Yeni yıla girerken çok hoş bir kar yağışı karşıladı bizi. İstanbul beyaz ve naif bir örtüyle örtülünce neşeyle doldu onu seyrederken yüreğim.  Kartopu oynamak içimden gelmedi ama sadece  biraz gezindim nur yüzlü mübarek karların üzerinde. Belki oynayacak kimse bulamadığımdan belki enerjimin azalmış olmasından.

Her başlangıç; yeni heyecanlar, hayaller ve arzular uyandırır . Yeni yıl gibi bir kabul ürünü olsa bile her toplum kendine özgü kutlamalar ile bu duyguları yaşamaya çalışıyor. Bazıları  kendi inanışına uygun ibadet ile; kimisi bir takım eğlence ve çılgınlıklar ile kutluyor yeni yılı. Yaşlı Dünyamız ise rutin görevini aksatmayan mübarek asker, dönüyor da dönüyor semazenvari..

Her milletin kendine has dini ve milli bayramları var;  yılbaşı da global bayram niteliğinde.  Hristiyanların Krismis Bayramı falan değil, tüm insanların ortak paydası olan dünyamızın güneş etrafında dönüşünün yıl dönümü olarak...    İnsanlar gülmek eğlenmek için bahane arıyor zaten bu da işin bahanesi işte. Meşru bir hak olarak  okullar, iş yerleri tatil oluyor.  Televizyonda izlerken kan ve gözyaşıyla ihtiyarlamış olan dünyamızda  milyarlarca insanın  birkaç saatte de olsa bir araya gelerek aynı anda eğlenmeleri hoşuma gidiyor evrensel bakış açısıyla bakınca.

Benim bu sözlerime karşılık;  yılbaşı eğlencelerinin kapitalizmin korkunç tuzaklarından biri olduğunu iddia edenleri, İslam'da yeri olmadığı için “bidattır” diye feveran edenleri duyar gibiyim.

Kapitalizmin içimize girmediği, israfın masrafın sular seller gibi akmadığı gün mü var? Diye soruyorum birinci itirazcılara.. Ülkelerin savaş için silaha yaptıkları yatırımların  yanında  insanların şehir meydanlarında veya seçtikleri bir mekanda yaptıkları harcamalar nedir ki Allah aşkına?..

Bidattır diyenlere ise; islamda yeri olmayan  kandillere veya sayamayacağım kadar çok sayıda hurafelere "gelenek olmuş, inananlar inanmaya devam etsin" düşüncesiyle gerçeklerin  üzerini örtmeye çalışanlara diyorum ki ;

Bırakın savaş ve ihtirasla geçen 365 gün içinde insanlar bir gün gibi aynı zaman diliminde gülmeyi  beceriyorlar ya!.

İçki, kumar ve şehvet artıyor diye bana bağıranlar olacak bu arada..Ben de, sanki diğer  geceler de yok mu bunlar? Diyorum onlara. İçen zaten içiyor, şehvet insanların gizli şeytanı zaten. 

Üstelik savaştan daha mı çok insan canı yanıyor bu günlerde.

Trafik canavarından daha mı vahim işler görüyor yılbaşı canavarı!? 

Her gün onlarca  kadın katlediliyor şehvet uğruna, onlarca çocuk gelinler vs. vs..

Bu gecede olan olumsuzlukların diğer günlere oranı devede kulak kalır belki..

Tüm dünya insanlarının  birlik duygusuna kapılarak, güzel dilek ve temennilerin sular seller gibi akmasına vesile olan bu güne  hor bakmayalım düşüncesindeyim.

Kansız, gözyaşısız, gönül güzelliğince geçecek yıllar diliyorum herkese..