Kahramanmaraş’ta Tarih Yeniden Canlanırken Mevlevihanemiz Nerede ?

Bu günlerde belediye başkanımız ve ekibi yaptığı hizmetlerin tanıtım açılışlarını yapmakla meşguller.  

Geçtiğimiz günlerde tarihi kapalı çarşımızın açılışını yaptılar. 24 Şubat’ta Arifioğlu konağının tanıtımını yaptılar. Belediyemiz burasını her ne kadarda 2010 yılında etnografya müzesi olarak tamamlamışsa da, açılışını ancak 2014 yılında yapmak nasip oldu. Şimdi ise 28 Şubatta ise Cumhuriyet hanın tanıtımı ve açılışlarını yapacaklar.

Bilindiği üzere belediyemiz hummalı bir restorasyon çalışması ile Tarihi kapalı çarşımız külliyesinde bulunan; Suk-i Maraş, Suk-i Sultani, Kazzaz, Mazman Bakırcılar ve Semerciler Çarşılarını içeren takribi 480 dükkanlık çarşıyı ve ayrıca çarşıları birbirine bağlayan meydanları tamamlayarak, yeniden şehrimizin ekonomisine ve turizmine kazandırdılar. Güzel bir çarşı külliyesi oldu. Emeği geçenlere teşekkür ederiz.

Beş yüz yıllık tarihi kapalı çarşımızın aslına uygun olarak yeniden ihyası, aslında küçümsenecek bir hizmet değildir. Bu başarının sırrı, bize göre belediye bünyesinde görev yapan ehil kadroda olsa gerek.

Restorasyon döneminde ne zaman yolumuz kapalı çarşıya düşse;  Uygulama sorumlusu İmar ve Şehircilik Müdür yardımcısı ve KUDEB Başkanı Olarak Sayın Fatih Adanır beyi işinin başında bulduk. Gayretlerinden dolayı kendilerine ve ekibine de ayrıca teşekkür ederiz. 

  

Keşke Kahramanmaraş’ta tarih canlanırken bütünüyle canlanabilseydi.

Tıpkı Uzun Oluk hamamının yeniden inşa edilmesi gibi, tahrip olmuş Cumhuriyet hanın yeniden ayağa kaldırılması gibi, yok olmaya yüz tutmuş birçok tarihi konaklarımızın kurtarılması gibi, nice diğer değerlerimizin de izlerini bularak kurtarabilselerdi ne kadar da güzel olurdu.

Mesela, Kapalı çarşı doğu kısmında, bedesten yakınında bir zamanlar bir Mevlevihane bulunduğunu ve bu mevlevihanenin saatçiler pasajı adı ile anılan yer olduğunu, içerinde bulunan türbenin de bunun parçası olduğu bir çoğumuz bilmeyiz.

Ulu camiinin ön bahçesinin daha yakın döneme kadar tarihi bir mezarlık olduğunu, burasının Camii kebir olması hasebi ile, memleketin alim ve ariflerinin gömülü olduğu içerisinde meşhur İbrahim Ethem hazretlerinin halifelerinden olan Saadettin Huzeyfetül Mar’aşi hazretlerinin medfun olduğunu da çoğumuz bilmiyoruz.

Belediyemizin yaptığı bu restorasyon çalışmalarını asla küçümsemiyoruz. Sayın Mustafa Poyraz’ın yaptığı diğer hizmetler belki zamanla unutulur. Ama tarihi kültürel değerlerimize yaptığı katkıları bu şehrin vefalı insanlarının unutulmayacağına inanıyoruz.

Ancak böylesine geniş kapsamlı bir restorasyon çalışmasında da, yakın döneme kadar içerisinde Mevlevihanesi bulunup kurtarılamamış bir tarihi Maraş Kapalı Çarşı Külliyesinin de eksik kalacağını düşünüyoruz. Belediyemizin bu konu ile ilgili çeşitli yazışmalar yaptığını biliyoruz. Bunun yeni dönemde yeni bir gayret ile telafi edileceğini umuyoruz.

Maraş Mevlevihanesi hakkında biraz bilgilenecek olur isek;

Arşiv belgelerine göre Mevlevi Dergahı’nın 1915 yılına kadar fonksiyonunu sürdürdüğü ve son dergah şeyhinin Selim Dede olduğu biliniyor.

Harab vaziyette bulunan Mevlevi dergahı’nın 1897 yılında, II. Abdulhamit tarafından yenilercesine tamir ettirildiği ve bu onarım için 150 lira harcama yapıldığı 23 Kasım 1897 tarihli Maraş Şer’iye Sicili’nde kayıtlıdır.

Bu onarım sonrasında Mevlevihanenin açılış merasimi 1314/1898 tarihinde yapılmıştır. Bu merasimde Mevlevihane meydan-ı şerifinde çekilen resim mevcuttur. Bu resmi Sayın Sıddık S. Altınbaş,  Sayın Müfit Yüksel arşivinden temin ederek tarafıma göndermişlerdir. kendilerine bu vesile ile teşekkür ederim. 

Dergah daha sonra, şehrimizin Fransızlar işgali sırasında, Fransızlar tarafından 1 Şubat 1920 günü çarşı kompleksi ile beraber yakıldığı, daha sonra 1925 yılında ise tekke ve zaviyelerin kapatılması ile birlikte dergah fonksiyonunu tamamen yitirerek harabe haline geldiği biliniyor.

1937 yılında ise, dergah bakımsız bir durumda iken Vakıflar tarafından şahıslara satılmış. Burayı alan şahıslar dergahı yıkarak yerine önce köy garajı yapmışlar. Daha sonra 1965 yılında ise dükkanlar inşa edilerek pasaj şekline dönüştürmüşlerdir.

Bugün dergahın bulunduğu yer “ Saatçılar Pasajı” olarak bilinmekte. Dergahtan günümüze sadece “ Yum Baba ( dede) “ Türbesi gelmiş olup, önceki türbe yıkılınca 1985yılında betonarme olarak yeniden yapılmıştır.

Halen, Yum Baba türbesinin, şehrimizde faaliyet gösteren “ Hz. Mevlana Kültürünü ve Türk Tasavvuf Musıkisini ve Folklorünü Yaşatma Derneği “ yetkilileri tarafından koruyup kollandığını biliyoruz. Kendilerine teşekkür ediyoruz.

Temennimiz odur ki; Bu mevlevihanenin yeniden ihyası, birçok kültürel hizmetlere imza atmış belediyemiz için zor olmasa gerekir diye düşünüyoruz.

Selam ve sevgilerle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali AVGIN Arşivi