Ömer IŞIK
Son Nefes Ve Cenaze İşlemlerinde Sistem Aksaklığı
Fani hayattan baki aleme ak yüzle göçmeyi, ölümü hoş karşılamayı hep isteriz. Ecdadımız son nefese önem vermişlerdir. İmanı Kamil ile ruhumuzu Azrail Aleyhisselama teslim etmeyi bütün Müslümanlar arzu eder. Bu itibarla son nefesini verecek kişilere yakınları tarafından telkin yapılır veya baş ucunda Kuranı Kerim okunur, varsa vasiyeti alınır. Helallik istenir.
Bilindiği üzere son nefeste imanımızı çalmak için şeytan musallat olurmuş. Bu itibarla son nefese önem verilir. Hastanın son zamanlarında yanında olunulur. Bir çoğumuz müşahade etmişizdir; eğer hastanın eceli gelmişse, o kişinin artık dünya uğraşı neyse hasta onu sayıklar. Mesela inşaatçıysa ; “ Bana demir getirin, kalıbı dökün, tel getirin” dediği olmuştur veya fırıncıysa; “ Bana un getirin, su dökün “ gibi kendi kendisine konuştuğu görülür, bazıları da Allah Allah der veya Kelime-i şehadet getirir. İşte bu yüzden eceli gelen hastaya zaman zaman su verilir, çünkü ölmeden önce insan çok susarmış, şeytan bunu fırsat bilip “İşte sana su imanını ver, suyu sana vereyim “ dermiş. Bu yüzden şeytanın şerrinden korunmak için eceli gelen hastanın yanında Kuranı Kerim okunur.
Normal bir şekilde hasta yatalak eceli gelmiş Müslümanlara, yakınları hep teyakkuz halinde olup Yasin’i şerifler okunur, helallık istenir, dualar yapılır. Ecel vakti akşama yakın tamam olduysa o gece mevta evde artık misafir edilir. Sabah beklenir, o gece akrabalardan eve gelenler olur, Yasinler, dualar okunur.
Gündüz olunca mevtayı yıkama işlemlerine başlanır. Bilahare kefenleme, mezar defin yerinin hazırlanması yapılır.
Günümüz modern hayat şartları, sanki son nefes vermemizi ve cenaze işlemlerini de maalesef değiştirdi;
- Ambulans ile hasta taşınırken belki yolda vefat edecek kişinin başına yakınını koymuyorlar,
- Son nefeste yakınına muhtaç iken yapayalnız bırakılıyor,
- Hastaneye getirilen hastaya müdahale edildiğinden telkin yapılamıyor, çünkü biraz daha nefes alsın diye uğraşılıyor,
- Ağzına zemzem veya su verilemiyor,
- Daha sonra buz gibi morga bırakılıyor, her ne kadar insan ölmüşse dahi o soğukluğu hissedermiş,
- Sanki İslama göre değil de Yahudi veya Hrıstiyanlık adetlerine göre defnimiz benzeşiyor,
- Pandemiboyunca uzaktan hastalarımızın kendi başına çırpına çırpına ölmesine seyirci kalınıyor,
- Ölümün güzel olduğu unutularak, sanki ölümden bir kaçış içerisine girdik, İnsanın sorası geliyor “ Bu kaçış nereye?”
- Omuz üstünde dualarla taşınan tabuttan, araç ile taşınan tabuta dönüştük,
- Başta Diyanet Başkanlığımıza bu hususta önemli sorumluluk düşmektedir; İslami cenaze işlemleri değişmeye başlamaktadır. Aynı şehidlerimizin marş eşliğinde cenazesinin taşınması gibi.
Sistemin ve yetkililerin veya kendimizin sorgulanarak cenaze işlemlerimizin yeniden İslama uygun hale getirilmesi önem arz etmektedir.
Rabbım hepimize öncelikle sıhhat ve afiyet versin. Şayet ecelimizin geldiği vakitte, ölümü güzel görüp, imanı kamil ile, yüz akı ile Rabbımın huzuruna çıkanlardan eylesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.