Asuman SOYDAN ATASAYAR
Özel Olduğumuz İçin
Bulutları seyrederken gizemli bir alemde kaybederim kendimi. Esrarengiz ve sevimlidir yapıları... Pamuk yığınlarıymış gibi göz kamaştıran bulutların bir de bakmışım değişivermiş renkleri biçimleri; uçuk mavi, turkuaz mavisi bazı zamanlarda eflatuna döner renkleri; kahve falı gibi şekiller oluştururlar. Dingin hallerini yakalayıp seyretmeye kalksanız bile bir kaç dakika içinde şekil ve renk değiştirdiklerini görürsünüz. Morarırlar, kızarırlar, kararabilirler. O masum görüntülü sevecen bulutlar sanki aniden fikir değiştirmiş, sözünden caymış veya birisinden kaçmak istiyormuş gibi bir o yana bir bu yana savrulur, dağılır, toplanır, gider, gelirler; bazen gırtlağınıza yapışır, bazen içimizi aydınlatırlar.
İnsan alemi de böyle değil midir? Bazen sükûn içinde bazen çılgın; bazen neşede bazen kızgın, üzgün…Hassaslaşırız zaman zaman , dokunsalar ağlarız. Çok sevdiğimiz, gözümüzden sakındıklarımıza bile ateş püskürtürüz. Çevremiz dopdolu kalabalık içindeyken bile yapayalnız hissederiz kendimizi. Teslim bayrağını çekerek, “yalnız gelmiş, yalnız da gidiyoruz.” deriz kahırlar içinde.
Bulutlar gibi savrulur ruhumuz boşlukta, kimsesiz ve çaresiz. Oysa her yaratık İlahi kanun gereği tek ve özel yaratılmıştır. O Yüce gücün elinden özel olarak yaratılmanın avantajları yanında küçük bir dezavantajı olabilir veya bunu biz böyle algılıyor olabiliriz.. Her biri ayrı birer âlem oldukları için yani tek ve özel oldukları için insanların birbirini tam olarak anlaması mümkün olmuyor. Tek ve özel yaratılmış olduğumuzu bile bile bu özelliğimize rağmen nedense gene de birbirimize muhtaç hissediyoruz kendimizi. Özellikle sevip sevilmek, anlayıp anlaşılmak için yaşıyoruz.. Birbirimize sevgi konusunda çok muhtacız muhtaç olmasına ama “benlik” denen şeytanın, “sadece ben sevileyim, anlaşılayım, sadece benim fikirlerim, benim kanun ve kurallarım… bennn..bennn!"” diye tutturması yüzünden yaşanamıyor pek çok güzellikler karşılıklı olarak
"Özel'im ve Tek'im” derken herkesin de özel ve tek olduğu, Yaratıcı’nın tüm kullarına aynı itinayı gösterdiği idrak edilseydi bu özelliğin kıymeti daha iyi bilinir ve daha layıkıyla yaşanırdı.
Haykırılamamış, yaşanamamış nice duygular girmiştir mezara... Söylenememiş, duyurulamamış sözlerin hasretiyle tükenen ne çok ömürler toprak olmuştur bu yalnızlık denizinde çırpınırken. Yeryüzündeki olanca güzellik ve nimetlerin farkına varmadan, ilahi kudretin yanında özel olduğunu idrak etmeden bazen bir hiç uğruna ömrünü heba edenler bilseydiler:
Her birimiz, gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar kadar parlak, pamuk bulutlar kadar naif, zulmeti yırtan mehtap kadar lüzümluyuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.