurulan yüzlerce işkence evinde binlerce Türk gencine işkence edildi. İnsanlar on yıllarca hapis yatırıldı.
12 Mart 1971’de muhtırayla, 28 Şubat 1997’de post-modern darbeyle, 27 Mayıs 2007’de ise e-muhtırayla demokrasiye ara verildi. Halkın yönetimine el konulmaya çalışıldı. Suçsuz ve günahsız yere binlerce milyonlarca insana eziyet edildi.
Yaşanan bu acılardan sonra aklı başında olan hiçbir vatandaş ve siyasi parti mensupları Türkiye de darbe olsun istemiyor. Yüce Türk Milleti bu istek ve kararlılığını Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin; ‘sokaklara çıkın, demokrasiye sahip olun, yapılmaya çalışılan darbeyi ne pahasına olursa olsun engelleyin’ şeklindeki çağırılarına uyarak meydanları doldurdular. Tankların üzerlerine çıkarak darbenin başarıya ulaşmasını engellediler.
Kimden gelirse gelsin tüm darbe girişimlerini şiddetle ve nefretle kınıyorum. 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen Demokrasi Bayramımız kutlu olsun diyorum. Ancak, lütfen birisi çıksın ve gece saat 04.00’e kadar korna çalarak, egzoz patlatarak hatta silah sıkarak şehir turu atan kardeşlerimize; ‘Kardeşlerim, kutlamalar akşam saat 18.00 ile 22.00 arasında Kıbrıs meydanında yapılacaktır. Lütfen bu saatlere uyunuz. Bu saatlerin dışında insanları rahatsız etmeyiniz’ desin ve insanların sabahlara kadar rahatsız olmasını engellesin. Bunu sağlayanlardan Allah razı olsun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.