Naif Karabatak
Suçluyu Savunan, Mazlumu Savunandan Daha Çok
Gittikçe ilginç bir ülkeye dönüşmeye başladık.En büyük yolsuzluğu yapanı savunan insanları görürsünüz. Hatta çalınan paranın miktarına göre savunan kişi sayısında artış gözlersiniz.
Mahkeme önünde tezahürat yapanlar, “vur vur inlesin” diye de,yaptığı yolsuzluktan elde ettiği gücün tüm dünyaya duyulması istenir.
Bundan yıllar önceydi, bir üniversite rektörünün yolsuzluğu sonrası yapılan tezahüratları ve koca koca partilerin “Aşkın’ı savunmak, Cumhuriyeti savunmaktır” deyişlerini unutamıyorum.
Cumhuriyet, aynı zamanda hırsızı savunmak olarak algılanıyor.
Aşkın’ın suçlu olup olmadığı tartışılır; Mahkemeler zaten bu kararı vermek için var. Verilen karar da tartışılır ama suçluyu övmek, suçu işlediği için göklere çıkarılmak, ülkenin en önemli değeri olan ‘Cumhuriyet’le adi bir suçu ve suçluyu eş değer göstermek cahillik değilse kasıtlıdır, suça ve suçluya ortaklıktır.
Aç olduğu için bir parça ekmek çalacak duruma gelen, nefsine yenilip, bir dilim baklavayı aşıran, evinde bebeğine götürecek sütü olmadığı için marketten sütü veya mamayı gizleyen, çocuğun bezini kaçıran anne veya babaya da destek olunuyor ama sadece siyaseten ve sadece oy uğruna…
Hiç kimse “mecbur kaldım” diyen üç beş kuruş değerinde “zorunlu ihtiyaç” aşıran anneyi ya da babayı savunmak için sokakları ateşe vermiyor, mahkeme önlerinde diklenmiyor, hâkimler, savcılar ve devlet tehdit edilmiyor.
Ama ne zaman büyük çalan olursa,
Ne zaman terörle ilgili bir mesele bulunursa,
Ne zaman ‘kendilerinden olan’ birisinin aşağılık bir suçu ortaya çıkarsa, bir anda eli kanlı teröristler hak savunuculuğa yükseliyor.
Devleti yıkmak isteyen, cumhuriyetin hamisi kesiliyor.
Adaletle uzaktan yakından alakası olmayan, en adil hâkim konumuna geçiyor.
Gözünü kırpmadan insanları, kadınları, bebekleri öldürenler bir anda barış güvercini olup, semalarda uçuveriyor.
Avukatlar, hem suçluyu hem de masumu savunan kişilerdir.Masumu savunurken, onun hakkını almak için çabalar.Suçluyu savunurken de alacağı cezanın ‘insanca’ olmasına çalışır.
Hiçbir avukat, hırsızı savunurken, “Ne var yani canım, hırsızlık yapmış işte” diyemez.
Hiçbir avukat, teröristi savunurken, “Ne var canım, işte sağa sola sıkmış, üç beş masumu katletmiş” diyemez.
Hiçbir avukat, terörü övenleri savunurken, “Ne var canım, adam aşağılık terörü ve aşağılık teröristleri övüyor. Bütün bir milleti, bütün bir ülkeyi tehdit etmiş de ne olmuş.” diyemez, dememeli.
Ama bütün bunlar deniyor.
Ceza alan birisinin neler yapacağını ve neler yapamayacağını bütün avukatlar bilir.Bunu bütün siyasiler de bilir. Bunu hukukla bir şekilde ilgili olanlar da bilir. Bunu okuma yazması olan herkes bilir. Bunu vicdanı ve merhameti olanlar da bilir.
Bilirler bilmesine ama “zanlı” kendilerinden olunca suçu ve suçluyu savunmak da hak olur.
Zanlı karşı taraftansa bu defa da, suçu, suçluyu ve devleti en ağır şekilde eleştirmek de onlara hak olur.
Oysa bu ülkede savunulacak o kadar masum var ki…
O kadar acı durumda olan insanlarımız var.
Yokluk ve sıkıntı içerisinde olan, bir parça ekmeğe muhtaç kalanlarımız var.
Sürekli ve her yerde güçlüler tarafından ezilen, bir türlü sesi çıkmayan insanlarımız var.
Bu ülkede terörün mağdur ettiği insanlarımız var; Anasız, babasız, kardeşsiz, evlatsız, yârsız kalanlarımız var.
Kadınlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz, yaşlılarımız..hepsinin farklı farklı sorunları, farklı farklı hak gaspları veya mahkemelere düşenlerin güçlüler tarafından ezilmesi var.
Ama bütün bunlar sadece siyasi malzeme olarak kullanılıyor.
İktidar muhalefeti, muhalefet iktidarı oy uğruna eleştirip durur.
Hak savunucusu olduğunu söyleyenlerin sesi, sadece bir terörist söz konusu olduğunda gür çıkar. Üstelik de bunu o kadar yüzsüzlükle, o kadar pişkinlikle, o kadar utanmazca yaparlar ki, sen dinlerken onların yerine utanırsın!
Bunu siyasiler yapıyor, televizyoncular yapıyor, gazeteciler yapıyor yazarlar yapıyor, sosyal medya zaten sorumsuzca yapıyor. Ve sadece bir sürü olmaktan öte gitmeyenler ise yapmak içinbahane arıyor.
Ama artık çok iyi biliyoruz ki, onların sesi ne kadar gür çıkıyorsa, o kadar suçlular demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.