Hâşâ huzurdan, “Yâ Muhammed ne çirkinsin. Senin gibi çirkin adam görmedim” diyen lânetli Ebû Cehil’e, Efendimiz Aleyhissalâtüvesselâm “Haklısın” buyuruyor.
O lâin beşerden sonra, “Yâ Muhammed! Bu dünyada senden güzelini göremedim. Sana baktıkça içime huzur doluyor” diyen Hz. Ebûbekir’e de “Haklısın” diye hitap buyuruyor.
Sahabeden birisi soruyor: “Yâ Resûlullâh, Ebû Cehil geldi ‘ne kadar çirkinsin’ dedi, ‘haklısın’ dediniz; Ebûbekir geldi, ‘ne kadar güzelsiniz’ dedi, ona da ‘haklısın’ dediniz. Bunun hikmeti nedir?”
Efendimiz Aleyhissalâtüvesselâm’ın cevabı bütün insanlığın gönül evine mesaj hususiyeti taşımaktadır: “Kişi kendisi nasılsa, karşısındakini de öyle görür. Ben Allah’ın cilaladığı bir ayna gibiyim. Ebûcehil baktı kendisini gördü ve çok çirkinsin dedi, haklıydı. Ebûbekir baktı o da kendisini gördü, çok güzelsin dedi, o da haklıydı” buyurur. (Ali Eren, Dinî Hikâyeler / Kıssadan Hisseler)
Aynası kırık, yâni gönül gözü kör olan Ebû Cehil o kutlu zamanda Allah’ın güzelliğinin Hazret-i Peygamberimizin aynasında görüleceğini bilememiş bir nasipsiz.
Bu sulbden gelen modern zâmanın Ebû Cehilleri de, Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin “Âyinedir bu âlem, her şey Hakk ile kaim / Mir’at-ı Muhammed’den Allah görünür daim” sözünü idrak edemiyorlar.
EBÛ CEHİL’LE HZ. EBUBEKİR’İN AYNAYA BAKIŞI AYNI DEĞİL
Bu ulvî hâdiseden öğreniyoruz ki, Efendimiz s.a.v.’ın aynasında Ebû Cehil’le Hz. Ebûbekir’in gördükleri aynı değil. Demek ki aynaya bakmak marifetmiş.
Başkasına ayna olmak da, aynaya bakmak da kalp temizliğiyle alâkalı. Niyâzî-i Mısrî Hazretlerinin dediği gibi:
“Halk içre bir âyîneyim herkes bakar bir ân görür / Her ne görür kendin görür / ger (eğer) yahşi ger (eğer) yaman görür.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.