Fatmagül Abacı
Bu Şehri Terketmek
Zamanı değerlendirmek anlamında her insanın farklı bir düşüncesi vardır. Burada önemli olan zamanın boşa harcanmaması ve heba edilmemesidir.
Kimi işini yapar ve eve de getirir boş zamanı pek olmaz ve zaman ayırmaz ailesine ve çevresindekilere; bunlar iş koliktir. Kendileri olmasa işin olmayacağını sanırlar oysa işi bıraktığı zaman kaldığı yerden birileri devam ettirecektir, bunu unuturlar. Çünkü hiç kimse vazgeçilmez değildir bir işte…
Bazıları vardır gridir,iş varsa yapar yoksa işle ilgili araştırma yapar kendini geliştirir ve böyle mutlu olur .Eğer dengeyi sağlamışsa eve iş götürmez ve işi işte bırakır. Mutlu olmayı becerebilen bir kesimdir bunlar.
Ya hep ya hiç diyenler vardır ,bunlarda iş varsa yapılır yoksa yapılmaz. Durağanlık alır, rutin bir hayat çizgisi oluşur ve fıtratında sürekli çalışma yoktur, iş yoksa da üretime devam etme amaçlı araştırma veya koğuşturma da yoktur. Eve iş gitmez. İş işte kalır. İstisnayi durumlar hariç eve iş götürülebilir.
Zamanı değerlendirmek sadece iş olarak değil günlük yaşam tarzı olarakta önemlidir. Çünkü giden zaman geri gelmiyor .Bu nedenle de işin yanında aile mefhumu, çevre, arkadaş, ve dostlar da zaman ayırmak gerekir. Aksi halde zincir zayıf halkadan kopar ve lehim yapmak orjinali gibi olmayacaktır.
Dengede giden bir hayat ve hayatta dik bir duruş sergilemek elbette kolay değil ama unutmamak gerekir ki hiç iş zahmetsiz emeksiz değildir…Emek verip birşeylerin ortaya çıktığını görmek, hele de emeğin karşılığını almak…
*
Zamanı iyi değerlendirmek adına boş kalan zamanlarda hobilere yer vermek,sosyal yaşantıdan kopmamak, zamanı iyi değerlendirmenin yanında kaliteli zaman harcamakta önemli bir faktör.
Yaptığımız iş ve davranış, tutumdan dolayı bir zaman sonra keşke dememek için o anı dikkatli harcamak keşkelerinizi azaltır gibi olacak…
İnsanın en büyük pişmanlığı zaman varken yapmak isteyipte yapamadığı şeyler oluşturur. Temennim keşkesiz bir yaşamınızın olması elbette. Lakin düz yol diye bir şey yok, yollar hep engebeli veya dolambaçlıdır, virajlarla doludur. Hayatta böyle keşkeli yaşam oluyor ama bu keşkeleri asgariye indirmek ,elden geldiği ölçüde azaltmak insanın elinde.
Ahh !!!... Zaman öyle bir geçiyor ki, bir bakıyorsunuz sabah, bir bakmışsınız akşamın karanlığı çökmüş üstünüze ve belki günün muhasebesini yapamadan güne devam ederek o günkü yaşam nafakanızı tamamlamış oluyorsunuz.
Geçenlerde yaşça hürmet ettiğim bilgi ve hayat tecrübesinin iyi olduğunu bildiğim bir büyüğüm ilham verdi zamanı yazma anlamında .Öyle ki” zaman çabuk geçiyor arkadaşım” dedi, “fırsatın varsa git, söyle, gez ve gör…başkaları üzülür veya rahatsız olur diye düşünme. Sen dayanabiliyorsan onlarda dayanabilir. Zamanı iyi kullan bu gençliği iyi kullan…oku ,okuduğunu paylaş, konuş ve yaşa ve hatta yaşat.”
Haklıydı aslında kendimi düşündüm bir an…İş, işten eve, evden işe. Kalan iki günlük haftasonu tatilinde ise evle işle güçle meşgul olmamak elde mi ? sizi bekleyen birçok sorumluluk ve yapmanız gereken birçok iş. Nereye gideceksiniz ?Hem sokağa çıkış bu şehirde kolay mı ?Adım atsanız maddiyat meselesi açılıveriyor hemen. Çünkü ulaşım, gezi yerleri, ihtiyaçlar ve isteklerinizin hepsini almaya kalkarsanız hepsi için ayrı bir gider, bu nedenle dışarıya her hafta çıkmanın mümkünü yok…
*
Zaten müze ve görülmesi gereken yerleri görmüşseniz tekrarlamaya gerek kalmıyor, misafiriniz olmadığı sürece. Y eni açılan yerleri görmek için de pek heves etmiyor insan çünkü hepsi avm tarzı yerler ve eğlence yerleri…
Hanımlar olarak ev işinin yanında birçok kursa katılan aktif olanlarda var olduğu gibi okuyan sorgulayanlarda var. Ama zamanı kullanmak konusunda hanımlar daha dolu dolu iken beyler bu konuda daha bir rahat. Çünkü hanımların sorumluluğu pek bitmiyor dışarda çalışmış olsa bile, evde bekleyen birçok iş ve sorumluluklar var. Hele bir de çocuk varsa işler biraz daha ağırlaşıyor.
*
Büyük şehrin trafiği kaos ama yaşamı da öyle. Bir koşturmacadır gidiyor. Sakinlik ve dinginlik hak getire!!!...Burada zaman öyle hızlı geçiyor ki zamanla yarış var…Herkes bir yerlere bir şeylere yetişme derdinde. Hızlı bir yürüyüş temposuyla başlayan rutin günü koşturmaca ile tamamlamak bu şehre mahsus bir şey mi acaba ?...
Kime sorsanız yorgun, bu şehri terk etmek istiyor, uzaklaşmak istiyor…Her yüzde bir maske ve bir yorgunluk dilinde…
Sevgi ve Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.