Mehmet TAŞ
Yeni İnternet Yasasından Neden Rahatsızlık Duyuluyor?
Torba yasa içinde yer alan ve internet yasasına ilave düzenlemelerin yapılmasından rahatsız duyanları anlamakta zorlanıyorum.
Her önüne gelenin sosyal medya ve çeşitli internet sitelerinde olur olmaz iftiraların, kişilik haklarına saldırıların, uygunsuz içeriklerin mahkeme kararını beklemeksizin kaldırılacak olmasından niye rahatsız oluyoruz?
Bir gazeteci olarak 30 yılı aşkın bir süredir yazıp çiziyoruz. Hak ve hakikat olan gerçeği yansıtan haber ve köşe yazılarından dolayı hiç yasal takibata uğramadım.
12 Eylül dönemi dahil, doğru bildiğim hak ve davam ile ilgili her şeyi yazdım. Hiçbir yerden de ne baskı gördüm nede bir taciz…
**
Basılı yayın organlarının yerini doğal olarak zaman ve çağın gereği internet medyası alıyor.
Maliye kaydı olmayan, kimin nerede ve nasıl yayın yaptığı bilinmeyen, hayali isim ve rumuzlarla insanların özel hayatlarının allak bullak edildiği bir sistem, adalet değil adaletsizlik üretir.
Özgürlük dediğimiz hadise ülkemizde “her istediğini yapabilme hakkı” olarak görülmektedir. Bu özgürlük değil, serseriliktir.
Özgürlük, bir bireyin özgürlüğünün bittiği yerde bir başka bireyin özgürlüğünün başladığı yer olarak anlamını bulmaktadır.
Senin bana “sövme hakkın olabilir mi?”
Bunu kendine hak olarak görmek, özgürlük olabilir mi?
Bu ülkede Özgürlük adına nice cinayetler işlenmektedir. Nice aileler boşanmakta ve nice genç fidanlar canını kaybetmektedir.
**
Bir ülkede her şeyin kanunlarla disiplin altına alındığı gibi, özgürlüklerinde kanunlarla disiplin altına alınması gerekmektedir. Yürüyüş yapacağayız, yürüme hakkını kullanacağız diye kamu malına zarar vermek, kaldırımları sökmek, otobüs duraklarını kırmak, vatandaşların işyerlerini talan etmek bir özgürlük müdür? Bu özgürlük değil resmen “yağmalamak, kamu malına zarar vermektir”
Sosyal medyada yazılıp çizilenlere baktığımızda bu alanların tabiri caizse bir terbiye edilmeye muhtaçlığı gün gibi ortadadır.
Özgürlük bana, başkalarına iftira atma ve küfretme hakkını vermemelidir. Özgürlük bana bu hakkı veriyorsa, burada bir sorun var demektir.
**
Son yıllarda “ben yazarım, yazdığım yanlışsa, muhatabı bunu ispat etsin” mantığı hakim oldu.
Böyle bir şey olabilir mi?
Gazeteci yazdığını ispatla mükelleftir.
Doğru değilse de bu yazma hakkını elinden alınması gerekiyor. “Çamur at izi kalsın” mantığı ile özgürlük alanı genişlemez. Kaldı ki Türkiye’deki özgürlüklerin Almanya’dan bile daha ileri olduğunu Hamburg olaylarında gördük.
Özellikle bizdeki basın özgürlüğü batılı ülkelerden çok daha fazladır. GEZİ olaylarında bizim kanallar günlerce canlı yayınlar yapabilirlerken aynı şeyi Almanya Hamburg olaylarında yaptırmadı, izin vermedi. Ve kimsede buna muhalefet etmedi. İşte batının iki yüzlü ve çifte standartına en güzel örnek…
**
Bir gazeteci olarak internet yasasında yapılan değişikliğin özgürlüğümüzü elimizden almak olarak görmüyorum. İftira kampanyaları yapmak isteyen ve etrafa küfür edenler, sübyancılar, ahlak rantçıları korksun.
Namuslu vatandaşın bu yasadan korkmasını gerektirecek bir şeyi de yoktur.
Yasanın Türkiye’de sosyal medya alanında başıbozukluğun sona erdirilmesinde iyi olacağını düşünüyor… hayırlı olsun diyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.