Kahramanmaraş’ı anlatabilmek için tarihini iyi bilmek gerek. Eğer tarihi açıdan bilgi fukarası isen Kahramanmaraş hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapmanız mümkün olmaz.

Bu bölgede öncelikle sayısız Site Devleti kurulmuştur.

Bu bölge, bu coğrafya üzerinde hükümranlık kurmak isteyen devletlerin ortak savaş alanı olarak yer almıştır.

Bizans zayıflayınca bu bölgede Ermeni Prensliklerinin kurulduğunu hatta 1. Haçlı savaşları sonrasında birden fazla farklı küçük devletçiklerin kurulduğu yazılıyor.

İslam ile birlikte bir yandan Araplar ve bir yandan da Türklerin bu coğrafyaya akınlar yaptığına tanık oluyoruz.

1000’li yıllardan sonra bu coğrafyada Türk kimliği öne çıkıyor, Mısır memluklular, Halifelik, Selçuklu devleti v.s.

Böylesi sürekli savaş ortamında bulunan bir coğrafya üzerinde hayata tutunabilmek, var olabilmek çok önemli bir meseledir. Osmanlı İmparatorluğunun en son devletine kattığı devlet Dulkadiroğlu Devletidir.

Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması ve 1. Dünya savaşı sonrasında Mondros anlaşmasıyla bu coğrafya kapitalist devletlerin fiili işgali ve Kahramanmaraş Kurtuluş Savaşı.

Bu tarihi girişten sonra günümüze baktığımızda, kendi işini kendisi yapan bir anlayışın varlığını görüyoruz.

Ve bu gün tarih tersine işlemeye başlıyor…

*

Başbakandan istemesini yeni öğrendik

Malum Başbakan Sayın Erdoğan’ın bu güne kadar Kahramanmaraş’a kaç defa geldiğini bir çırpıda hatırlayamadım.

Ancak bu ziyaretlerden bu güne kadar somut bir talebinde gündeme getirildiğine şahit olmadım, hatırlamıyorum.

Çünkü “Padişahım çok yaşa!” bir şey talep etsek acaba nasıl bir tepki verir korkusu hep egemen bir anlayış olmuştur.

Belki bizler gibi bir adam çıkar bir şeyler isterler diye de, hep bizlere yasak getirilmiş ve bizlerin yakın alanlarda olmalarına izin verilmemiştir.

Buradakiler izin verse korumaların işgüzarlığı sayesinde vatandaş yakın olamaz. Ta ki Başbakanın canı isteyinceye kadar!...

Sonra ise bildik sahneler!...

Yalakalık, yalakalık, yalakalık!...

Bu dünde böyleydi, yarında böyle olacak…

30 yıldır benim gördüğüm siyasi manzara bunlardan farklı değil. Sadece bu ülkede isimler değişiyor, başka değişen bir şey yok.

Ne var ke 4 Mayıs ziyaretinde Sayın Başbakan’dan bu bizim hakkımız, hakkımızı istiyoruz diyen bir makul anlayış ortaya çıkıyor ve talep ediyor.

Sonuç; Sayın Başbakan gereğini yapınız diye ilgili Bakana talimat veriyor.

Tabii bu süreçten sonra Milletvekilleri başta olmak üzere konunun takibi gerekiyor. Konunun gündemde tutulması gerekiyor. Bu olmaz ise, bir sonuç alınamaz.

Bizlerde temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündemde sıcak bir halde bu konuyu yani Tomsuklu Organize Sanayi Bölgesi projesini tutmamız gerekiyor.

Kahramanmaraş Belediyesi eğer daha önce yapmamış ise ilk meclis toplantısında bu alanı Organize Sanayi Bölgesi olarak imar planına işlemeli ve sanayicilerin önünü açmalıdır.

Bu konuda üstün bir çaba sarf eden ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Kemal Karaküçük’ü kutluyorum.

