Tarih Boyunca Yakılıp Yıkılmış Kütüphaneler ve belgeler

Bir ülkenin gelişmişliğinin en büyük göstergesi, bence kullanılan teknolojik aletler değil, o ülkede ki kitap sayısı ve kişi başına düşen okuma oranı ile paralellik göstermesidir. Çünkü okumak tüm bilimlerin anasıdır. Ayrıca bütün bilimler okumanın tezgâhından geçtiği için okumak her şeyin başı olmaktadır. Bu nedenle bir toplumun çağdaşlığı ve modernliği bu sistemle ölçülmektedir. Okuyan bir insanın kendisini ifade edebilmesi çok kolaydır. Tarih boyunca kütüphaneler savaşlardan nasibini almış en önemli yerlerdendir. Kütüphaneler sayesinde insanlık gelişimi ve tarihi kayıtlar altına alındığı kadar, bir o kadarı da savaşa kurban verilmiştir. Özellikle bilim ve ilimden rahatsız olan iktidar sahipleri, bilimin temeli olan kütüphaneleri ve belgeleri tarih boyunca yakmışlardır. Geçmişte yeterince yazlı kaynak yok diyenlere inat yok edilen belgeler:

M.Ö. 330 ‘da Persepolis Kütüphanesi’nin yakılması. ( Makedonya İmparatoru Büyük İskender’i herkez bilime önem veren bir lider olarak tanır. Ancak Persepolis Kütüphanesi ni yaktırmıştır.

M.Ö. 212 Çin’in mitolojik beş kraldan biri olan Chin Shin Huang, Çin ile ilgili bütün kitapların yakılmasını emretmiştir. Ancak bazı metinleri mağaralarda saklanmışlardır. Wang Tao-Shih isimli Taocu bir rahip 100 yıl sonra bazı mağaralarda bir takım kitaplar bulmuştur.

 M.Ö. 75 – Apollon tarikatı rahipleri tarafından Sibill yazıtlarının yok edilmesi. Roma’da ki fanatik Apollon Tarikatı rahipleri, bağnaz ruhlarını yakan ateşi, Sibilli yazıtlarını yerle bir ederek yok etmişlerdir.

Dünyanın en büyük kütüphanelerinden biri olduğu düşünülen İskenderiye Kütüphanesi'nin yıkılışının kademe kademe olduğu söylenebilir. Kütüphane yıllar içinde farklı farklı tehditlerle karşı karşıya kalır. Kütüphanenin ilk olarak M.Ö. 48 yılında çıkan iç savaşta yandığı rivayet ediliyor. Ancak bu yangından sonra da kütüphanenin kullanılmaya devam ettiğine dair kaynaklar mevcut. Kütüphaneye en büyük darbeleri ise  M.S. 490 Romalı bağnaz rahipler, İskenderiye Kütüphanesi’ni ikinci defa yakmışlardır.

M.S. 783’de Bizans Kitaplıklarının yakılması: İsoryalı Leon Bizans kitaplıkların da ki 300 bin kitabı yaktırmıştır.

M.S. 789’da Torur, Nantes ve Toledo kitaplıklarının yakılması.

9. yüzyılın başlarında Abbasiler tarafından Bağdat'ta kurulan Beyt'ül Hikmet (Türkçeye Hikmetler Evi, ya da İlim ve İrfan Yuvası olarak çevrilebilir), dönemin en önemli bilim ve kültür merkezidir. Dünyanın her yanından düşünürlerin buluştuğu bu merkezde Yunanca, Farsça, Latince ve Hintçe eserler Arapça'ya çevrilir ve bu dillerdeki eserler derinlemesine incelenir. İslam düşüncesi ve biliminin altın çağına ev sahipliği yapan merkez, Moğollar tarafından yerle bir edilir. Bu büyük kayıp, İslam kültürünü karanlık çağa sürükleyen en önemli etkenlerden biridir.

 M.S. 13 yüzyıl da M.S. 13 yüzyılda Moğol Hakanı Cengiz Han ele geçirdiği birçok yerde kitaplıkları yaktırmıştır. Daha sonra yerine geçen Moğol (İlhanlı)l Hakanı Hülağa   Alamut Kalesi’nde ki Batını kitaplığını ve daha sonra Bağdat da ki el yazmalarını  yaktırmıştır.

M.S. 12 yüzyılın sonlarında İstanbul’u ele geçiren Avrupa Haçlıları, İstanbul’u yağmalarken, kitaplıkları da ateşe vermişlerdir.

