Fatmagül Abacı

Fatmagül Abacı

Mevsimlerden Yaz İse

Mevsimlerin içinde en sıcak ve en güneşli mevsim yaz mevsimindeyiz. Öyle ki ülkemizin en güneşli mevsimindeyiz. Lakin arada bir sağanak yağışlar başlıyor. Yağış olsa iyi öyle oluyor ki ortalığı sel götürüyor. Üstelik can ve mal kaybına sebep oluyor. Arabaları oyuncak araba gibi önüne katıp götürüyor. Ağaçları deviriyor ve birçok hasara neden oluyor.

Gün günlük güneşlik iken gece bir şiddetli yağmur sesiyle uyanıveriyoruz. Sabah kalkıp baktığımızda yağmurdan eser yok. Yağdığını yerlerin ıslaklığından anlıyoruz.

Geçen günkü şiddetli yağmur doluya dönüşmüştü de bir kıyamet yaşamıştık. Arabaların kaportaları bile dolunun şiddetinden yer yer çukurlaşmıştı. Göçen çatılar ve içerilere kadar yağmur seli pencereden girmişti. Doğal bir felaketti. Sokaktaki ağaçlar dahi yıkılan, dalları kopan ağaçlarla doluydu.

Bir felaketi yaşayan İstanbullular yeni bir dolu fırtınası geleceğini haber alır almaz arabalarını kapalı oto parklara çekti. Kapalı otopark bulamayan vatandaşlarımız ise kendilerince önlem aldılar. Arabaların üzerini halı, kilim, battaniye ile sarıp, bağladılar. Başlangıçta herkese komik gelmişti. Oysa başka yapacak bir şey yoktu. Ellerinden geleni yapmışlar ve beklemeye başlamışlardı.

Bizim sokakta da çeşit çeşit halılar kilimler arabaların üzerine bağlanmıştı. Sokak rengârenkti yol kenarı boyunca. Alışılmamış bir durumdu ama tedbirde tedbirdi.

O akşam yağmur yağdı lakin dolu yağmadı. Sabahleyin arabalarını çalıştırmak için arabalarının yanına giden vatandaşların birçoğu halı ve kilimlerini arabalarının üzerinde bulamadı. Gece lazım olan birileri almıştı. Ağlar mısın güler misin?

Senin felaketten korkman ve önlem alman başkalarının kazancı olabiliyormuş, bu da insanları toplumsal güvensizlik anlamında tetikledi. Ne yazık ki !

***

Eskiden hırsızlar halı çalmak için kedileri kullanırdı. Nasıl diyeceksiniz? Yıkanıp, paklanan halılar balkon ya da terastan sarkıtılırdı kuruması için. Hırsızda kediyi halının üstüne gelecek şekilde fırlatırdı. Kedi can havliyle halının üstünde patinaj yaparak adımlar atardı. Attığı her adımda halının düşmesi için yeterli gelir ki halı sahibi ertesi gün halısını bulamazdı.

***

Mevsimlerden bahsediyorduk sahi. Gardıroplar artık karma karışık. Yazlık, kışlık olmasa da sonbaharlık, yağmurluk ve şemsiyeler hep elimizin altında. Bir gün bakıyorsunuz günlük güneşlik bir bakıyorsunuz yağmur kovadan boşalırcasına. Dünyanın düzenini de insanlar hor kullanarak bozdu. Güneş sistemi de kendi halindeyken değişime uğramıştır. Çünkü var olan her ne olursa olsun eskimeye mahkûmdur. Sürekli ateş topu halinde yanan güneş dünya ile olan açısını mı değiştirdi? Yoksa dünyaya gelen güneş ışınlarını başka bir faktör mü engelliyor? Artık güneş daha çok bulutların arasında veya arkasında yer alıyor.

Yeniden güneş sistemi gözden geçirilmeli. Ozon tabakasındaki deliğin dünyayı daha az etkilemesi için çalışmalar yapılmalı. Yıkıyor veya bozuyorsak bir yandan da yapmalı ve korumalıyız ki düzen devam etsin.

***

Gittiğim güney tatilinde bile iki gün şiddetli yağmur yağdı. Oysa bu mevsimde Antalya bol güneşli olurdu. Bir de öyle bir yağmur yağıyor ki kovadan boca edilircesine…

Bodrum’a giden arkadaşımda aynı şekilde iki gün yağmur bir gün bulutlu olduğunu söyledi, tatil zaten bir hafta.

Sadece İstanbul değil yurt genelinde durum böyle sağanak yağışlar devam ediyor ve üstelik yaz mevsiminin birinci ayı Haziran bitiyorken bile…

Oysa ne denmişti? Bu yaz çok sıcak olacak. Ne yazık ki beklenilen olmadı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Biz eski mevsimlerimizi arar olduk. Bol bol D vitamini aldığımız, ruh halimizin hep daha güleç olduğu mevsimdi yaz. Şimdi havaların bulutlu ve yağışlı olmasından mütevellit bir huzursuzluk ve negatiflik olarak insan doğasına yansıyor.

Eski mevsimleri arıyoruz, tıpkı eskileri aradığımız gibi. Güneşli günleri ve gülen yüzleri, çocuk ve kuş cıvıltılarını özledik.

Yaz mevsimini tadında yaşamak dileği ile… Diğer mevsimleri de tadında yaşamak tabi ki nasip olsun…

Mutlu günler

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatmagül Abacı Arşivi

Nebi

17 Ekim 2024 Perşembe 17:13