Ömer IŞIK
Savaşa hazır mıyız?
“NATO bahane, kuşatma şahane” ve “ Yunanistan Kaşınıyor” yazılarımda, ABD’nin sinsi bir şekilde üs kurmasından bahsederek dünyayı şahane kuşatma planlarına değinmiştim. En son Ukrayna’yı Rusya’nın önüne atmış ve akabinde Yunanistan’nın bir çok yerlerine üs kurmuştur.
Türkiye haklı olarak bu olaya tepki göstermiştir. Bu tepkiye ABD ise Rusya için tedbir aldıklarını söylemiştir. Tabi bu söze kimse inanmadı. Çünkü Miçotakis’in ABD Meclisinde Türkiye aleyhinde yaptığı konuşma ayakta alkışlanmıştı. NATO tarafından Yunanistan’a yapılan silah yardımı arttırılmış, halen burnumuzun dibindeki adalara silah sevkiyatı yapılmaktadır.
Diğer taraftan da Güney Kıbrıs’a silah ambargosu kaldırılmış ve adanın silahlandırılması hız kazanmaktadır.
Yunanistan artık havalara girmiş, gemilerimize ve uçaklarımıza kilit atmıştır. Mültecilerin botunu batırmakta, ölümlerine seyirci kalmaktalar. Türkiye’den kaçan Fetöcülere ve PKK yandaşlarına kucak açmaktadır.
Türkiye ise denizde gaz aramalarına devam etmedir. Sırada karbonhidrat ve kaynaklar bulunmaktadır. Türkiye eğer bu kaynakları çıkarır ve işletirse, ABD ve Avrupa için büyük risk sayılır. Çünkü güçlü bir Türkiye’nin olması kendilerine rakip olur. Türkiye’nin Enerji koridorunda söz sahibi ya da enerji merkezi olması kabul edilemez.
Ayrıca Erdoğan liderliğinde Türkiye artık Amerika’ya eskiden olduğu gibi biat etmiyordu. Rusya ile yakın ilişkiler kurması tehlike görülmektedir. Bu itibarla Türkiye’ye bir ders verilmeli ve şartlar oluşturulmalıydı. Aynı Ukrayna gibi Yunanistan da Türkiye ile savaşa itilmeliydi. Bütün olaylar bizi bir savaşa doğru sürüklüyor. Her ne kadar böyle bir savaş halk tarafından istenmese de görülen şartlar yakında savaşı körükleyecektir. Yunanistan’ın bu kadar silahlandırılması elbet sadece caydırıcılık için olamaz.
Bir gün ABD yaptıkları silah yardımı için Yunanistan’a “Artık Türkiye’ye saldır” komutunu verecektir. Muhtemel saldırı Silifke’den Edirne’ye kadar deniz-kara alanını kapsayacaktır. Muhtemel bu saldırı da 2023 seçimden önce beklenmektedir. Güneş tutulması varsayılarak Kasım ayında dahi savaş senaryoları konuşulmaktadır.
Savaşa bu kadar yakın olan Türkiye için elbette yetkililerimiz tedbir alıyorlardır. Ancak bu tedbirler halkımıza henüz yansıtılmadı.Silah sanayiinde atağa geçtiğimiz bir gerçek. Halkımız savaş olasılığını hiç düşünmüyor. Halkımız hala ekonomi derdinde, lüks yaşam peşindedir. Aslında bir savaş için alarm sirenleri ve tatbikat şart görülüyor. “Düşmanın silahıyla silahlanınız”(HŞ) , “Su uyur düşman uyumaz” sözlerini hiçe saymayalım.
Belki şu an Türkiye’nin en önceli sorunu savaşa hazırlık olmalıdır. Evet savaş istenmez ama savunmaya her zaman hazır olmalıyız. Türkiye’den kaçacaklara şimdiden duyuralım ki dostumuz düşmanımız belli olsun.
İçimizdeki sığ kafalı bazıları “Erdoğan seçim olmaması için savaş çıkaracak” diyenler olacak, fakat savaş hazırlığı yapanlar belli. “Yurtta sulh cihanda barış” sözü maalesef günümüz şartları için söylenmemiştir.
Bela gelmeden tedbir alınması gerekiyor, fakat “Görünen köy kılavuz istemez” kabilinden savunma yakın tedbirlerimizi arttırmalıyız. “Kaderden kaçış kaderdir”(Şems’i Tebrizi).
Unutmayalım “inananlar güçlüdür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.