Hüseyin GAZİ
Kahramanmaraş Ve İş Adamları
1980!li yıllar Türkiye’nin devlet teşvikiyle en üst seviyede tanıştığı yıllar. Birçok iş adamı teşvikten yararlanıyor 4 duvar örüyor paraları iç ediyordu. Ülkenin kalınması ve istihdamın sağlanması için devlet iş adamlarını göreve çağırıp yatırımları hızlandırmak isterken, aynı yolla iyi niyetli olmayan iş adamı kılıklı insanlar devleti-milleti bu yolla soyuyorlardı.
İşte o dönemde o destekten faydalanan, aynı paraları alan Kahramanmaraşlı işadamları ise tüm samimiyetlerini ortaya koyarak ellerini taşın altına soktular. Onlarında, aldıkları teşvik kapsamındaki paraları yürütme, yatırama yönlendirmeme, bir Bağ daha alma imkanları varken! yapmadılar-çalmadılar. Yatırım yaptılar, istihdam sağladılar.
İşte o yıllarda, o iş adamlarına yol gösteren, yardımcı olan yöneticiler ve siyasiler vardı.
Devlet planlama teşkilatında Hanefi Mahçiçek; doğduğu, yaşadığı şehre yatırım girsin diye çırpınıyordu bir bürokrat olarak. Şimdilerde aynı gayret ve çabayı bir siyasetçi olarak yapmanın gayret ve heyecanıyla, işe yeni başlamış, genç, istek, arzu, çaba ve fikir dolu üretkenlikle yarım kalan işleri tamamlamak için çabalayan, çalışkan insan.
Hacı Ali Özal ve arkasından Ali Sezal belediye başkanı, şehrin yöneticisi şekillendiricisi, iş adamlarına iş adamı tavrıyla, kendileri yatırım yapıyormuş gibi gayretli çalışmalarıyla, samimi ve heyecanlı iş adamlarının önünü açtılar.
Bir ilin gelişmesi Bürokrat, İş adamı, akademisyen, çalışkan insanlar ve akıllı siyasetçilerin bir araya gelip ortak aklı ortaya çıkarmaları ve el birliğiyle çalışmaları neticesinde olur. Bir birlerine sahip çıkmalarıyla olur.
İş adamlarımızı ne kadar övsek yazıyla eksik kalır.
Kahramanmaraşlı iş adamlarını yalnızca yatırım yaptıkları, bu yatırımla Kahramanmaraş’ı Türkiye’ye, hatta dünyaya taşımaya başladıkları için değil, aynı zamanda bu günlerde bürokrasi ayağıyla veya siyasi kanatla yalnız bıraktığımız halde, yine var güçleriyle hız kesmeden yolarına devam etmeye çalıştıkları için takdire şayandırlar.
Çünkü Kahramanmaraş’ı uzun bir süredir yalnız başlarına kalkındırmaya çalışıyorlar.
Onları Ankara’da onura edecek bir üst düzey bürokratımız yok.
Onların derleriyle dertlenecek siyasilerimiz yok.
İçlerinden birini seçip Ankara göndererek kendi kendinizi anlatın diyen yok.
Para lazım olursa kapılarını çalıyor, hatırlarını soruyoruz.
Çevirin birini sorun, kaç çeşit vergi veriyor. Bilemez. O kadar çok ki kendi verdiğini bile bilemez, bilse de sayamaz saymakla bitmez.
Sadece vergiyle kalsa iyi.
Seçim var para lazım bizi gör.
Okul yapılacak teştte senide görelim.
Falanca hasta yardım et.
Falanın misafirleri var ağırla.
Sağlık kurumlarına bakıver bi zahmet.
Vs, vs, vs, yinede bitmez görevleri. Beğendiremezler.
Yemek verirler gitmeyiz, işlerini takozlar geciktiririz, adam olsunlar diye.
Arada azar işitirler de duymaza verirler asilliklerinden.
İşte bu nedenlerden ve çok daha fazlasından takdire şayandırlar.
Birde öteki yüzlerini dönmeseler, itiraz etmeyi, istemeyi de bilseler.
Bizde onlardan da seçmeyi, onların bizlere verdiklerinin karşılığında onlara destek vermeyi bilebilsek iyi olacak be kardeşim, Kahramanmaraş’a.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.