Zira dün yapılan Meclis toplantısında bu konu ile ilgili bilgi verirken salonda bulunanların uzun süre alkış tutmaları sanırım Karaküçük’e teşekkür etmelerinin açık bir ifadesiydi.

*

Kahramanmaraş’ta Turizm canlanır mı?

Dün TSO Meclis Başkanı Sayın Şahin Balcıoğlu “Turizm” konusunda salonda bulunanların öneri ve görüşlerini dinledi.

Salonda bulunan arkadaşlar içinden geçenleri samimi bir şekilde dile getirdiler.

Öncelikle bu konunun gündeme alınması, konuşulması çok çok önemlidir.

Bir proje; önce tasarlanır, sonra tartışılır ve sonrada uygulamaya konulur.

Arkadaşlarımız ilginç ama ekonomik maliyeti olmayan fakat kent tanıtımında katkısı olacak projeler dile getirdiler.

Ben bu projeleri çok önemsiyorum.

Çünkü bunları hayata geçirecek insanlar, Uzay’dan gelmeyecekler. Bunları bizler hayata geçireceğiz.

Bazıları bu küçük projeleri anlamadılar.

Değerli Başkan Balcıoğlu’nun anlatmak istediği esasen, bu işe bir yerden başlanılması idi.

Orada bulunan Sanayiciler, İşletme Sahipleri yaptırdıkları çanta ve poşetlerine bu şehirde öne çıkan, Uğur Böcekleri, Medusa mozaikleri, Eshab-ı Kefh gibi unsurlara baskı olarak yer verirlerse bu işe bir yerlerden başlanılmış olur.

Şehirlerarası Otobüslerin giydirilmesi, Araçlara yapıştırma logo olarak yapılması, eski el sanatlarının hediyelik eşya satan alanlar olarak teşvik edilmesi…

Bunlar bu şehri tanıtmada önemli rol oynayacak, masrafsız ama ince işler diyebileceğimiz önemli tanıtım unsurları arasında yer alır.

İstenilirse 1 yıl içinde bu konuda büyük mesafe kat edilir. Bunun için paraya da ihtiyaç yok. Her işletme çok küçük meblağlar ile bu tanıtımda kendince rol oynayabilir.

Eğer Kahramanmaraş’ta turizmin canlanması ve ticaretin gelişmesi hedefleniyorsa, herkesin bu konuda yapacağı bir şeyler vardır.

Ve bunun başarılmaması için hiçbir sebep yoktur.

Çünkü bu bizim genlerimizde vardır.

Yukarıda tarihi seyrimize baktığımızda biz her zaman kendi işimizi kendimiz gören bir şehir olarak hep var olmayı başarmışızdır.

Ayrıca;

Turizm yatırımları için belli kriterler var. Bildiğim kadarıyla Kahramanmaraş’ta şu ana kadar yatırım yapılması için turizm alanları tespiti yapılmamıştır. Turizm yatırımına teşvik yoktur. Bu durumda kimse de bu şehirde 5 yıldızlı bir otel yapmak için çaba içine girmez…

Bu konuda bir girişim başlatılmalı ve yatırım alanları belirlenmelidir. O zaman müteşebbisler fabrika yapar gibi otel ve diğer işletmeler de yapacaklardır.

Bu yatırımcı Kahramanmaraş’ta vardır.

Ama yatırım fırsatı oluşturulmamıştır.

Bununda sağlanması gerektiğini düşünüyorum.

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Meclisinde yapılan bu toplantıyı önemsiyor ve devam edilmesini arzu ediyorum.

Bir şey konuşuldukça hayat bulur.

Konuşulmayan, gündeme gelmeyen bir şeyinde hayat bulması mümkün değildir….

Sayın Balcıoğlu’nu yürekten alkışlıyorum…

Tartışan, konuşan, eleştiren, bir şehirde başarı kaçınılmaz olur.

Ve biz bu başarıyı hayatın her alanında da yakalayabiliriz.

Yeter ki biz bunu isteyelim!....