Esat BEŞER
Habermas & Bilime Katkısı
Alman felsefeci, felsefe profesörü, sosyolog ve siyaset bilimci Jürgen Habermas, Internet üzerinden okuyucu anketleriyle oluşturulan dünyanın ilk 100 entelektüeli listelerinde, 2005 yılında 7. ve 2008 yılında 22. sırada yer almıştır.
Ayriyeten, 2015 yılının Nisan ayında açıklanan ve yaklaşık 3.000 kişiyle yapılan dünyanın önde gelen düşünürleri anketinde ise, yedinci sırada yer almıştır.
Eleştirel iletişim ve insanların iletişim, tartışma ve akılcı çıkarlar peşine düşme yeteneklerinde aklın olabilirliğine, özgürleştirilmesine yönelik kuramsal bir sistem geliştirmiştir.
1961 yılında, doçent olmuştur.
1964 yılında, felsefe ve sosyoloji profesörü olmuştur.
1961 – 1964 yılları arasında, Heidelberg Üniversitesi'nde felsefe dersleri vermiştir.
1971 – 1981 yılları arasında, bilim-teknik dünyasının yaşam koşullarını araştıran Max Planck Enstitüsü'nün müdürlüğünü yapmıştır.
1981 yılında, Berkeley Üniversitesi'nde, konuk profesör olmuştur.
1982 yılında, Frankfurt Üniversitesi'ne profesör olarak geri dönmüştür ve 1994 yılında, emekli olmuştur.
Northwestern Üniversitesi'nde, konuk profesör olarak, seminerler vermiştir.
Habermas, geniş çerçeveli bir sosyal kuram ve felsefeyle uğraşmıştır.
Kendi en büyük başarısı olarak, iletişimsel eylem veya iletişimsel rasyonalizm kuramı ve kavramını görmüştür.
Bu akılcı gelenekten akılcılığı kişilerarası dilbilimsel iletişim yapıları içine yerleştirmesiyle ayrılmıştır.
Bu sosyal kuram, kapsayıcı bir evrensel ahlaki çerçeve oluştururken, insan özgürleşmesi amaçlarına ilerlemiştir.
Karşılıklı anlayış hedefi ve insanoğlu böyle bir anlayış getirebilecek iletişimsel yeterliliğe sahiptir tartışmasına yaslanır.
Habermas, Kant’ın, aydınlanma ve demokratik sosyalizmin geleneklerini ilerletmiştir.
Vurguladığı dünyayı dönüştürme gizilgücüyle ve daha insanca, adil ve eşitlikçi topluma insanın akli gizilgücünün gerçekleştirilmesiyle, kısmen de ahlaki tartım yoluyla ulaşılmasıdır.
Habermas, aydınlanmamın bitmemiş bir süreç olduğunu teslim ederken, düzeltilmesi ve tamamlanması gerektiğini tartışmıştır.
Sosyoloji için, Habermas’ın en büyük katkısı toplumun evrimi ve modernizasyonu hakkındaki kapsamlı kuramıdır.
Habermas'ta toplumun akılcılaşması, insanlaşması ve demokratikleşmesi görüşü, salt insan türüne özgü iletişimsel yetkinliğinin doğasındaki akılcılık gizilgücünün kurumsallaştırılmasıdır.
Habermas, iletişim yetkinliğinin evrim sürecinde geliştiğine inanmıştır.
Ama, çağdaş toplumda çoğu zaman bastırılmış ya da zayıflatılmıştır.
Habermas, kamusal alan kavramı üstüne yoğun olarak yazmıştır.
18. yüzyılda Fransa’daki café’lerde geçen diyalogları kullanmıştır.
Politik sorunların akılcı tartışıldığı yer kamusal alandı.
Ki; burjuva kültürünün kahvehaneler, entelektüel ve edebiyat salonları ve yazılı basın gibi merkezler etrafında gelişmesiyle parlamenter demokrasi mümkün olabilmişti.
Bu da Aydınlanmanın eşitlik, insan hakları ve adalet ideallerini ileri götürebilmişti.
Halk alanında bir çeşit akılcı fikir alışverişi ve eleştirel tartışma normu kılavuzdu ve kişinin tartıştığı fikirlerin gücü kişinin kimliğinden daha önemliydi.
Habermas’a göre, bu etkenlerin değişkenleri nihayetinde Aydınlanmanın burjuva halk alanının çürümesiyle sonuçlandı.
En önemlisi, yapısal güçler, özellikle de ticari kitle medyası, öyle bir durumla sonlandı ki; medya, daha çok bir emtia –mal, tüketilecek bir şey oldu— halk tartışma alışveriş alanı aracı yerine.
Habermas, bu alanı hem onu destekleyen gerçek bir içsel yapısal hem de eleştirel politik tartımın yeşermesine yardım eden normlar ve pratikler olarak tanımlamıştır.
Kamusal alana bir kavram olarak bakmakla tarihsel bir oluşum olarak bakmak arasında ayrım yapmıştır.
Görüşüne göre, kamusal alan fikri şu tasarımı da içerir: Özel varoluşlar bir halk varoluşu olarak beraber gidecek ve akılcı mutalarla, devleti etkileyecek karar alımlarıyla uğraşacaktır.
Tarihi bir yapılanma olarak halk alanı, aile yaşamından, iş dünyasından ve devletten ayrı bir “uzam” içerir.
Baş eseri İletişimsel Eylem Kuramı (1984) kitabında, ekonomik ve yönetimsel akılcılaşma güçlerinin yaptığı tek yanlı modernleşme sürecini eleştirmiştir.
Habermas, günlük yaşamımızda resmi sistemlerin artan müdahalelerini, refah devleti, tekelci büyük şirket kapitalizmi ve kitle tüketim kültürü gelişmeleri paralelinde işlemiştir.
Ki; bu zorlayıcı eğilimler halk yaşamının gitgide daha geniş sahalarını akılcılaştırmaktadır.
Habermas, Avrupa kamusal alanında laiklik ve dinin yerine dair görüşlerini dile getirdiği, 2004 yılında yayımlanan Geçiş Zamanı adlı kitabında yer alan "Tanrı ve Dünya Üzerine" başlıklı makalesinde geçen şu ifadesiyle, takipçilerini şaşırtmıştır:
"Batı uygarlığının dayandığı özgürlük, vicdan, insan hakları ve demokrasi kavramlarının temelinde Hıristiyanlık ve yalnızca Hıristiyanlık yatar."
Ayrıca, Habermas'a göre, "Bugün halen bu temelden faydalanıyoruz. Başka bir seçeneğimiz yoktur. Geri kalan her şey post Modern zırvalamalardan ibarettir."
HABERMAS VE ALDIĞI ÖDÜLLER
*Hegel Ödülü
*Sigmund Freud Ödülü
*Adorno Ödülü
*Geschwister-Scholl Ödülü
*1987 Sonning Ödülü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.