M.Fatih ERDOĞAN
Nasıl Bir Öğretmen
Eli öpülesi tüm öğretmenlerimizin ‘Öğretmenler Gününü’ Kutluyorum. Ben de bir öğretmenim. Meslek hayatım boyunca öğrencilerime; ‘nasıl bir öğretmeniniz olsun istersiniz’ diye sık sık sormuşumdur. Çoğunlukla aldığım/verilen cevap; ‘dersini seven, güzel anlatan ve kendisini daima geliştiren, okuyan, araştıran, öğrenen bir öğretmen. Ne öğrencisi ile arkadaş olan ne de tamamen öğretmen olan, ikisinin ortasını bulan bir öğretmen. Kızıp bağırabilen ama hakaret etmeden, küçük düşürmeden bunu yapan bir öğretmen isterdim. Her şeyi not olarak görmeyen, sadece ders değil hayatı da anlatan bizi tecrübeleri ile aydınlatan bir öğretmen isterim’ şeklinde olmuştur. Tüm öğretmenlere rica ediyorum; ‘lütfen böyle olun’ derim…
Nasıl Bir Okul
Öğrencilerime ve öğretmenlerime; ‘nasıl bir okulunuz olsun’ istersiniz diye sorduğumda aldığım cevap üç aşağı beş yukarı aynı olmuştur. ‘Temizliğe çok önem verilen her yerin pırıl pırıl olduğu bir okul. Kantin yerine güzel yemeklerin çıktığı bir yemekhanesi olan bir okul. Sosyal yaşam alanları çok olan ve canımız istediğinde spor yapıp, oyunlar oynayabileceğimiz, ders çıkışlarında tiyatro etkinlikleri yapabileceğimiz bir okul. Öğretmenlerinin çok anlayışlı olduğu, bize gerekli bilgiyi verdikten sonra anlamadığımız yerleri tekrar anlatan ve bize derslerimizi öğretmek için hakaretler ve tehditler savurmadan ellerinden geleni yapan öğretmenler isterim. Bir sorunumuz olduğunda bizi azarlayıp ceza vermek yerine, sorunumuzu anlayıp bunlara çözüm üretmeye çalışan idareciler olsun isterim.’ Sevgili öğretmenler ve idareciler; lütfen böyle olmaya çalışın derim.
Nasıl Bir Öğrenci
Birlikte çalıştığım öğretmenlerime sık sık sordum; ‘ Öğrencilerinizden beklentileriniz nelerdir? Nasıl bir öğrenciniz olsun istersiniz? Cevaplar hep aynı oldu. Ödevlerini yapan, derslerine çalışan, arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle iyi geçinen, dersi derste öğrenmek için öğretmeninin gözünün içine bakan, dersleriyle birlikte sosyal ve kültürel etkinliklere katılan, çok okuyan, paylaşmasını bilen, kimseyi incitmeyen, az konuşan, ne yapacağını bilen, hiç itiraz etmeyen’ bir öğrencim olsun. Sevgili öğrenciler mümkün değil ama sizlerde istenilen birer öğrenci olmaya çalışın derim…
Herkes Birbirini Anlamaya Çalışmalı
İdareci öğretmenlerini, öğretmenler öğrencilerini, öğrenciler anne ve babalarını anlamaya çalışmalı. Hiç kimse bir diğerinden kusursuz davranışlar beklememeli. İnsanın olduğu yerde elbette hatalar ve kusurlar olacaktır. Önemli olan doğru davranışların kusurlu davranışlardan çok daha fazla olması değil midir?
Önemli olan karşımızdakini anlamaya çalışmak, onun yerine kendimizi koymak, empati yapmak, ön yargılarımızdan kurtulmak, dinleyip anlamaya çalışmak, bağırmadan, kızmadan, hakaretler yağdırmadan, sabır ve hoşgörüyle davranmak değimlidir?
Ne olur birbirimizi anlamaya çalışalım. Çocuksuz bir dünya olabilir mi? Ölümsüz bir dünya olamayacağı gibi elbette çocuksuz bir dünya da olmayacaktır. Çocuklarımızı elbette yaşama hazırlamamız gerekiyor. Onları eğitmemiz, sabırlı, hoşgörülü, insanları, hayvanları ve çevreyi seven, yaratılan hiçbir şeye zarar vermeyen, dengeleri asla bozmayan birer insan haline mutlaka getirmeliyiz. Kolay mı bunlar? Elbet değil, çünkü şeytan hala iş başında. Şeytanı etkisizleştirmeden bu beklentilere ulaşmak elbette kolay olmayacaktır. Başarabilir miyiz? Ne istediğimizi bilerek ve çok çalışırsak elbette başarabiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.