Nalanda Budist Okulu Hindistan'ın kuzey doğusunda 5. yüzyılda kurulan Nalanda, bir Budist okulu olmasının yanı sıra, farklı alanlardaki düşünürlere de kapıları açık olan büyük bir kültür merkezidir. 1193 yılında Türk asıllı Bahtiyar Halaci tarafından saldırıya uğrayan merkezde tam bir vahşet yaşanır. Düşünürler diri diri yakılır, yazılı eserlerin çıkardığı duman aylarca merkezin bulunduğu vadinin üzerinde asılı kalır. Bu saldırıyla Hindistan simya, anatomi, matematik, astronomi gibi bilimlerdeki tüm kaynaklarını ve düşünürlerini kaybederek karanlık çağa girer ve Hindistan Budist kültürü neredeyse yok olur.

.  M.S. 14 yüzyılda Ortaçağ Avrupa’sın da Katolik Kilisesi kendi anlayışına uymayan ve skolastik düşüncenin kıskasında sıkışmış olan Avrupa Katolik Kilisesi,  Kilisenin dogmatik bilgilerine aykırı bilgilerin  yer aldığı binlerce  kitap ve bu kitapları yazanların hayatta olanları da yakalayarak kitaplarla birlikte yakarak yok etmişlerdir.

M.S. 15 yüzyılda zengin orta Amerika kültürünün en önemli Maya ve İnka  el yazmalarını barındıran Yucatan, 1562 yılında  Amerika’nın keşfinden sonra gözü dönmüş İspanyollar tarafından istila edilir. İspanyol ordusunun  bağnaz rahibi Piskopos Diego de Landa, şeytanın yalanlarını içerdiğini söyleyerek tüm yazmaları yaktırır. Böylelikle binlerce yıllık Orta Amerika uygarlığından geriye pek bir şey kalmaz.

M.S. 15 yüzyıl da İspanyol Engizisyonun yaktığı Arap Endülüs kitaplığını yakarak eşi ve benzeri bulunmayan dev eserler yok edilmişlerdir.

Alabama Eyalet Üniversitesi 1831 yılında kapılarını ilk öğrencilerine açan Alabama Üniversitesi kısa zamanda ülkenin en önemli öğrenim merkezi haline gelir. Amerikan İç Savaşı başladığında üniversitenin kütüphanesi ülkenin en geniş kitap koleksiyonunu barındırmaktadır. Ancak maalesef kütüphane iç savaş sırasında yanar. Kütüphaneden kurtarılabilen tek kitap, 1853 yılında İngilizce'ye çevrilmiş bir Kuran'dır

Cinsellik Araştırmaları Enstitüsü I. Dünya Savaşı'nın hemen ardından Berlin'de kurulan enstitü, cinsellikle ilgili araştırmalarda dünya öncüsü bir kurum haline gelir. Özellikle LGBT bireylerle ilgili araştırmalarıyla dikkat çeken enstitü, 1933'te Nazilerin iktidarı ele geçirmesinin hemen ardından saldırıya uğrar. Akademisyenler tutuklanırken bina ve arşivleri yakılır.

Jaffna Halk Kütüphanesi 1930'larda Sri Lanka'da kurulan kütüphane kısa zamanda Asya kıstasının en büyük bilgi merkezi haline gelir. Palmiye yapraklarına yazılı binlerce antik yazıyı barındıran kütüphane, ülkede 1980'li yıllara darbe vuran ayaklanmalar ve çatışmalardan nasibini alır. Birçok değerli eserler yok olur.

 2011 yılında Mısır'ın Bilgi Tapınağı Modern Mısır'ın en önemli arşivlerinden biri olan Mısır Enstitüsü (Nam-ı diğer Bilgi Tapınağı), Arap Baharı sırasında çıkan ayaklanmalardan birinde atılan Molotof Kokteyli ile yanar. En eskisi 15. yüzyıla ait olan eserlerin yalnızca küçük bir kısmı kurtarılır.

Sonuç olarak; Tarihsel hafızada boşluklar oluşmasına neden olan ve birçok eski uygarlığın günümüzde bilinmeyen sırlarının yok olması ile sonuçlanan bu yıkımlar insanlık için geri döndürülemez ve telafi edilemez büyük bir kayıptır. Bu yazıda kısaca bahsedilen bu yıkımlar tabiî ki çok daha büyük ölçeklidir. Bilinenlerin tamamının yanında bilinmeyen ve unutulup giden nice bilgi kıyımları yaşanmıştır. Günümüzde ise en gelişmiş ülkelerde bile kitap okuma alışkanlığı oranı yüzde 14’ü geçemiyor. Kitle iletişim araçları ve kitle teknolojik oyuncakları insanları kendilerine esir ediyor. İnsanlar çağdaş oyuncaklarının başında saatler geçiriyor. Bilgiyi sevmiyor, kabul etmiyor, kendisini bilen zannedip bir oyun ve eğlence hayatı geçiriyor. Teknolojinin süslü püslü ve cicili bicili araçları ile görüş ve kavrayışlarını sığ ve dar olarak tanzim ediyor. Kısa dalgaların mayıştırdığı jöle beyinli insanlar türetiliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi