Dr. Ali Akben
İnternet Bizi Hasta Etmeden
Mesleğimin kutsiyetini bilmeye çalışan bir hekim olmaya azami gayretimden zerre kadar ödün verme niyetinde değilim. Hamdolsun bu durumuma hastalarımda vakıf. Sağlıkta ,teknoloji ve iletişim ciddi olarak işimizi kolaylaştırırken, bazı yeni sorunlarında kaynağı olabilmekte.
Dün gece yarısı ulaştırma bakanımız tarafından halkımızın hizmetine sunulan 4.5 G hızındaki internet iletişimi sayesinde her türlü bilgiye ulaşım hızımız on kat artmış durumda. Aranan bir bilgi saniyeler içerisinde tüm detayları ile önümüze gelecek.
Bu durum bir çok alanda işimizi kolaylaştırırken sağlıkta zorlaştırabilir diye korkuyorum. Konuya yakinen vakıf olan bir hekimim. Bir çok hastam internetten bulaşan hastalıklarla ziyaretime zaten sık geliyor .
Dünya sağlık örgütünde ve klasik tıp kitaplarında hastalık tanımlamasında internetten bulaşma diye bir madde henüz yok ama pek yakında olacak kanaatindeyim. Çünkü internet yolu ile bulaşan çok sayıda hasta ile tahminlerin ötesinde sık karşılaşır oldum.
Herhangi sağlıkla ilgili bir şikayet için arama motorlarına veya google’a müracaat eden yanıyor genellemesi yapmam kesinlikle abartı değil artık. Ağrı ,halsizlik, çarpıntı, mide yanması, boğaz da gıcık gibi yüzlerce binlerce günlük sık karşılaşılan yakınmalardan birini anahtar kelime olarak arama motoruna yazan masum birisi en olmaz bir hastalığı bu yolla kaparak dünyasını karartabiliyor.
Kuyuya atılan bir taş öyle bir yerine oturuyor ki kırk akıllı onu çıkartmak için çabalasa nafile. Bir defa yer edip algı olarak satın alındı mı ? Yandık. Sağlık bilinci yeterli olsun olmasın fark etmiyor. Bu algıyı söküp atmak gerçekten nerede ise mümkün değil.
Sağlık , değerini hiç bilmediğimiz öyle bir nimet ki sevgili dostlar aman dikkat diyorum. Kaybedildiğinde bunu anlamanın bir yararı da olmuyor. Hastalık algısı ile beynimize giren bir virüs sanki. Önce acabalarla bizi bir yokluyor. Sonra ihtimallerin en kötüsü ile moral değerlerimizi yiyen bir canavara dönüşerek ne kadar güçlü olursak olalım bizi yıkmasını alt etmesini başarabiliyor.
Güçlü, kuvvetli, iradesine sahip zannettiğimiz koca koca insanlar Donkişot’un gölgesi ile savaşması gibi hayali hastalık yada hastalıklarla savaşmaya başlıyor. Hekimlerimiz süreci idare etmede yeterli donanıma ve tecrübeye sahip değilse yada risk almayı beceremiyorsa ölümden ölüm beğenmek durumuna düşmek içten bile değil.
Kuyuya atılan taş büyük yada küçük fark etmiyor. Onu yerinden oynatmak çıkarmak için bazen günlerimiz aylarımız maddi ve manevi bir çok kayıp ile olan bize oluyor.
Ne yapalım da böyle zor çetrefilli bir yolculukla karşı karşıya kalmayalım sorusuna vereceğimiz cevap kulaklarımıza küpe olsun diyorum.
İnternet sitelerindeki hemen hemen her bilgi ticari öncelik esasına göre tuzaklı ve mayınlıdır.
Sağlıkla ilgili bilgi verenlere ise iki kere daha tehlikelidir diye bakmamız gerekir.
Sağlık ve din konusu yoruma çok müsait ve algılama ile ilgili yanlışlara bizi sık götürebiliyor.
Sütten ağzımız yanıp yoğurdu üflesek bile yine bir yerlerimizi yakma ihtimali oldukça yüksektir
Hekimlerimiz ve sağlık profesyonellerimiz bu ve benzeri sorunlara karşı teyakkuzda olmalıdır.
Devletimiz ne kadar tedbir alırsa alsın gözünü hırs bürümüş kişi ve kurumlar yeni tuzaklarla bizi zor durumda bırakabilirler.
Din ve sağlık gibi hassasiyeti yüksek meselelerde tanıdık bildik yüz yüze baktığımız bilgi ve tecrübesine güvenilen yerlerden yardım isteyebiliriz.
Sağlığımızla ilgili herhangi bir haberi okurken mayınlı arazide yürüyen bir asker gibi aklımızı ilmimizi ve hissimizi de canlı tutmalıyız.
Ulu orta ufak tefek yakınmalarımızda kendimizi sığaya çekerek bir önceki günden başlayarak son 24 saatimize göz atalım. Yediklerimiz, uyku kalitemiz ve yaşadığımız bir stres bu yakınmalar için yeterli bir sebep olabilir. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.