M.Fatih ERDOĞAN
İnşallah Şehittir
Bir güzel insan daha ayrıldı aramızdan. DSİ’den emekli Mustafa Paksoy Hakk’a yürüdü. Aslen Türkoğlu’nun Uzun Söğüt Köyündendi. Milliyetçi Hareket Partisinde aktif politika yapıyordu. 12 Şubat İlçesi Yönetim Kurulu Üyesiydi. Aynı zamanda İlçe Genel Sekreterliği görevini de yürütüyordu. İman dolu bir kalbi, tertemiz bir yaşantısı vardı. Niyazımız o dur ki, Cenab-ı Hak kendisine rahmeti ve merhameti ile muamele etsin. Kederli ailesine Sabr-ı Cemil ihsan etsin inşallah.
Mustafa Paksoy; “Vatan bölünmeyecek, Bayrak indirilemeyecek, Ezan susturulamayacak” diyen binlerce MHP’li gibi Kahramanmaraş MHP İl teşkilatının zamanı müsait olan yiğitleri ile 21.03.2015 Cumartesi günü 11. Olağan Büyük Kurultaya katılmak için Ankara’ya gider. Şölen havasında geçen Kurultaydan dönerken Kayseri Pınarbaşı mevkiinde Azrail’e yakalanır.
Bindiği otobüsün karlı ve buzlu yolda şarampole uçması sonucu yaşamını yitiren kardeşimize Cenab-ı Hak’tan rahmet, kederli ailesine ve dava arkadaşlarına sabır diliyorum.
Biz kendisinden razı idik, Rabbimde razı olur inşallah. Mustafa Paksoy bizler için şehittir, Rabbim de öyle kabul eder inşallah.
DANANIN KUYRUĞU KOPTU KOPACAK
Büyüklerimiz kavgacı insanları anlatırken; “Adam dövüşecek kimse bulamazsa kendi gölgesiyle dövüşür” derlerdi. İnanın doğruymuş. Etrafında dövüşmedik kimse bırakmayan Melih Gökçek şimdide kendi gölgesiyle dövüşmeye başladı.
Belediyedeki memurlar ve emeklilerle dövüştü. Mansur Yavaşla, Mevlüt Karakaya ile dövüştü. Gün geldi Kılıçtaroğlu ile bile dövüştü. Tam dövüşecek kimse kalmadı diyerek kendi gölgesiyle dövüşecekken birden Bülen Arınç geldi aklına. Kavgayı twitter da başlattı.
Arınç’ın Cumhurbaşkanı hakkındaki açıklamalarına bozulan Gökçek; Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın istifa etmesi gerektiğini söyler ve ağır ifadelerde bulunur. “Paralel yapı içinde hep bir laf dolaşıp duruyordu. ‘AK Parti'ye son anda öyle bir darbe vuracağız ki, altından kalkmaları mümkün olmayacak’ diyorlardı.
Hep merak etmişimdir... Acaba bize nerden vuracaklar... İtiraf etmeliyim, böyle bir darbe beklemiyordum... Bizi içimizden vurmak istediler. Ve bu darbeyi Bülent Arınç'la gerçekleştirdiler...
Arınç artık Ak Parti'nin sözcüsü olamaz... Bizi temsil edemez... Paralel yapı ‘Direneceksin talimatı verdi.’ Bülent Arınç'a şu andan itibaren düşen görev, önce hükümet sözcülüğünden sonra da başbakan yardımcılığından derhal istifa etmesidir... Bülent Arınç görevden alınmalıdır... Bülent Arınç... Seni istemiyoruz” der. Der ama bilmez ki karşısındaki diğer kuşlara benzemez! Bu kuşun eti kolay kolay yenmez!
Gökçek’ten gelen bu salvolar üzerine mikrofonu eline alan Bülent Arınç; “Bu terbiyesizce bir açıklamadır. Gökçek kim siz kimsiniz diyenler oldu. Bugün buna karşılık vermeden geçmemek lazım. Benim görevden alınmamı isteyecek kadar haysiyetli bir insan değildir. Bir yerlere yaranmak istiyor, oğlunun milletvekilli adaylığını garantilemek istiyor. Bunlar bel altı işlerdir. Ahmet Hakan denen kişi benimle ailemle ilgili yazı yazmış onu delil olarak kabul ediyor. Son geldiği noktayı çok eleştirmiş bir insanım ama biliyorum ki Sayın Hakan, Gökçek'ten çok daha haysiyetlidir, namusludur. Benim cemaat denilen olguya karşı sempatimi herkes bilir. Gökçek oy isterken bu yapının kucağında oturmuştur ve bu yapıya Ankara'yı parsel parsel satmıştır. Belediye Başkanı adaylığına karşı çıktım. Hıncını bir şekilde çıkarmak istiyor” diyerek Gökçek hakkındaki düşüncelerini ortaya koyar.
Son günlerde yaşananlarla ilgili ne diyelim bilmem ki? Çok klasik olacak ama çuk diye oturacak birkaç söz geldi aklıma. “Siz söyleyene değil söyletene bakın… Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var. Takke düştü kel göründü. Gün doğmadan neler doğar. Dananın kuyruğu koptu kopacak. ”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.