TENCERE TAVA BU NE TUHAF HAVA

  Değerli dostlar her şey gözlerimizin önünde cereyan ediyor. Görmemek için sadece kör olmak değil aynı zamanda aklen de zayıf olmak veya satılmış uşak olmak  gerekir. Yaşadığımız coğrafya dedelerimizin son kalan mirası. Birlik ve bütünlük içinde yaşamamız ideal olanı . 

     İçeriden dışarıdan şer ittifakı birlik ve bütünlüğümüze helal getirerek ve olmadık entrikalarla gücümüzü zayıflatıp konu mankenleri olmamız için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu karaktersizlik ve kalleşlik onların genetik yapısında  zaten mevcut. Görüldüğü kadarı ile konu mankenleri olmaya hiç de niyetimiz yok.

    Her gün yeni ve başka bir gerekçe  ile  huzurumuz biraz daha bozularak ölmeden önce ölmemiz isteniyor ve tüm hesaplar da buna göre yapılıyor. Gavur  gavurluğunu yaparken tam bir sorumluluk (!) duygusu içerisinde ve işi tesadüflere bırakmak niyetinde değil.

    Bu niyeti neye göre okuyoruz ?  

    Güle oynaya  birlik ve bütünlüğümüzü bozmadan şenlik içerisinde tamamladığımız  referandum ile milletimizin yarıdan fazlasının oyları ile yeni bir sistemin heyecanını paylaşma hayalinde iken bir anda ortalık toz duman oluverdi.

   Malum  zihniyetin  genlerinde olan ;  Mızıkçılık , oyun içinde oyun ve  cambaza bak kolaycılığı ile önümüz yeniden karartılmak isteniyor .  Haklı iken haklılığın tadını çıkarmak şöyle dursun tencere ve tavacılarla yeniden karşılaştık. Daha önce seyrettiğimiz ve senaryosunun sahibini iyi bellediğimiz bu film bile bile  niçin tekrar  sahneye sürüldü acaba? Düşünmeye değer doğrusu.

   Referandum sonuçları ile ilgili öz eleştiriler yapmamız gerekirken ,  milletin  tercihini savunmak durumunda kaldık. Demokrasiden hürriyetten hak ve hukuktan anlamayanlara bu değerlerin önemini bir kez daha anlatmaya gayret ediyoruz.

   Referandum sürecinde  hayırcı cephenin halk nezdinde kazanımları , tencere tavacıların oluşturduğu tuhaf havada kısa sürede  tuz buz  oluverdi.  Bu cephe,   gücünü iki yıl sonra yapılacak başkanlık seçimlerine yönelik olarak planlı bir şekilde  kullanmayı tercih etse idi , ülkemiz demokrasisi adına bir şans yakalamış ve milleti alternatifsiz bırakmamış olurlardı.

   Ama hesap görücüler işi aceleye getirerek dimyata pirince giderken evlerindeki  bulgurdan oldular. Bu milletin kavgadan kaostan kargaşadan ve iki yüzlü duruşlardan haz etmediğini hala anlamamışlar. Böyle devam ederlerse daha çok seçim kaybeder.  Yalancının mumu hikayesi gibi  , haklı olsalar bile  haklı olduklarını anlatmaları çok zor gayrı.

  Ne istiyorsunuz diye  bir sorunun sağlıklı cevabını vermekten aciz olan bu zihniyet ile nasıl mücadele edilir ve nasıl bir sulh sağlanır doğrusu zor bir soru ve cevabı da muğlak.

  Yenilen güreşe doymaz sözüne cukkada oturan bir duruş var karşımızda.

  Ülkemiz,  malum sebeplerden dolayı   olağan üstü hal döneminde .  Devletimizin reflekslerinde elbette bir ciddiyet olacak. 2013 mayıs ayında değiliz.  Güvenliğimizi sağlamakla görevli ekibin  eli armut toplamadığı gibi ,içindeki hainleri büyük oranda temizlemesinden dolayı   o yıllara göre  daha kararlı bir şekilde ülkesini savunacak.

   Bu gerçekliğe rağmen  tavacılar ve havacılar aklını başına almazsa  karşılaşabileceği   büyük sürprizlere de hazır olmaları  gerekir. Tüm dünya zindelerinin birlik ve beraberlik yemini etmişçesine üzerimize her türlü ahlaksızlıkları mübah sayarak saldırmaları bu saatten sonra bizi yıldıramaz  .Geri adım atmamız da mümkün değil.

  Bu meseleler ve omurgalı kararlı duruş  artık   halkımızın  kırmızı çizgisi olmuş.

  İnsan aklını kullanmadıktan sonra şeytanın  bedava avukatı olabiliyor. Şeytana avukatlık yapma şanssızlığı içinde olanlar da olmazları olduracak hinlikleri yapmaktan geri durmuyor.

  Güllük gülistanlık  baharın tüm tonları ile  adeta cennet kokusuna bürünmüş güzel ülkemizi cehennem yapmaya ne hakkımız olabilir?

  Referandum bitmiş.   Bir milyon dört  yüz  bin küsür oy farkı ile  bu millet yeni Türkiye’nin yol haritası ve yeni rotasını belirlemiş.

   Kaos tüccarlarının ekmeğine yağ sürmeyecek kadar açık ve net bir şekilde iki buçuk yıl sonraki muhtemel bir seçim belirsizliğinin  hakemi benim .  Yetti artık söz milletin demiş.

  Şimdi bu işlediği suçun(!) bedelini ödesin diyen gaflet ve dalalet yolunu seçen ihanet  güruhu ile yine kavgaya tutuşturulmak isteniyoruz. Kavganın yabancı taraftarlarını ve niyetlerini anlıyoruz da yerli işbirlikçilerin hangi akla hizmet ettiklerini anlamakta cidden zorlanıyorum.

   Bulanık suda balık avlama hevesçilerinin aklı başına tez gelsin , bizde haftaya referandumda halkın verdiği mesajın şifrelerini sizlerle paylaşalım. İNŞAALLAH.

   Bugünlük de bu kadar.

   Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Akben Arşivi