Gül Ayşe Yetmez

Gül Ayşe Yetmez

Bugün Kabullendim

Hafta başındayım. Dinlenmek için kullanacağımız hafta sonu tatilimizi çok yakın arkadaşlarımızın düğünü vesilesi ile yorgun ve mutlu ve Pazar gecesi ikide tamamladık.

Ertesi günden birkaç saat çalarak güne devam etmeye karar verince çocuk okula geç kaldı, kahvaltı hazırlasam ben işime yetişemeyeceğim. Gel çocuğum bugünlük pastane kahvaltısı dedim. Tamam dedi. Sandaviçleri ile ünlü pastanemize uğramak için yolumuzu uzattık. Vardık ama yok dediler. Dedim ki siz markasınız, ben ta nerden geliyorum nasıl yok dersiniz. Haklısınız dediler. Bir diğerine yöneldik çaresiz. Cenaze dolayısı ile kapalı. Ölene rahmet diledik. Bu sefer su böreği ile ünlü pastanemize gittik. İki dilim alacağım. Çocuk yiyecek. Dediler ki yok. Aynı şekilde dedim ki nasıl yok dersiniz. Bu sizin en iyi yaptığınız şey.

Aman lafı uzatmayacağım. Biz bu memlekette iki şeyi çok konuşuruz. Biri rakip istemeyen işletmeler –ki lafı az sonra bağlarım- ikincisi neden Kahramanmaraş esnafından değil de dışarıdan alış veriş yaptığımızdır.

Şimdi çok meşhur bir pastane zincirimiz vardır. Bu işletmenin sahiplerini bazen acımasızca eleştirir, başkalarına yaşama şansını az verdiğinden bahsederiz. Ama bugün fark ettim ki benim istediğim hiçbir şeye bugüne kadar yok demediler. Az tüketiliyor diye üretmiyoruz demediler. Ya da en azından çok benzer bir ürünü ikramlı fiyatı ile sattılar. Biz ne yapıyoruz, aman diğerleri de esnaftır onlarında yaşaması gerek diye yollarımızı uzatıp bazen kalitesinden de ödün vererek (ama fiyatından asla) onlardan ürün alıyoruz. Ve tüm bunlara rağmen tam satışta olması gereken bir saatte o ürünü bulamayınca benim firmaya olan güvenim sarsılıyor. Bir daha asla yolumu uzatmayacağım. Gidip ürününe ve fiyatına ve mutlaka bulunmasına güvendiğim yerden alacağım.

Aynı şekilde düşündüm. Ben öyle alış veriş manyağı değilim. İhtiyaçlarımızı belki çocuğumuzun ihtiyaçlarını bir iki kalem fazla alan insanlarız. Bu şehirden aldığım bir ürünü diğer bir şehirde çok daha uygun koşullarda görünce zoruma gidiyor. Yakın bir ilin esnafı %50 lire varan indirim ve vade imkanları sağlarken, benim şehrimdeki bunu yapamayınca aradaki farkı yol parası veresim geliyor. Ve üstelik en önemlisi oraya gittiğimde aradığım ürünü bulacağımı biliyorum.

Örneğin Katmer canımız çekti. Saat kaça kadar nerede yeneceğini biliyoruz. Ve gittiğimizde bize asla bitti denilmiyor. Söyledikleri saate kadar zarar da etseler ürünleri var.

Sözün özü kendimi hiç yormayacağım. Kendi kendini düşünmeyen esnafı ben nasıl düşünebilirim. Bu yaşadığımız kaçıncı hadise. Amca şuna bakabilir miyim diyorum birine, sen onu almazsın raftan indiremem diyor. Ya şundan 50 tane alacağım diyorum kurtardığını bildiğim halde indirim yapmıyor. Her yer sezon sonu indirimleri ile yıkılırken ben anca 3-5 vitrinde eh işte ilanlar görüyorum.

Sözümüzün esnafcıklara olduğunu söylememize gerek var mı? Bir ürün ya da hizmet satıyorsan, devamlılığını esas alman gerekir. Bugün var, yarın yok. İyi o zaman bende bugün varım yarın yokum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Gül Ayşe Yetmez Arşivi