Pekiyi bu değerler nelerdir?

En başta Cumhuriyet…

Cumhuriyet nedir?

Halkın kendi kendine yönetim biçimidir.

Daha önce padişahlık biçimi ile yönetiliyorduk. Yani yönetim babadan oğla geçerdi. Padişahlar krallar gibi yaşarlar her arzularını yerine getirirlerdi. Dünya umurlarında değildi. Halk okumamış cahildi. Birinci dünya savaşından sonra koca imparatorluk çökmüş bütün yurdun her köşesi işgal altında kalmıştı. İşte o sırada Mustafa Kemal Atatürk cahil ve sefil olan halkı arkasına almış, bütün zorluklara karşı düşmanları denize döküp ülkelerine göndermiştir.

Arkasından da Cumhuriyeti ilan etmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk,

İsteseydi kendisini padişah ilan ederdi.

Yine isteseydi dünyaya meydan okurdu.

Zevki sefa sürerdi,

O bunları yapsaydı kim ne diyebilirdi.

O bunların hiç birini yapmadı.

O ülkesini seviyordu.

O ülkesinin kalkınmasını, medeni ülkelerin seviyesini gelmesini istiyordu.

Yine o isteseydi devrimler yapmazdı.

Yine o isteseydi medeni ülkeler seviyesin de giyim tarzını Türk insanın üzerine giydirmezdi.

O hep istedi Türk halkı kalkınsın, insan olsun.

Vatanını ve milletini sevsin.

Hep o istedi Türk halkı çalışsın, çabalasın ve bir şeyler yapsın,

Medeni ülkelerin seviyesine gelsin onlarla yarışsın.

Bu yaşadıklarımızı ama hepsini Cumhuriyet’e ve dolayısıyla demokrasi sayesin de borçluyuz. En önemlisi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz.

Ama, bu gün biz ne yapıyoruz?

Fen’de, ilim de, bilim de, spor da hep gerideyiz.

Çalışmadan, üretmeden her şeyi elde etmek istiyoruz.

Ve hep zengin olmayı düşleriz.

Kendi menfaatlerimizi, çıkarlarımızı düşleriz.
Kısaca, bize emanet edilen değerlerimizi sakın yitirmeyelim. Çünkü Cumhuriyet Türk halkını yönetmek için en ideal yönetim biçimidir.

Ona sahip çıkılmalı.