TARİHİMİZİN UNUTULAN KAHRAMANLARIMIZIN DEMETİNDEN BİR ÇİCEK MANASTIRLI HAMDİ BEYİ

 

“Ahmet Hamdi Martonaltı ya da bilinen adıyla Telgrafçı Manastırlı Hamdi Bey, İstanbul'un İngiliz birlikleri tarafından işgal edildiği 16 Mart 1920 günü işgal haberini ve gelişmeleri Milli Mücadele'nin lideri Mustafa Kemal Paşa'ya ileterek tarih sahnesine çıkmış telgraf memuru. İşgalden sonra İstanbul'dan kaçıp Kurtuluş Savaşı boyunca telgrafçı olarak cephede görev yapmıştır. Savaştan sonra Beyaz şeritli İstiklal Madalyası ile taltif edildi. 1927'de Mustafa Kemal, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde okuduğu Nutuk'ta onun kahramanlığına yer vererek kendisini onurlandırdı.”

MANASTIRLI HAMDİ BEY KİMDİR?(d.1891-ö 9Aralık 1945)

1891 yılında Makedonya'nın Manastır kentinde doğan Hamdi Bey, 1911’de Dere-i Bala Kasabası'nda telgraf memurluğuna başladı. Ancak 1912’de Sırpların Manastır’ı işgal etmesi üzerine diğer Türkler gibi, Hamdi Bey ve ailesi de İstanbul’a göç etti. Manastırlı Hamdi Bey, günlerce iş aradıktan sonra, 1919’da İstanbul Merkez Postanesi’nde telgraf memuru olarak göreve başladı.

İstanbul'un İngilizler tarafından işgali 16 Mart 1920 günü gerçekleşti. O gün, İngiliz zırhlısından çıkan silahlı İngiliz birlikleri, Beyazıt'taki Şehzadebaşı Direklerarası'nda bulunan Kafkas Tümeni'ne bağlı birliğin karargâh ve mızıka erlerinin kaldığı koğuşu sabah 05.45'te bastı. Koğuşta uyuyan erlere ateş açarak altısının ölümüne ve onunun yaralanmasına sebep olan olayı Telgrafçı Hamdi Bey Ankara'daki Mustafa Kemal Paşa'ya saat onda bildirdi. Zaman zaman ara vererek işgali naklen Ankara'ya ve Mustafa Kemal Paşa'ya aktardı.

Hamdi Bey, telgrafhanenin de basılmasına kadar işgal ile ilgili edindiği her türlü ayrıntıyı hayatını ortaya koyarak iletmeye çalıştı. Onun verdiği haberler özetlenerek Mustafa Kemal’in emri ile Anadolu ve Rumeli’deki tüm komutanların adreslerine telgraf yoluyla iletildi.

Atatürk, Telgrafçı Hamdi Bey'in fedakarlığının önemini 1927 yılında okuduğu Nutuk'ta anlatmıştır. “Bu vatansever ve cesur, Manastırlı Hamdi Efendi olmasaydı, İstanbul felâketinden haber almak için, kimbilir, ne kadar çok beklemek zorunda kalacaktık. İstanbul’da bulunan nâzır, milletvekili, komutan ve teşkilâtımızdan bir kimsenin çıkıp da bize vaktinde haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor.

Demek ki, hepsini heyecan ve korku bürümüştü. Bir ucu Ankara’da bulunan telin İstanbul’da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın bir duruma gelmiş olduklarına hükmetmek, bilmem ki doğru olur mu? Telgraf memuru Hamdi Efendi, daha sonra Ankara’ya gelerek karargâhımız telgraf memurluğunu yapmıştır. Kendisine borçlu olduğum teşekkürü burada açıkça ifade etmeyi millî ve vatanî görevlerimden sayarım.

Efendiler, bu durum üzerine, meydana gelebilecek bir felâketin önüne geçmek için şu emri verdim:  Bütün Vali ve Mutasarrıflara Sivas’ta 3’üncü Kolordu, Bandırma’da 14’üncü Kolordu, Ankara’da 20’nci Kolordu, Erzurum’da 15’inci Kolordu, Konya’da 12’nci Kolordu, Diyarbakır’da 13’üncü Kolordu Komutanlıklarına, İzmir Cephesinde Refet Beyefendi’ye, Balıkesir’de 61’inci Tümen Komutanlığı’na, bütün Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetleri ’ne ve Yönetim Kurullarına

Telgraf, ivedi Ankara, 16.3.1920”

Müdafaa-i Hukuk Heyeti Temsiliyesi adına

Mustafa Kemal Paşa

           Hamdi Bey, Telgraf memuruydu. Kurtuluş Savaşı’nın en önemli gizli habercisiydi. Mustafa Kemal'in de has adamlarındandı. İstanbul’un işgalini Mustafa Kemal’e haber verdikten aylar sonra İngilizlere esir düştü. Padişah yanlısı kendi vatandaşları ispiyon etmişti.

 Manastırlı Hamdi’yi. “Mustafa Kemal’e yardım ve yataklık” yapmaktı suçu. İdam edilecekti, bir fırsatını bulup kaçtı. Sonra Kurtuluş Savaşının birçok cephesinde görev aldı ve her gelişmeyi telgrafla Ankara’ya, Mustafa Kemal'e aktardı. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Hamdi Bey İstiklal Madalyasıyla onurlandırıldı. Atatürk, Telgrafçı Hamdi Bey'in fedakârlığını 1927 yılında okuduğu Nutuk'ta anlattı, onore etti.  16 Mart 1920 günü işgalci İngiliz askerlerinin Şehzadebaşı Karakolu baskınını telgrafla Mustafa Kemal'e bilgilendirdiği için soyadı kanundan sonra ismi Hamdi Martonaltı oldu. (Mart Onaltı)

Ankara Merkez Postahanesinde çalıştıktan bir süre sonra evlenerek Konya’ya yerleşti.

Mustafa Kemal her Konya’ya gittiğinde Hamdi beyi ziyaret etti, ilgilendi. Mustafa Kemal öldükten sonra İsmet İnönü’ de bir süre arayıp sordu Hamdi beyi. Ancak, 1942’nin başında ciğerlerinden rahatsızlandı. Kışın İstanbul’da tedavi olmak zorundaydı ve maaşı buna yetmiyordu. Geçim sıkıntısına düşünce, dönemin Konya valisi Cemal Bardakçı’ya başvurarak iş istedi. Oysa hastalığı nedeniyle çalışacak durumu bile yoktu. Vali onu Akşehir’in Turgutlu bucağına nüfus memuru olarak atadı. Bir iki yıl sonra da 9 Aralık 1945 günü Konya’da vefat etti ve sessiz sedasız Konya Musalla mezarlığına gömüldü. Son nefesini verdiğinde ailesi aybaşını zor getiriyordu.

BUGÜN BİR VATANIMIZ VARSA, BU MANASTIRLI HAMDİ BEY VE ONUN GİBİ BİNLERCE KAHRAMANIN SAYESİNDEDİR. UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM. TARİHİ DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM.

 RUHLARI ŞAD YURTLARI(mekanları) UÇMAĞ(cennet) OLSUN.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi