Özlediğimiz Vali Portresi ve Karaman Valiliği

 

32 yıl bitti gibi. 32 yılda bu şehirde, bu şehre katkı veren ve bizlerde iz bırakan nice bürokratlar var, valiler var. kimi bürokratların ne adı kaldı nede sanı...hepimiz unuttuk, toplum unuttu!...

Karaman Valiliğinin çıkarttığı Köşe Bucak isimli dergide yazılan bir yazı dikkatimi çekti.

Dergi Karaman Valiliği tarafından çıkartılıyor. Bu alıntıladığım yazı ikinci sayısından. Yazan ise Prof. Dr. Turan Karataş, Derginin künyesinde Yayın Danışmanı olarak gözüküyor. İşte o yazı;

"Yeni Vali"

Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, valilerimize hitaben, "makamınıza ve makam aracınıza kapanıp kalmayın; halkın arasına çıkın, çarşıya pazara gidin" mealinde nasihatte bulundu. İsteği makuldü.

Yıllardır, adeta "sırça köşk"te yaşayan valiler, resmi alanın dışında pek görünmediler. Ömürleri neredeyse, göstermelik törenlere katılmakla geçti.

Çevrelerine görünmez ve de aşılmaz bir "duvar" ördüler, adına da "devlet adamı" zırhı dediler. Mithat Cemal, Sultan Aziz devrini anlatırken "yeni vilayetler vardı, fakat yeni vali yoktu" der. Demek ki, yüzyıldan artık bir zamandır Türkiye'nin önemli sorunlarından biri de bu "yeni vali" meselesidir.

Bir Recep Yazıcıoğlu vardı; sivil, bağımsız, aykırı düşünebilen. Merkezi otoritenin koyduğu kurallar hilafına kararlar da alabilen. Oradan oraya sürüp durmuşlardı rahmetliyi.

Görebildiğim kadarıyla son beş on yıldır Türkiye'de "vali tipi" değişmeye başladı. Resepsiyon, balo, kulüp valileri kayboluyor giderek. daha genç ve dinamik valiler görüyoruz sevinerek. Söz gelimi, üç beş ay önce Dıyarbakır valisini tanıdım bir toplantıda, heyecanına, enerjisine, gençliğine gıpta ettim/hayran kaldım.

Yeni vali tipinde bulunmasını istediğim özellikler şunlar olmalı:

Şehrinde yaşayan tüm insanlara yakın durmalı ilkin.

Yüksekçe bir yerden bakmamalı içinde yaşadığı topluma. Camiye, pazara, kahveye hatta meyhaneye uğramalı/yol düşürmeli. Sokağa çıkmalı, makam arabasız, dahası korumasız; şamatasız, içimizden biri gibi. Halkın dertlerini dinlemeli.

Alçakgönüllü, merhametli, mütebessim, müşfik olmalı. Kibirli, kompleksli, çatık kaşlı, müsrif ve müstebit değil. Gerekirse bisiklete binip şehrin sokaklarında gezmeli, spor yapmalı. Hukuka bağlı olduğu kadar örfe de saygılı olmalıdır.

Bütün bunlar 'yeni vali' tipini, kuşkusuz önce ve bilhassa 'şehir bürokratları' yadırgayacaktır. Evsafını saydığımız yeni devlet adamının iyi taraflarını anlamayacak, yanlış yorumlayabileceklerdir. Olsun. İnsanların alışkanlıklarını değiştirmek kolay değildir. Hele taşrada, bilhassa küçük kentlerde. Fakat atılan adımlar kararlı ve iyi niyetli oldukça, bu çevredeki algılama doğru olanı fark edecektir. Halkın, toplumun yararına olan samimi tavırlar, karşılığını bir gün bulur.

Yukarıdaki özellikleri yanında, şehrin en önemli ve en tepedeki mevkiini işgal eden 'devlet adamı'nın becerikli, iş bilir, iş bitirici olması da şarttır. Akil, adil ve ahlaklı olmanın yanı sıra bu beceriklilik göz dolduran önemli bir meziyettir.

Halk, yaşama ölçütleri bakımından, valisini ne kadar kendine yakın bulursa o kadar değer verir.

Şimdi, içinizden biri gibi yaşayan ve halkına yakın duran bir valimiz var. Fakir fukarayı gözeten, yetim çocuklara sevgisini esirgemeyen, yaşlıları ziyaret eden, şehrin örfüne ve geleneğine değer veren bir vali. Ruhen ve ahlaken yerli bir adam. Siyasiler, işadamları, bürokratlar, şehrin akil adamları bu samimi valinin aydınlık yüzünü karartmamalıdır.

Bu değerli bir bilim adamının Vali ölçüleri bu şekildedir. Şimdi soruyorum;

Kahramanmaraş'a bu ölçütleri içinde taşıyan bir vali geldi mi?

Bu soruların cevabını ben değil, siz değerli halkımız verecektir. Bizim gazeteci olarak görevimiz araştırmak, sorgulamak ve kamuoyuna ilan etmektir.

Değerli yazarın yazısında ifade ettiği gibi;

Şehrin en önemli ve en tepedeki mevkiini işgal eden 'devlet adamı'nın becerikli, iş bilir, iş bitirici olması da şarttır.

Ayrıca;

Halk, yaşama ölçütleri bakımından, valisini ne kadar kendine yakın bulursa o kadar değer verir.

Ve bende böyle bir vali özlemi içinde olduğum için yazdım.

Takdir bizleri okuyan okurlarımızın ve Yüce devletimizindir, yüce devletimizin en üst makamlarını işgal ederek, o koltuklarda oturanlarındır.

Sürçü lisan ettiysek, lafı eğip bükmeden içimizden geçtiği gibi yazarak, zülfiyare de dokunduysak, affola...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet TAŞ Arşivi