M.Fatih ERDOĞAN
ONLAR ELMANIN DİĞER YARISI
Bu sabah her zamankinden erken uyandım. Elimi, yüzümü yıkadıktan sonra biraz oyalandım. Tekrar yatağa dönmek istemedi canım. ‘Güne kahve içerek başlarsam işim rast gider’ diyen Refik hocanın sözü gelince aklıma mutfağa geçip kendime sade bir kahve yaptım…
Gün Pazartesi, tarih 8 Mart 2021… Bu gün; ‘Dünya Çalışan Kadınlar Günü.’ Ne yazık ki sürekli artan ‘kadın cinayetleri ve kadına şiddet’ vakaları kabul edilemez boyutlara ulaştı. Bu cinayetleri işlemek, aklı başında, ruh sağlığı yerinde olan insanların yapabileceği bir iş değildir. Bu olaylar daha da artmadan, sıradanlaşmadan mutlaka çözüm bulunmalıdır.
Çözüm bulma mevkiinde olan muhterem efendiler mutlaka empati yapmalı, ‘küçücük yavrusunun yanında saatlerce darp edilen, dövülen, sövülen ve sonunda katledilen kadınların yerine kendi kızlarını kendi canlarını koymalı’ ve bu cinayetleri mutlaka önlemelidirler. Kadına karşı işlenen taciz, tecavüz ve cinayet suçları gündemin ilk sırasına alınmalı ve yasal düzenlemeler hızla yapılmalıdır.
Her 8 Mart’ta olduğu gibi bu 8 Mart’ta da klasik toplantılar düzenlenip, klasik söylemlerle günü geçiştirme yoluna gidilirse korkarım ki iş çığırından çıkacak ve bu cinayetler sıradanlaşarak herkesin ocağına ateş düşürecektir. Allah’ım kötülerle karşılaştırmasın, canımız kadar sevdiğimiz kız evlatlarımızı sütü bozuk soysuzların şerrinden korusun…
Kadına şiddet, tecavüz ve cinayet suçunu işleyenler maalesef; ‘elmanın diğer yarısı olan biz erkekleriz.’ Bu olaylar bitsin istiyorsak, bir yandan cezaları ağırlaştırırken diğer yandan da erkek çocuklarımıza kadınlara karşı nasıl davranmaları gerektiğini mutlaka öğretmeliyiz.
Kadına acıma, onu koruma yerine onlara ‘eşit davranma’ bilincini mutlaka aşılamalıyız. Erkek çocuklarımıza ‘kadınlara saygı ve sevgi duymalarını pekiştirecek dini ve edebi eserleri, seçme şiirleri, hikâyeleri, romanları’ mutlaka okutmalıyız. İnanın çok yararlı olacaktır.
Örneğin Rıfat Ilgaz’ın ‘Sarı Yazmalı’ şiirini okusun çocuklarımız:
‘Ya dertlisin, ya sevdalı…
Eşsiz kalmış keklik misin?
Uçamazsın, sekemezsin.
Alan almış, satan satmış
Beşik kertmesi başın bağlı
Başını alıp gidemezsin!
Yavru kuşum, bu sendeki güzellik
Başlık mıdır, harçlık mıdır babana!
Değerini biçen biçmiş
Kız evlâtsın, eğeceksin boynunu
Şerbetini içen içmiş
Davul zurna gideceksin yabana!
Gelin değil yoz tarlada ırgatsın,
Kadın değil, ana değil, kul köle.
Kargacaklım, aybasanlım, malyaslım,
Babandan mı miras sana bu çile?’
Okusunlar; ‘kadınların alınıp satılan bir mal olmadıklarını, evlendikleri kocalarına her şartta boyun bükmelerinin doğru olmadığını, görevlerinin ona buna ırgatlık yapmak olmadığını, kimseye kulluk, kölelik yapmak için yaratılmadıklarını’ öğrensin yavrularımız…
Erdem Bayazıt’ın; ‘Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair’ isimli şiirini okutun erkek çocuklarımıza:
‘Kadınlar bilirim ülkeme ait
Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak
Göğüsleri Çukurova gibi münbit
Dağ gibi otururlar evlerinde
Limanlar gemileri nasıl beklerse
Öyle beklerler erkeklerini
Yaslandın mı çınar gibidir onlar sardın mı umut gibi.’
Okusunlar ve evlerinde ‘dağ gibi oturan kadınların kim olduklarını, ne işe yaradıklarını öğrensinler. Erkek dara düştüğünde yaslanacağı çınarın, sarıldığında kaybettiği umudun ancak eşleri, karıları olan kadınlar olduğunu öğrensinler.’
İnşallah yaşanılan kadın şiddetleri, tecavüzleri, tacizleri ve cinayetleri en kısa zamanda son bulur. İnşallah canlarımız daha fazla acımaz, kızlarımız, kadınlarımız insanca, onurlu ve korkusuzca yaşarlar. İnşallah…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.